ÇOMÜ Senatosu kararıyla Kırımoğlu’na fahri doktora verildi

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Senatosu kararıyla Ukrayna Parlamentosu Milletvekili ve Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na fahri doktora unvanı verildi.    ÇOMÜ Senatosu, Kırımoğlu’nun Kırım Tatarlarının haklarının kazanılmasında gösterdiği çaba ve elde ettiği başarı dolayısıyla uluslararası ilişkiler alanında fahri doktora verilmesini kararlaşmıştı. Karar, bugün düzenlenen törenle yerine getirildi. Tören, İÇDAŞ Kongre Merkezi Seyit Onbası Salonu’nda yapıldı. Çanakkale Valisi Ahmet Çınar’ın da katıldığı törende müzik de yer aldı, ayrıca ÇOMÜ tanıtım filmi ve Kırımoğlu’nun hayatını anlatan belgesel film gösterildi.   Törende konuşan ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, Türk dünyasının özlenen birlik beraberlik içinde olmadığını söyledi. Laçiner, "Zaman zaman, ‘Bu Araplar birlik olamıyorlar, hiçbir sorunlarını çözemiyorlar.’ şeklinde serzenişler duyarız ve üzülürüz. Maalesef Türk dünyası da istediğimiz, özlediğimiz vaziyette değildir. Baktığınız zaman Kerkük’ün hali, çok fazla cümle kurmayı gerektirmeyecek kadar yürek burkmaktadır. Suriye’de 1 milyonu aşkın Türkmenin durumunun konuşulduğunu dahi görmüyorum. Doğrusunu isterseniz bu da ayrı bir yara olmalıdır. Bakıldığında Sincan bölgesine, Türk dünyasının ana yurdu, ata yurdu, Türkler en temel ibadetlerini dahi gerçekleştiremeyecek durumdalar. İran’a baktığımızda da Azerbaycan Türklerinin İran hapishanelerini doldurduğunu görüyoruz. Ne yazık ki sadece esaret altındaki ülkelerde değil, kendi yöneticileri altında da Türklerin vaziyetinde sorunlar var. Örneğin Özbekistan’a baktığım zaman sanki işgal edilmiş bir ülke gibi, yani en temel insan haklarının çiğnendiği yerler arasında Türk dünyasındaki bazı devletlerin adının geçiyor olması, en sert yönetimler sıralanırken ilk beşte birkaç Türk devletinin adının geçiyor olması ayrı bir üzüntü kaynağıdır. Kırım ise en sıcak, en yakın kanayan yaralarımızdan bir tanesi. Benim hissiyatım Kırım, İstanbul’dan sonra ikinci mühim noktadır, Osmanlı İmparatorluğu açısından baktığınızda. Osmanlı’da hanedan durduğunda devam ettirmesi gereken yerdi Kırım, normal şartlarda." dedi.   Daha sonra Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Saçar tarafından senato kararı okundu. Rektör Laçiner, Rektör yardımcıları Prof. Dr. Şükriye Aras Hisar, Prof. Dr. Feyzi Uğur ve Saçar, Kırımoğlu’na akademik kıyafet giydirdi. Vali Çınar fahri doktora beratını, Rektör Laçiner ise üniversite kimliğini verdi. Ayrıca Kırımoğlu’na, Şehitler Abidesi ve Truva Atı minyatürleri hediye edildi.   Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Kırımoğlu, yaptığı konuşmasında Kırım Tatarlarının tarihinin facialarla dolu olduğunu söyledi. 20. yüzyılda en büyük facianın 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki sürgün ve soykırım olduğunu belirten Kırımoğlu, “O sürgün ve soykırım esnasında Kırım Tatar halkı, yüzde 46’sını kaybetti. Hayatta kalan insanlar da hiçbir zaman eşit vatandaş olmadılar. Daima vatanlarına dönmek istedikleri için, kansız ve silahsız mücadele verdikleri için ardında hapisler, sürgünler... Ve oradaki insanlar, kendi çocuklarına bir şeyler öğretmek ve okutmak için çok çaba sarf ettiler. Bizim ailemizde de yedi çocuk vardı. Anne ve babamız, bizleri okutmak için çok çaba sarf ettiler. Gece gündüz çalışıyorlardı. Açlık olsun ama çocuklarımıza bir şeyler öğretelim diyorlardı. Gerçekten de ailemizde hep çocuklar üniversite bitirdiler. Bir tek bana kısmet olmadı. Bana antikomünist dediler, hapishaneye attılar. Sonraki dönemlerim de hapislerde geçti. Beni hayatımda en çok üzen şey bu oldu." şeklinde konuştu.