ÇTSO Kasım ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda Meclis Başkanı Osman Okyay’ın yaptığı konuşma
Komşu kentlerin değerli oda ve borsa başkanları
Meclisimizin değerli üyeleri
Kıymetli konuklar,
Sevgili medya mensupları,
Hepinizi şahsım ve Başkanlık Divanı adına saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime, Ermenek’teki maden kazasında hayatını kaybeden işçilerimize rahmet, ailelerine ve ülkemize başsağlığı dileyerek başlamak istiyorum.
Madencilik, iş güvenliği riskinin en yüksek olduğu sektörlerden biri.
Bu işe giren girişimcilerin maksimum duyarlılıkla çalışması, kamunun da bu konuda ihmale sıfır tolerans göstermesi gerektiğini düşünüyorum.
Umarım Ermenek, madenlerde yaşadığımız son büyük iş kazası olarak tarihteki yerini alır.
Bugün aramızda Balıkesir, Bandırma, Erdek, Kütahya, Tavşanlı ve Tekirdağ’ın değerli oda ve borsa başkanları var.
Bu değerli katılım için sevgili başkanlara teşekkür ediyor, Meclisimize hoş geldiniz diyorum.
Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu URAK’ın yaptığı son “illerarası rekabetçilik endeksi” sıralamasında Tekirdağ 7’nci, Balıkesir 23’üncü, Çanakkale 33’üncü Kütahya 45’inci sırada yer alıyor.
Bu sıralamaların, kentlerimizin taşıdığı potansiyeli yansıtmadığı çok açık.
Oysa bir araya geldiğimizde büyük bir güç oluşturma kapasitemiz var.
Anadolu’nun kalbinden Avrupa kapısına uzanan bir koridor olma rezervi taşıyan bu dört kentin, özellikle Çanakkale Köprüsü ile birlikte çok daha yakın çalışıp birlikte büyümeye başlayacağına inanıyorum.
Değerli dostlar,
Zor bir yıl olacağı başından belli olan 2014’ün sonuna gelirken küresel ekonomideki toparlanmanın ivme kaybettiğini görüyoruz.
Küresel talebin zayıf seyri, dünya ekonomisini potansiyel büyümesinden daha aşağı bir seviyeye çekiyor.
Hem gelişmiş ekonomilerin, hem gelişmekte olan ekonomilerin performansının ülke ülke belirgin şekilde ayrıştığı bir süreç yaşıyoruz.
Amerika bu dönemde diğer gelişmiş ekonomilerden pozitif ayrışan ülkelerden biri.
Buna karşılık yanı başımızdaki Euro Bölgesi, giderek düşen performansıyla sadece Türkiye için değil, tüm dünya ekonomisi için kırılganlık kaynağı olmaya devam ediyor.
Nitekim, Kasım ayı ortasında Avustralya’nın Brisbane kentinde yapılan G-20 Liderler Zirvesi öncesi OECD tarafından yayınlanan G-20 Öncesi Ekonomik Görünüm Raporu’nda küresel ekonomik büyümenin yavaşladığı, ülkelerin ayrıştığı ve aşağı yönlü risklerin arttığı teyit edildi.
FED’in izleyeceği para politikasının gelişmekte olan ülke ekonomilerine doğru sermaye akışında yaratabileceği dalgalanma ve Avro bölgesindeki durgunluk riski, iki önemli belirleyici olarak varlığını koruyor.
Nitekim Avrupa Komisyonu, yayınladığı Sonbahar 2014 Tahminleri Raporunda, Avro Bölgesi büyüme tahminini 2014 yılı için yüzde 1’den yüzde 0,4’e, 2015 yılı büyüme tahminini ise yüzde 1,5’ten yüzde 0,9’a çekti.
Öte yandan Çin, yılın üçüncü çeyreğinde, küresel krizden bu yana en düşük performansı olan yüzde 7.3’lük bir büyüme gösterdi.
Aynı dönemde Japonya ekonomisi yüzde 1.6 daraldı.
