BİR DÜŞÜNÜN BAKALIM; “ Çiçeği Burnunda Teğmenler Neden Mustafa Kemal’in Askerleriyiz?” Diye Haykırıyor.

 

Böyle bir ant hiçbir meslekte yoktur. Çünkü askerler milletin ölüm fedaileridir.

Ordular içinden çıktığı milletinin öz vatanında özgürce ve güven içinde yaşaması için her an ölümü göze alırlar.

Hiçbir asker vazife karşında mazeret üretemez. Eşi çocukları annesi babası, sevdikleri malı mülkü sahip olduğu herşeyi askerlik vazifesi karşında ikinci plandadır.

Asker için en önemli şey vazifesidir. Vazifesi içinde gerekirse çekinmeden canını verir.

Vazife uğruna ölümü göze almak Türk askerinin tarihsel özelliğidir.

Subay ordunun beynidir.

Beyni iyi yetiştirilmiş ve eğitilmiş bir orduların harp etme azmi yüksektir ve zafere ulaşması da kaçınılmaz olur.

Türk subayları harp okullarında yetiştirilir.

Harp Okullarında temel eğitimlerini tamamlayan öğrenciler  gurur verici bir törenler askerlik andını içerler.

Askerlerin yemin töreni sadece Harp Okullarında değil, askerlik mesleğine adımını atan her Mehmetçik için de yapılır.

İşte o askerlik yemin şudur;

“Barışta ve savaşta, karada, denizde ve havada her zaman ve her yerde milletime ve cumhuriyetime doğruluk ve muhabbetle, hizmet ve kanunlara ve nizamlara ve amirlerime itaat edeceğime ve askerliğin namusunu Türk Sancağının şanını canımdan aziz bilip icabında vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatımı feda eyleyeceğime namusum üzerine and içerim.”

 

“Mustafa Kemalin Askerleriyiz”

 

Bu yıl Harp okulları tarihinde ilk defa üç Harbiyeli kızımız Harp Okullarını birincilikle tamamladılar.

Kara Harp Okulu birincisi Teğmen Ebru Eroğlu,

Deniz Harp Okulu birincisi Teğmen Şeyda Yıldırım

Hava Harp Okulu birincisi Teğmen İkra Kuyumcu oldu.

30 Ağustos’ta rütbe takan Harbiyelilerin en ilginç töreni eminim ki Ankara’da Kara Harp Okulu mezuniyet töreni sonrası yaşandı.

Resmî törenler sonrasında okul birincisi Teğmen Ebru Eroğlu’nun bir anda etrafına toplanan 2024 yılı Kara Harp Okulu mezunu teğmenler,Teğmen Ebru Eroğlu’nun ezberinden okumaya başladığı subaylık andını hep beraber tekrar ettiler. Bütün teğmenlerin kılıçları göğe bakarken kılıca vuran güneşin ışıkları görsel bir şölene dönüşmüştü.

 

Teğmen Ebru Eroğlu’nun devre arkadaşlarına ettirdiği subaylık yemini aşağıdadır.

“Ant içeriz ki laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacağız. Ne mutlu Türküm diyene!”

Teğmenlerin mezuniyet coşkusu içerinde okuduğu son derece anlamlı ve güzel olan bu yeminin her harfinin arkasındayım.

Teğmenlerimizin ettiği yemin metninden de anlaşılacağı üzere teğmenlerimiz laikliğe, demokrasiye devletimizin bağımsızlığına, ülkemizin bölünmez bütünlüğüne, Türk milletinin ŞEREF ve NAMUSUNA , vatanımıza sahip çıkmak üzere ant içerken aslıda daha harp okulun birinci sınıfta  ettikleri askerlik yeminine de sadık kalacaklarını tüm dünyaya haykırmaktadırlar.

Teğmenlerimizi yetiştiren  annelere ve babalara, onlara bu ruhu ve şuuru veren sıralı komutanlarına, onlara ders veren sivil hocalarımıza şükranlarımızı arz ediyorum.

Harp Okullarından torna tesviye öğrencisi, hafız, ilahiyatçı, iktisatçı  vs. yetişmediğine göre ellerindeki kılıçları olan teğmenlerin bu yemini etmeleri Türk Milletinin kendini daha fazla güvende hissetmesi için yeterde artar bile.

Ama bu durumun bir de sosyolojik yönü var.

