Meral Akşener’in Son On Günü ve Burak Kunt
Türk siyasetinde en enteresan liderlerden biri de her halde Akşener’dir. Büyük bir curcuna ile Devlet Bahçeli’ye baş kaldıran Ümit Özdağ, Sinan Oğan, Koray Aydın ve Meral Akşener dörtlüsünden Koray Aydın hariç hepsi MHP’den ihraç edilmişti. Bu dört isim de siyasetin en hareketli şahsiyetleriydi ve en önemli özellikleri de Bahçeli’ye karşı durarak Türkiye’yi AKP iktidarından kurtarmak gibi bir misyon üslenmişlerdi. Bu dörtlü zaman içerinde ayrışmış İYİ Parti isimli partide Koray Aydın ve Akşener kalırken Ümit Özdağ ve diğer bazı isimler partiden ayrılmıştı. Sinan Oğan'ın siyasal karateri de sn cumhurbaşkanlığı seçiminde deşifre olmuştur.
Meral Akşener mavi boncuk dağıta dağıta iktidar yolunda ilerlerken, siyasi ideolojiden ve ilkelerden uzaklaşarak oportünist bir anlayışla siyasal başarı peşinde koşmuştur. Bu anlayışla sürekli olarak şekilden şekilde girerken, doğal olarak da siyasal kararlarında dengesizlik, ideolojisinde sapma göstermiştir. Mesela 1921 anayasasını savunmuştur. 1921 anayasasını sahiplenip savunmak Atatürk’ün 1921 sonrası hazırladığı anayasaları ve devrimleri inkar etmek manasına da gelmektedir.
Meral Akşener’in oportünist siyasal anlayışı gereği; bir zaman önce sahip çıkıp savunduğu değerleri birkaç zaman sonra reddederek tu kaka ilan etmekten geri durmamıştır.
Bir liderin veya insanın karakteristik ve liderlik özellikleri baskı altındayken ve zor şartlarda aldığı kararlarla ortaya çıkacağı bilimsel olarak ifade edilmektedir. Ne yazık ki Meral Akşener iyi bir siyasal lider olmadığını ancak olsa olsa iyi bir iki numara olabileceğini Türk seçmenine ispat etmiştir.
İşte; yukarıdaki gerekçelere baktığımızda Meral Akşener’in İYİ Parti’yi seçimlere hazırlaması ve idare ediş şekli benim değerlendirmeme göre tam bir fiyaskodur. Genel seçimler öncesinde anketlere yüzde yirmi beşlere dayanan oy oranını aldığı abuk sabuk kararlarla yüzde onun altına indiren bizzat Meral Akşener’in siyasal tercih ve kararları değil midir?
Esasında Kılıçdaroğlu’lu CHP ve İYİ Parti tam bir fiyasko partileridir. Çünkü bu iki liderin aldığı her siyasi kararı ve attıkları her siyasal adım AKP’nin siyasal başarısına fırsat tanımıştır.
Şimdilik Özgür Özel ve ekibine hiç olmazsa bir seçimlik tolerans tanımak gerekmektedir.
Ama anladığım şu ki Özgür Özel ve ekibi, yerel seçimlerde bir önceki genel seçimlerde alınan oylardan aşağı bir oy almaması gerekir.
Dolayısı ile Özgür Özel ve ekibi için hangi belediyelerin kazanıldığından çok, CHP’nin Türkiye genelinde aldığı oyun Kılıçdaroğlu CHP’sinden aşağı olmaması veya ona denk/yakın olması daha değerli sonuçtur.
Özgür özel ve ekibi için yerel seçimler siyasal bir sınavıdır ve hafiften bir panik havasını da yaşamaktadırlar.
İyi Parti ve Akşener konusuna devam edersek.
Akşener ne yazık ki yerel seçimler öncesinde ve sonrasında partisini bağlayıcı garip kararlar alarak binlerce üyesini ve kıymetli siyasetçilerini İYİ Partiden soğutmuş ve uzaklaştırmıştır.
Genel ve yerel seçimlerde aday belirlemedeki yanlışlıklar ve teşkilatlarda etkili ve yetkili olanların gemisini kurtaran kaptan hesabı ile kendi adamlarını liyakat dışında sahiplenmesi ve seçilir sıradan meclis üyeliklerine doldurması genel ve yerel teşkilatları da darmadağın etmiştir.
Bu yanılgılı ve yanlış uygulama Çanakkale’de de sürmüştür. Belediye Başkan adayı seçildikten sonra Burak Kunt’un partinin kapısından geçmemişleri meclis üyeliğinde ilk beş sırada göstermesi ve bu beşlinin ilk sırasında olan, bir garip şekilde merkez ilçe başkanlığına getirildiği şayiası ile teşkilatı oyalayan ancak son dakikada meclis üyeliğinde ilk sıralara konularak İYİ Parti teşkilatını ofsayta düşüren tercihler, Çanakkale merkezde İyi Partililer arasında iplerin iyice kopmasına sebep olmuştur.
Sokaktaki sıradan vatandaşlar, Çanakkale İyi Parti il teşkilatının iyi idare edilmediğini söylemektedir.
Bu şekilde düşünmelerinin sebebinin de zaten uzun süredir Merkez İlçe Başkanı Necati Gapran’la yaşadığı sıkıntılar ve sonrasında Necati Gapran’ın ilçeden alınması veya uzaklaştırılmasıyla iyice çöken merkez ilçe teşkilatının bir daha belini doğrultamaması olduğu ifade edilmektedir.
Bir diğer sebep de Çanakkale il başkanının ili yönetirken aldığı hiçbir kritik karar da divan üyelerinin görüşüne başvurmaması, Rıdvan Uz’un kararlarıyla ili yönetmesi olarak ifade edilmektedir.
Ancak bugün için Burak Kunt ve kurduğu ekip, büyük bir maddi fedakarlıkta bulunarak dev bir reklam kampanyası sürdürürken Çanakkale’de neredeyse sıkılmadık el bırakmamaktadır. Burak Kunt ve ekibinin yerel seçim hazırlıkları ve gayreti Rıdvan UZ’un milletvekilliği seçimlerindeki fedakarlıklarının çok çok üstündedir. Rıdvan Uz’un milletvekilliği seçimlerindeki fedakarlığı Burak Kunt ve ekibinin yerel seçimlerdeki maddi fedakarlığı yanında adeta devede kulak gibi kalmaktadır.
İYİ Parti’nin Çanakkale Belediye Başkanlığında alacağı oy, partinin başarısında ziyade Burak Kunt’un şahsi başarısıdır. Burak Kunt bunca gayretine rağmen ola ki seçimleri kaybederse bunun sebebi Burak Kunt değildir ve olmayacaktır da. Bunun sorumlusu Çanakkale merkezde Çanakkale il başkanlığıdır.
Bir başka gerçek ise il genel meclis üyeliği yarışıdır.
İYİ Parti’nin merkezde il meclis üyeliği için aday gösterdiği Murat Çağlayan en doğru adaydır. İyi Partinin merkezde il meclis üyeliğinde alacağı oyların kaynağı da Murat Çağlayan’dır. İYİ Parti’nin merkezde ilk iki sıradaki meclis üyesi olan Murat Çağlayan ve Veli Kıvrak hocam, eminim ki Çanakkalemize ve Çanakkalelilere büyük hizmetler vereceklerdir.
Bir sonraki yazı CHP ve Muharrem Erkek üzerine olacaktır.