30 Ağustos Zafer Bayramında Çanakkale’den Yükselen Bir Ses Bakın Ne Diyor?
Bugün 30 Ağustos.
Türk Milleti’nin Sevr anlaşması ile ayaklarına vurulmak istenen pranganın darmadağın edilişinin zafer günü.
Bugün Osmanlı’nın küllerinden yeni bir devletin doğmasına sebep olan Mustafa Kemal Paşanın askeri dehasının yedi gösterildiği ve yedi düvele karşı zafer kazanan Türk ordusunun yani Türk milletinin büyük zafer günü.
Bugün Türkiye’nin en batısındaki şehirlerden biri olan Çanakkale’de 30 Ağustos Zafer Bayramının açılış törenleri vardı.
Yeni hazırlanan Tören alanında askeri birlikler ve merasim bölükleri yerini almıştı. Atatürk anıtına art arda konulan valilik, garnizon ve Belediye çeleklerinden sonra saygı duruşu ve İstiklal marşından sonra tören bir anda biti verdi.
Sonrasında bu sönük açılış töreninden sonra alternatif bir tören olarak muhalefetteki kimi siyasi partilerin Çanakkale İL Başkanlıkları ve STÖ’leri teker teker Atatürk anıtına çelenk koydu.
CHP ve Zafer Partisi en son konuşmacılar konuşmalarını yapıp bitirene kadar alandan ayrılmazken İYİ Partililer kendi çelenklerini koyduktan sonra törenin sonunu beklemeden alandan ayrıldılar. Bu acelecilikleri pek de şık olmadı.
Ama günün anlam ve önemine en güzel vurguyu yapan Türkiye Emekli Subaylar Derneği Çanakkale Şubesi Başkanı Em. P. Kd. Alb. Eminettin Ergin komutanın yaptığı konuşmaydı.
TESUD Çanakkale Şube Başkanı açık açık şöyle sesleniyordu. “Vatandaşlık için kriter, gerektiğinde bu ülke için hayatını verebilmek olmalıdır.” Diyordu. Yerden göğe kadar da haklıydı. Hatta sadece bu ikazla kalmadı ve dedi ki;
“Son yıllarda ülkemiz, yoğun kalabalıkların göçlerine maruz kaldı. Nedenini ve sonuçlarını henüz tam olarak kestiremediğimiz bu önemli sorun, akıllara “göçler, ülkemize karşı bir silah olarak mı kullanılacak” sorusunu getiriyor. Önemli bir beka sorunu ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz. Koca roma imparatorluğu ve döneminin en medeni modern devleti Sümerler kavimler göçlerinin etkisi ile yıkılmışlardır.”
Bu ikaz ve endişeden daha büyük uyarı daha nasıl yapılabilir ki?
Ömrünü vatan savunmasına harcamış emekli askerlerin dernek başkanı gözümüzün içine parmağını soka soka ülkemizi işgale dönüşen göç olgusu konusunda etkili ve yetkili kişilere uyarıda bulunuyordu.
Dilerim bu uyarı duyması gerekenler tarafından duyulur. Ardı arkası kesilmeyen ve ülkemizi adeta işgale dönüşen göç dalgasına AKP ve devletin yetkilileri makul ve mantıklı bir açıklama yaparak vatandaşın zihninde oluşan endişelerini giderir.
Aşağıya Çanakkale Emekli Subaylar derneği Şubesi Başkanı Em. P. Kd. Alb. Eminettin Ergin Bey’in konuşmasını virgülüne dokunmadan sizlerle paylaşıyorum.
30 Ağustos zafer bayramımız kutlu olsun.
******
“Muhterem hanım efendiler beyefendiler,
Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kazanılan ve yüce Türk milleti ile kahraman Türk silahlı kuvvetlerinin gücünü tüm dünyaya gösteren şanlı 30 ağustos zaferimizin 102’nci yıl dönümünü gururla kutluyoruz.
30 Ağustos zaferi, ülkemizi parçalamak ve milletimizi esaret altına almak isteyen devletlere karşı, tüm olanaksızlıklara rağmen, yüce Türk milletinin sarsılmaz azmi, yüksek iradesi, vatanseverliği ve kahramanlığı ile kazanılmıştır.
Yüce Türk milleti, 30 ağustos zaferi ile kendisini tarih sahnesinden silmek isteyenlere anlamlı, ağır ve uzun süre unutamayacakları bir ders vermiştir.
Yüz iki yıl önce, sayı ve silah olarak kendisinden çok üstün olan düşman karşısında, yüreğindeki vatan sevgisi ve üstün cesaretiyle ülkesini, kanının son damlasına kadar koruyan Türk askerinin bugün de aynı uğurda canını seve seve feda edeceğinden hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır.
