İçimizdeki Sinsi ve Ölümcül Tehlikeye Dikkat!

Aort damarı, vücudumuzdaki en büyük damar ve tıpkı bir ağacın gövdesi gibi tüm damarların kökenini oluşturuyor. Bu hayati damarın genişlemesi "Aort Anevrizması" olarak adlandırılıyor ve 50-69 yaş arası erkeklerde daha sık görülüyor. Hastalık sinsi bir şekilde ilerliyor ve damar yırtılmadan önce genellikle hiçbir belirti vermiyor. Bu durum, anevrizmayı son derece tehlikeli hale getiriyor.

Acıbadem Bakırköy Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Rıza Türköz, aort anevrizması hakkında önemli bilgiler verdi ve uyarılarda bulundu:

Erken teşhis hayat kurtarıyor:

Aort anevrizması genellikle tesadüfen başka bir tetkik sırasında fark ediliyor.
Erken teşhis ve tedavi hayati öneme sahip.
Düzenli muayene ve tetkikler hastalığın erken yakalanmasını sağlayabilir.
Ekokardiyografi, akciğer grafisi ve bilgisayarlı tomografi teşhista kullanılan yöntemler.
Yırtılma sonrası ameliyat riskli:

Aort damarı 5 cm'den fazla genişlerse yırtılma riski artıyor.
Damar yırtıldıktan sonra yapılan ameliyatlarda hayati risk %90'ın üzerine çıkıyor.
Erken teşhis ve ameliyatta ise risk %1-3'e kadar düşüyor.
Risk faktörleri:

Sigara içmek
Hipertansiyon
Ailede aort anevrizması öyküsü
Belirtiler:

Göğüs, sırt veya karın ağrısı
Yutma güçlüğü
Ses kısıklığı
Nefes darlığı
Prof. Dr. Türköz'ün uyarıları:

Sigara içmekten ve hipertansiyonu kontrol altında tutmaktan kaçının.
Ailenizde aort anevrizması öyküsü varsa doktorunuza danışın.
Düzenli muayene ve tetkiklerden ihmal etmeyin.
Aort anevrizması erken teşhis ve tedavi ile kontrol altına alınabilecek bir hastalıktır. Farkındalık yaratarak ve gerekli önlemleri alarak bu sinsi tehdide karşı korunabiliriz.