Çanakkale Haber

Tiroid hastalıkları kilo problemlerine neden olabilir

07.07.2023 - 02:31, Güncelleme: 07.07.2023 - 02:31 1404+ kez okundu.
 

Tiroid hastalıkları kilo problemlerine neden olabilir

Tiroid hastalıkları birçok organ ve sistemi etkileyebildiği için pek çok farklı şikâyetle karşımıza çıkabileceğini belirten VM Medical Park Ankara Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Ayaz, “Tiroid hastalıkları, halsizlik, yorgunluk gibi nonspesifik şikâyetler de dâhil olmak üzere, pek çok kardiyovasküler sistem ve sindirim sistemi şikâyetlerine neden olmaktadır. Cilt, tırnak, saç problemleri, kilo problemleri, cinsel fonksiyonlarda bozulma, gelişme geriliği, bilişsel ve psikolojik bozukluklara sebep olabilir” dedi. VM Medical Park Ankara Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Ayaz, tiroid hastalıkları hakkında açıklamalarda bulundu. Tiroid hastalıklarının kadınlarda daha fazla görüldüğünü ve çeşitli sağlık problemlerine neden olabileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Ayaz, “   Tiroid hastalıkları, halsizlik, yorgunluk gibi nonspesifik şikâyetler de dâhil olmak üzere, pek çok kardiyovasküler sistem ve sindirim sistemi şikâyetlerine neden olmaktadır. Cilt, tırnak, saç problemleri, kilo problemleri, cinsel fonksiyonlarda bozulma, gelişme geriliği, bilişsel ve psikolojik bozukluklara sebep olabilir” diye konuştu. Risk faktörü olan veya tedavi gören hastalarda periyodik olarak takiplerin yanı sıra bahsini edeceğimiz şikâyetleri olan hastalarımızın da olası tiroid hastalıkları açısından değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Ayaz, bazıları daha hayatî olan ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilen şikâyetlerin ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı. Uzm. Dr. Ayaz, hipotiroidi (tiroid hormonu yetersizliği), hipertiroidi (tiroid hormonu fazlalığı) ve nodüler hastalıklarının farklı şikâyetlerle kendisini gösterebileceğini ifade etti.   BU BELİRTİLERE DİKKAT EDİLMELİ Uzm. Dr. Ayaz, hipotiroidiye ait belirtileri şöyle sıraladı: “Halsizlik, yorgunluk, soğuğa intolerans, egzersiz kapasitesinde azalma, Kalp hızında yavaşlama, sistolik tansiyon düşüklüğü veya diastolik tansiyon yüksekliği, Anormal kilo alma, Kuru cilt,  Ödem,  Saçlarda kırılma ve dökülme, Kas, eklem ağrıları, Kabızlık, Menstrüel düzensizlikler, infertilite, pubertenin gecikmesi, Depresyon, konsantrasyon güçlüğü”   Uzm. Dr. Ayaz, hipertiroidiye ait belirtileri ise şu şekilde sıraladı: “Halsizlik, yorgunluk, sıcağa intolerans, egzersiz kapasitesinde azalma, Çarpıntı, ellerde titreme, tansiyon yüksekliği, sık soluk alıp verme, Normal veya artmış iştaha rağmen kilo kaybı, Ciltte terleme, kızarıklık, kaşıntı, saçlarda incelme, tırnakların tırnak yatağından, ayrışması, gözlerin dışarı doğru belirgin hal alması, İshal, bulantı, kusma, Menstrüel düzensizlikler, infertilite, pubertenin gecikmesi, Ajitasyon, depresyon, anksiyete, konsantrasyon güçlüğü, uyku bozuklukları”   Büyümüş guatr veya nodüllere ait belirtilere de değinen Uzm. Dr. Ayaz şu bilgileri paylaştı: “Yutkunma güçlüğü, boğazda takılma hissi, ses kısıklığı, Nefes darlığı, inatçı öksürük, Kozmetik problemler”   HER YAŞTA GÖRÜLEBİLİR Tiroid hastalıkları birçok organ ve sistemi etkileyebildiği için pek çok farklı şikâyetle karşımıza çıkabileceğini ifade eden Uzm. Dr. Ayaz, “Bahsini ettiğimiz şikâyetlerin bir veya birkaçından muzdarip olan hastalarımız, hangi yaş grubunda olursa olsun tiroid hastalıkları yönünden değerlendirilmelidir. En genel ifadeyle tiroid bezinin az veya çok çalışması, organ ve sistemlerin çalışmasını aksattığı için organ yetmezliklerine sebep olabilir. Nodüller ise düşük oranda da olsa malignite yani kanser riski taşımasından dolayı önemlidir. Her iki tabloda da erken teşhis ve erken tedavi ile hasta, hasarsız bir şekilde hayatını sürdürebilecekken, geç kalındığı takdirde çok daha ağır sonuçlar ile karşı karşıya kalabilir” dedi.   TANI KOYMA SÜRECİ Tiroid bezinin işlevinin yeterli olup olmadığı, kandan bakılan bir veya birkaç test ile kolaylıkla tespit edilebileceğini dile getiren Uzm. Dr. Ayaz, “Nodüller ise ultrasonografik yöntemler ile kolayca tespit edilebilir olup bu işlem hasta için hem kolay hem de zararsızdır. Ultrason değerlendirilmelerinde kötü huylu olduğunu düşündürecek bazı vasıflara sahip nodüller, eğer boyutu da biyopsi almaya müsait ise biyopsi alınarak değerlendirilmesi gerekir. Biyopsi işlemi basit olup hastalar işlem sonrası yaklaşık yarım saat sonra gündelik işlerine dönebilmektedir” dedi.   TEDAVİ YÖNTEMLERİ Tedavi sürecinden bahseden Uzm. Dr. Ayaz, “Tanı netleştiğinde tiroid hormonu yetersiz ise replasman yani yerine koyma tedavisi yapılır. Her sabah, güne başlarken, aç olarak alınan bir tablet ile tedavi yeterli olacaktır. Aralıklı takipler ile doz değişimi gerekip gerekmediği değerlendirilir. Tetkiklerinde dalgalanma olmayan hastalar için takip aralığı uzatılabilir. Tiroid hormonu fazla ise öncelikle altta yatan sebebi netleştirmek gerekir, bunun akabinde hasta için hangisi daha uygun ise; ağız yoluyla alınan ilaçlar, cerrahi işlemler veya radyoaktif iyot tedavisi yani halk arasında bilinen adıyla atom tedavisi yapılabilir. Şüpheli olmayan nodüller, ultrason görüntülemeleri ile takip edilerek, gerektiğinde biyopsi yapılması yönünden hasta bilgilendirilir. Biyopsi raporu, kötü karakterde olabileceğini düşündüren ifadeler içeriyorsa operasyon için genel cerrahi görüşü almak şarttır. Her üç tablonun da günümüz şartlarında etkin tedavileri vardır ve her biri ihtiyaca göre uygulanabilmektedir” diyerek sözlerini sonlandırdı.   Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tiroid hastalıkları birçok organ ve sistemi etkileyebildiği için pek çok farklı şikâyetle karşımıza çıkabileceğini belirten VM Medical Park Ankara Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Ayaz, “Tiroid hastalıkları, halsizlik, yorgunluk gibi nonspesifik şikâyetler de dâhil olmak üzere, pek çok kardiyovasküler sistem ve sindirim sistemi şikâyetlerine neden olmaktadır. Cilt, tırnak, saç problemleri, kilo problemleri, cinsel fonksiyonlarda bozulma, gelişme geriliği, bilişsel ve psikolojik bozukluklara sebep olabilir” dedi.

