Kıskançlık Zehre Dönüşmeden Önce: Uzmandan Uyarılar ve Çözüm

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Mert Sinan Bingöl, kıskançlık duygusunun kökenlerine, bireysel ve toplumsal etkilerine ışık tuttu. Sağlıklı düzeyde hissedildiğinde ilişkileri besleyen bu duygu, kontrolden çıktığında ise yıkıcı sonuçlara yol açabiliyor.

Kıskançlık, İnsan Doğasının En Karmaşık Duygularından
Dr. Bingöl, kıskançlığın insan doğasına ait en eski ve karmaşık duygulardan biri olduğunu belirterek, bu duygunun temelinde genellikle özgüven eksikliği, terk edilme korkusu, değersizlik hissi ve aşırı sahiplenme eğilimi gibi etkenlerin yattığını ifade etti. Özellikle sosyal medya gibi dış etkileşimlerin de bu duyguyu körükleyebildiğini vurguladı.

Kadın ve Erkek Kıskançlığı Farklı Temellere Dayanıyor
Kıskançlık duygusunun kadın ve erkeklerde farklı biçimlerde tezahür ettiğini belirten Dr. Bingöl, “Erkeklerde kıskançlık daha çok cinsellik temelli, kadınlarda ise duygusal bağlılık ve ilgi odağında gelişiyor” dedi. Bu farklılıkların biyolojik, evrimsel ve sosyokültürel temellere dayandığını dile getirdi.

Serotonin Düşüklüğü ve Beyin Hasarları Kıskançlığı Tetikleyebilir
Biyolojik etkenlere de dikkat çeken uzman, patolojik kıskançlık durumlarında serotonin düzeylerinin düşüklüğü ve dopamin dengesizliklerinin önemli bir rol oynadığını belirtti. Ayrıca beynin sağ lobundaki hasarların bireyde şüphecilik ve aşırı güvensizlik gibi davranışlara yol açabileceğini kaydetti.

Medyada Yaygınlaşan Klişelere Dikkat!
“Seven insan kıskanır” gibi toplumda normalleştirilmiş söylemlerin, aslında zararlı davranış kalıplarını meşrulaştırdığını söyleyen Dr. Bingöl, sahiplenici ve kısıtlayıcı tavırların bazen yanlışlıkla sevgi olarak algılandığını ifade etti. Oysa sevgi, karşılıklı güven ve anlayış temeline dayanmalı.

Kıskançlık Kontrol Edilmezse Şiddete Dönüşebilir
Sağlıksız kıskançlığın zamanla partnere yönelik psikolojik baskıya ve hatta fiziksel şiddete dönüşebileceği uyarısında bulunan Dr. Bingöl, bu noktada toplumun bilinçlenmesi gerektiğini vurguladı. “Kıskançlık cinayetlerinin çoğu gerçek aldatma vakalarına değil, kişinin kendi kuruntularına dayanıyor” dedi. Bu nedenle gerektiğinde psikiyatrik destek alınmasının önemine dikkat çekti.

Çözüm Ne? Güven, İletişim ve Farkındalık
Dr. Bingöl, kıskançlıkla başa çıkmak için şu önerilerde bulundu:

Duyguyu fark edin ve kaynağını belirleyin.

Partnerle açık ve dürüst bir iletişim kurun.

İlişkinizi başkalarınınkiyle kıyaslamaktan vazgeçin.

Kıskançlık bir sorun haline geldiyse uzman desteği alın.

İlişkilerin kıskançlık ve kontrol üzerine değil, karşılıklı saygı ve güven üzerine kurulması gerektiğini vurgulayan Bingöl, bu anlayışın hem bireylerin ruh sağlığını hem de toplumsal huzuru koruyacağını belirtti.

Editör Notu: Kıskançlık, herkesin bir noktada yüzleştiği doğal bir duygudur. Önemli olan, bu duygunun ne zaman ve nasıl sınır aştığını fark edebilmek ve hem bireysel hem toplumsal zararları önlemek adına bilinçli adımlar atmaktır.