Rusya’nın, düşen petrol gelirleri ve ülkeden çıkan sermaye nedeniyle Ruble’nin değer kaybını önlemek için faiz artırması ve kur’da dalgalanma koridorundan vazgeçip serbest kur sistemine geçmesi, bizi etkilemesi olası diğer gelişme oldu.
Değerli Hazirun,
Fosil yakıt ithalatına yılda 60 milyar doların üzerinde para harcayan Türkiye için küresel ekonomideki en iyi haber, şüphesiz petrol fiyatlarındaki gerileme.
Cari açığımızı daraltıcı etki yapması beklenen bu gelişmenin, ihracatımızı sıkıntıya sokacak bir küresel durgunluk işareti olup olmadığını ise zaman gösterecek.
Türkiye’de, ekonomide büyüme beklentisinin aşağı çekildiği, işsizlik ve enflasyonda çift hanenin görüldüğü bir dönemi geride bıraktık.
Yılsonu büyüme beklentisi yüzde 3.3’e çekilmiş olsa da sanayi üretimindeki güçlü performans, bu rakamın bir miktar üzerine çıkılabileceğini gösteriyor.
Kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s Türkiye’nin kredi notunu “yatırım yapılabilir ülke” seviyesinin bir kademe altında tutmaya devam ederken, ülkeye giren doğrudan yabancı sermaye yatırım tutarının geçen yıla göre yüzde 9.8 artışla Ağustos sonunda 8.6 milyar doları aşmış olması, son dönemin moda deyimiyle “manidar” bulundu.
Kasım ayında Türkiye ekonomisi için önemli bir gelişme yaşandı.
Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu, 9 maddelik bir reel kesim yapısal dönüşüm paketi açıkladı.
İthalata bağımlılığı azaltmayı, teknolojik yatırımları artırmayı, kamu alımlarını kullanarak teknolojik yerli sanayiyi teşvik etmeyi, enerji, su, sağlık, sağlık turizmi ve lojistikte bir dönüşüm gerçekleştirmeyi hedefleyen paketin, iyi uygulanması halinde ciddi katkı yaratacağı inancındayım.
Türk girişimcisi kabuklarını kırmış durumda.
Girişimcilerimizin yurt dışındaki fabrikalarının sayısı 400’e dayanmış bulunuyor.
Son olarak Ülker’in United Biscuits’i 3.2 milyar dolara satın alışını eminim ki hepimiz gururlanarak takip ettik.
Hepimiz biliyoruz ki; daha güçlü sanayi, daha güçlü bir Türkiye demek.
Bu nedenle Aralık ayı başında devralacağımız G-20 ülkeleri dönem başkanlığı sürecinde Türk özel sektörünün de en az kamu yönetimi kadar aktif davranmasını ve ülkemizin dünya ekonomisindeki pozisyonunu güçlendirmesini bekliyoruz.
Değerli başkanlar,
Sevgili Meclis üyelerimiz,
Çanakkale Zaferi’nin 100. Yılı hızla yaklaşıyor.
Sadece Çanakkale için değil, bütün bu bölge ve Türkiye için çok değerli bir tanıtım fırsatı olan 100. Yılı dolu dolu değerlendirmemiz lazım.
Avustralyalı aktör ve yönetmen Russel Crowe’un çektiği Water Diviner filmi ülkemizde Son Umut adıyla Aralık ayı sonunda gösterime girecek.
Bu filmle birlikte Çanakkale’ye ilginin yoğunlaşacağını ve kentimizin daha fazla gündem olmaya başlayacağını düşünüyorum.
Biz de Kale Grubu olarak Çanakkale Zaferi’nin 100. Yılı anısına bir belgesel çalışması yapıyoruz.
Valiliğimiz liderliğinde yürütülen 100. Yıl çalışmalarının, her kesimden katkı alarak hızlandırılması, kentimizin menfaatinedir.
***
Değerli Hazirun,
Sözlerime burada son verirken, konuşmalarını yapmak üzere Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Bülend Engin’i kürsüye davet ediyorum. Buyurun sayın Başkan…
Osman OKYAY
Meclis Başkanı