Benim askeri sosyoloji uzmanlığım ve anlayışıma göre en önemli sosyolojik soru şu olmalıdır.

Negatif bakış açısıyla sormak istersem;

Teğmenleri resmi törenden sonra ayrıca böylesine bir yemini etmeye iten sebepler nelerdir?

Teğmenler neden en mutlu günlerinde ve tüm gözler üstündeyken böyle bir yemini etmeye ihtiyaç duymuşlardır?

Teğmenlerimizi huzursuz eden şeyler mi vardır?

 

Daha pozitif bakış açısıyla sormak istesem;

Teğmenlerimiz belli ki bu yemini etmek üzere bir hazırlık yapmışlar.

Teğmen Ebru Eroğlu subaylık andını okumada aceleci davranması her halde tüm 2024 devresi de bu anda eşlik ederdi.

Kara Harp Okullarımızdan yetişen teğmenlerimizin milli şuuru ve subaylık aşkı göğsümüzü kabartmıştır.

Üç harp okulumuzun dönem birincisinin kızlarımızdan olması da en büyük gurur kaynağımızdır.

 

Fırsatçı yandaşlık ve siyasal çıkarcılık açısından bakarsak;

 

Öncelikle şunu ifade edeyim. Teğmenlerimizin bu güzel hatırasal yeminleri asla siyasi değildir. Tamamen apolitiktir.

Teğmenlerimizin vatan, millet ve devlet aşkı, okuldaşları Mustafa Kemal Atatürk’ün vatan ve millet aşkından ilham almaktadır.

Dolayısı ile yirmi iki senedir AKP’ye karşı seçim kaybeden beceriksiz muhalefet partileri ve irili ufaklı siyasetçileri, teğmenlerimizin bu milli şuurlu görsel mezuniyet şöleninden kendilerine pay çıkarmaya kalkışmaları siyasal aptallıktan ve fırsatçılıktan öteye geçmeyecek popülist bir anlayışın göstergesi olacaktır.  

Türk Ordusu ve mensupları hiçbir partinin, hiçbir cemaat veya tarikatın, örgütün militanı ve mensubu değildir ve asla da olmaz, olmamalıdır.

Türk Ordusu sadece ve sadece Türk Milletinin ve Türk devletinin ordusudur.

AKP bugün vardır yarın yoktur. Yarın CHP olur bilmem ne partisi olur. Ama hepsi geçicidir.

AKP’ye yaranmak için fırsat kollayan yağcılarla, Atatürk ve Türk Ordusu düşmanları adeta mal bulmuş mağrip gibi teğmenlere yönelik saldırıya geçmeleri, esip gürlemeye başlamaları da tam bir rezalettir.

AKP’ye, dolayısı ile kimi devlet organlarına  teğmenlerimizi darbeci göstermeye kalkanların olması, 15 temmuzda yere yatırılan askeri öğrencilerin görsellerini paylaşmaları, esasında sivil darbeciliğin ta kendisidir.

Teğmenlerimize, dolaylı yoldan Türk Ordusuna saldırmaları  art niyetli korkakça  çarpık bir siyasal anlayış eseridir.

Unutulmamalıdır ki teğmenlerimiz en son neslin bütün özelliklerini taşımaktadır. Daha cesur daha atılgan v daha pragmatik.

Herkes emin olsun ki Türk Ordusunun komuta heyetlerinin dili FETÖ imam ve şakirtlerinden fazlaca yandığından, yoğurdu üfleyerek yedikleri kesindir.

Teğmenlerimizin bir tek mesleği vardır. O da askerlik mesleğidir.

Kara Harp Okulunu 2024 devresinin birincisi ve hatta geleceğin  genelkurmay veya kuvvet komutanlarından birisi olmaya namzet  sevgili teğmenimiz Ebru Eroğlu ve devre arkadaşlarının samimi davranışlarına ve sevinçlerine kimsenin çamur atmaya, gölge düşürmeye hakkı yoktur.

Bu teğmenler; Türk ordusunun gürz başları, atılan okun temreni, her merminin kurşunudur.

Hiç kimse unutmasın ki;

Bu teğmenlerin sadakat yemini; devletimizi, vatanımızı ve Türk milletine korumak üzere edilmiş yeminlerdir.

Unutmayın.

İnsan dimağı unutur ama tarih unutmaz.