Bilim insanları İnsan vücudunda yeni bir organ buldu!..
insan vücudunun yeni bir organı Mezenter olarak tekrar tanımlandı. Araştırmacılar insan vücudunda yeni bir organ olduğunu ortaya koydular. Aslında bu yapı vücudumuzda ilk defa tanımlanmıyor ve yapısı biliniyor. Ancak bir organ olarak fonksiyonları ve işlevi daha önce tanımlanmamıştı. Yeni organımız mezenter, eskiden parçalı yapıda bir doku olarak incelenmekte, sadece ince bağırsağın üzerinde peritonun bir uzantısı olduğu düşünülüyordu. Ancak aslında başlı başına bir organ olduğu ortaya çıkarıldı.
Mezenter nedir?
Mezenter adlı organın bilinen ilk tanımlaması Leonardo Da Vinci tarafından yapılmıştır. Da Vinci ve sonraki çalışmalarda genel olarak organ kapsamında incelenmemiş bir doku olmuştur. Bunun en temel sebebi, karaciğer, böbrek yada beyin gibi diğer organ yapılarındaki net anatomik belirginliğin olmaması olabilir. Mezenter yapısı itibari ile zarsı bir doku ve bu doku bağırsak etrafında dolanık olarak bulunuyor. Bu ise mezenterin sanki sadece zarlardan oluşan bağırsaklara yardımcı bir doku olarak görünmesine sebep oluyor. 2012 yılında ise J Calvin Coffey’in mikroskobik olarak mezenterin sürekli bir yapıya sahip olduğunu gösterdi. 2012’den günümüze kadar ise Coffey ve ekibi mezenterin ayrı bir organ olduğunu ortaya çıkaran veriler topladılar. Son olarak bilimsel bir makale ile bunu net bir şekilde ortaya koydular.
Böylece mezenter ile ilgili hastalıkların daha farklı bir şekilde ele alınması ve tedavilerin daha etkin gerçekleştirilebilmesi daha kolay olacak. Bunun yanı sıra mezenterin işlevlerinin tekrar organ olarak incelenmesi ve araştırılması da gerekiyor. Bu konu da tıp öğrencileri ve araştırmacılara büyük sorumluluk düşüyor.
Yüz yıllardır anatomideki tüm gelişmelere rağmen aslında ortaya çıkarılamayan bir organa sahip olduğumuz, hala keşiflerin sınırı olmadığını ortaya koyması bakımından araştırmada sürekliliğinin önemini ortaya çıkarıyor. Eğer bilim insanları, tüm anatomik yapıları ortaya çıkardıklarını düşünerek hareket etselerdi ve vücudumuzdaki dokular üzerine çalışmaya devam etmeselerdi, mezenterin aslında farklı bir organ olduğu ve kendine özgü yapısı olduğu ortaya çıkarılamazdı. Bu durum ise mezenter kaynaklı hastalıkların ve sağlık problemlerinin eksik olarak tanımlanması ve düzgün tedavi edilememsine sebep olabilecek bir durum olacaktı.