Bu eşsiz zafer aynı zamanda, temeli çağdaş değerlere dayanan yepyeni bir devletin oluşturulması için, Türk milletine bir öz güven kazandırmıştır.
Bunun sayesindedir ki, büyük önder Atatürk, kendi bilimsel ve çağdaş düşünce sistemini, toplumsal dinamizmin merkezine yerleştirerek çağdaş bir toplum olmanın temellerini atmıştır.
Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına temel teşkil eden ve sonucu bütün dünyada derin yankılar yaratarak tarihin akışını değiştiren büyük taarruz ve kazanılan zafer, Türk milletinin bağımsızlığını, sonsuza kadar hür ve egemen yaşamasını da sağlamıştır. Bugün Türk milletinin onur günüdür, kahraman Türk ordusunun zafer günüdür.
Saygıdeğer dostlar;
Sizlere zaferin gelişimi ile ilgili bilgiler vermek istiyorum.
Sakarya savaşının kazanılmasından sonra, Türk ordusu, Eskişehir-Afyon hattında yerleşen düşman karşısında toplanırken hakim olan fikir “yunan ordusuna henüz toparlanmadan hemen taarruz edilmesi” şeklinde idi.
Ancak düşman Anadolu topraklarından tamamen atılabilmesi için bazı hazırlıkların tamamlanmasına ihtiyaç vardı.
Öncelikle asker sayısının artırılması gerekiyordu. Ayrıca cephane miktarı da yetersizdi.
Yapılan tüm hazırlıklara rağmen Yunan ordusunun miktarına ulaşılamamıştı. Silah bakımından da Yunan ordusu daha üstündü.
Yunan ordusu lehine olan asker, silah ve teknoloji üstünlüğünü kapatmanın tek yolunun “türkün savaşma azim ve iradesini kullanmak ve kahraman Türk askerini, tarihin derinliklerinden gelen Türk’e has yönetme gücü ile sevk ve idare etmekti.”
26 Ağustos sabah saat 05.30’da topçu ateşi ile taarruza başlanmış; düşman, mükemmel bir tertip ve gizlilik içinde yapılan yığınak hareketini vaktinde haber alamamış ve baskına uğramıştır.
27 ağustos 1922 günü bütün cephede taarruzlar aralıksız devam etmiş, Afyonkarahisar kurtarılmıştır.
29/30 Ağustos gecesi başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın düşündüğü imha muharebesinin şartları gerçekleşmiş, bizzat muharebeyi sevk ve idare ederek tarihin en büyük ve en kesin sonuçlu meydan muharebesini kazanmıştır.
Bu muharebeler sonucunda, yunan ordusu esir ve imha edilmiş, başkomutanı general Trikopis esir alınmıştır.
Kazanılan bu zaferle, Lozan anlaşması galip devletlere kabul ettirilmiş, böylece Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli atılmıştır. Lozan anlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedidir.
Sevgili dostlar;
Son yıllarda ülkemiz, yoğun kalabalıkların göçlerine maruz kaldı. Nedenini ve sonuçlarını henüz tam olarak kestiremediğimiz bu önemli sorun, akıllara “göçler, ülkemize karşı bir silah olarak mı kullanılacak” sorusunu getiriyor. Önemli bir beka sorunu ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz. Koca roma imparatorluğu ve döneminin en medeni modern devleti Sümerler kavimler göçlerinin etkisi ile yıkılmışlardır.
Dağılma sürecinde, üç kıtaya yayılmış imparatorluktan Anadolu topraklarına sığınan ve bu topraklardan da atılmak istenen Türk milleti, 30 Ağustos zaferi ile Anadolu topraklarına tırnaklarını geçirmiş, bu topraklar için diyetini kanı ile ödemiştir. Vatandaşlık için kriter, gerektiğinde bu ülke için hayatını verebilmek olmalıdır.
Her vatansever, dikkatini bu sorunlara yoğunlaştırmalıdır.
Bu vatanın yeniden kurtarılması için yeni bir kurtuluş savaşı şartlarının ortaya çıkmaması için herkes üzerine düşen görev konusunda dikkatli olmalıdır. Gerektiğinde bu aziz millet vatanı için kanını dökmekten bir an olsun tereddüt etmeyecek ve gücünü damarlarındaki asil kandan alacaktır.
Daha nice 30 Ağustos zaferlerimizi kutlamak dileğiyle, zaferimizin 102’inci yılını kutluyor, başta gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bütün şehit ve gazilerimizi minnet ve şükranla anıyor,
Saygılarımı sunuyorum.
Eminettin Ergin
E.P.Kd.Alb.
TESUD Çanakkale şube başkanı”