Donalt Trump’ın Suriye blöfü ve ABD-İsrail’in BOP Truva atı
Ocak ayında ABD başkanı olacak Donalt Trump, oldukça zeki ve kurnaz bir siyasetçidir. Ticari hayatında kullandığı pazarlama yönteminin aynısını uluslararası arenada hunharca kullanmaktan çekinmektedir.
Donalt Trump, başkanlıktaki ilk döneminde yaşadığı tecrübesizlikleri artık yapmayacağı gibi tehditlerle sindirdiği ülkeleri ve liderlerini daha açıktan ve daha şiddetli şekilde tehditleriyle isteklerini kabule zorlayacaktır.
Hiç kuşkusuz ki en çok tehdit edeceği ülkelerin başında da Türkiye gelecektir. Donalt Trump ’ın bu ikinci başkanlık döneminde Türkiye’ye çok büyük zararlar vereceğini değerlendiriyorum.
Donalt Trump, her ne kadar “"Suriye darmadağın ve bizim dostumuz değil. ABD'nin hiç bulaşmaması gerekir. Suriye bizim sorunumuz değil. Akışına bırakın ve dahil olmayın." Dediyse de hiç kimse çıkıp da Trump’ın bu Suriye blöfü üzerinde boşa hayaller kurmamalıdır.
Türkiye, Suriye’de bir şey yapacaksa önümüzdeki yirmi, yirmi beş gün içerinde gerçekleştirmeli, Suriye’ye yönelik askeri operasyonlar yapacaksa da bu süre içinde çok acilen yapmalıdır.
Çünkü Suriye’de İsrail ve ABD Kürtlere duydukları aşk en üst seviyededir. Suriye Kürtçük devleti artık kendileri için değil İsrail’in varlığı için kukla devletçi olmakla karşı karşıyadır. Bu devletin akıl danesi artık ABD değil İsrail olacaktır.
Yine ayrıca şu anda Suriye’de toz duman olsa da, Suriye halkı Esad’sız Suriye’de yaşamanın coşkusu içerisinde olsa da olasılıkla HTŞ’nin kuracağı yeni Suriye devlet düzenindeki yapı Afganistamsı bir yapı olacağı da açık edilmiştir.
HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Golani’nin arkasında olan devletler Amerika’dır, İsrail’dir ve Türkiye’dir. Ancak Ebu Muhammed el-Golani’nin gerçek sahibinin İsrail ev ABD’dir.
Türkiye acilen Suriye’de 50-60 km derinliğinde toprak parçalarında PKK/PYD/YPG ve benzeri örgütlerden temizlemeli, bu bölgelerde asayişi TSK unsurlarına veya SMO unsurlarına sağlatmalıdır.
İsrail, Suriye toprağı Golan Tepelerine ve daha doğusuna doğru toprakları genişletmiş kendi topraklarına çoktan katmış durumdadır.
Suriye İsrail tarafından uzun yıllar kendine gelmeyecek şekilde çökertmektedir. Suriye ordusu çok düşük bir kara, deniz ve hava gücüne sahip olacaktır.
ABD’nin uzun yıllardır Fırat’ın doğusunda, ileride Irak’la birleşecek bir Kürt özerk devletini çoktan kurduğu da herkesin malumudur.
Türkiye, var gücüyle Suriye Türkmenlerine de sahip çıkmalı, organize ederek Suriye hudutlarımıza yakın bölgelerde onların emniyetini sağlamalıdır. Oluşacak yeni Suriye devlet meclisinde Kürtlere veya başka etnik unsurlara temsil hakkı ne kadar sağlanırsa Türkmenlere de siyasal temsil haklarını sağmanın gayreti içerinde olmalıdır.
Sonuç olarak;
Türkiye, Suriye’de çok büyük bir politik oyun sergilemiştir.
Türkiye; ABD ve İsrail ile anlaşarak Esad’ı ülkeden çıkarıp Suriye devletinin çökmesini sağlarken YENİ SURİYE devletinin oluşumunda önemli katkılar sunacaktır.
Olasılıkla ABD ve İsrail’le anlaşan Türkiye, Suriye Kürtleri ile alakalı olarak belli tavizleri verdiğini düşünüyorum. Bunun karşılığı olarak da Türkiye’deki PKK’nın Türkiye’yi terk etmesini istediğini de ileri sürebilirim.
Ülke olarak en azından içimizdeki Suriyelileri Suriye’ye dönüşünü temin ederek Suriye’de yaşanan olaylarda kısa sürede çok büyük faydalar sağlamış olsak bile artık hudutlarımızda bir Kürtçük Devleti ve Talibansı Yeni Suriye devletini bulunacaktır.
Acaba bu saatten sonra Arap dünyasının, Rusya ve İran’ın Türkiye karşı nasıl bir tavır alacağı, İsrail güdümündeki HTŞ yönetimini ne derece kabul edip hazmedeceklerdir.
Artık BOP’nin Irak ve Suriye ayağı tamamlanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Devlet yöneticileri ve devleti yönetmeye talip siyasi partiler artık ABD ve İsrail oyunlarına karşı çok daha fazla dikkatli olmalıdır.
Türkiye veya İran olasılıkla önümüzdeki on veya on beş yıl içerinde BOP’un devamı olan bir operasyonun hedef ülkesi olabileceğini değerlendiriyorum.
Olasılıkla BOP eksenli operasyonda Türkiye veya İran’a ne olacağı az çok belidir. Irak ve Suriye’de gerçekleşen hadiselerin aynısı olacaktır. Bu bölgedeki ülkelerde yaşayan etnik ayrılıkçı Kürtçüler ABD ve İsrail’in Truva atı olarak işlev görmesi söz konusudur.