VM Medical Park Ankara Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Ayaz, tiroid hastalıkları hakkında açıklamalarda bulundu.

Tiroid hastalıklarının kadınlarda daha fazla görüldüğünü ve çeşitli sağlık problemlerine neden olabileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Ayaz, “   Tiroid hastalıkları, halsizlik, yorgunluk gibi nonspesifik şikâyetler de dâhil olmak üzere, pek çok kardiyovasküler sistem ve sindirim sistemi şikâyetlerine neden olmaktadır. Cilt, tırnak, saç problemleri, kilo problemleri, cinsel fonksiyonlarda bozulma, gelişme geriliği, bilişsel ve psikolojik bozukluklara sebep olabilir” diye konuştu.

Risk faktörü olan veya tedavi gören hastalarda periyodik olarak takiplerin yanı sıra bahsini edeceğimiz şikâyetleri olan hastalarımızın da olası tiroid hastalıkları açısından değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Ayaz, bazıları daha hayatî olan ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilen şikâyetlerin ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı. Uzm. Dr. Ayaz, hipotiroidi (tiroid hormonu yetersizliği), hipertiroidi (tiroid hormonu fazlalığı) ve nodüler hastalıklarının farklı şikâyetlerle kendisini gösterebileceğini ifade etti.

 

BU BELİRTİLERE DİKKAT EDİLMELİ

Uzm. Dr. Ayaz, hipotiroidiye ait belirtileri şöyle sıraladı:

“Halsizlik, yorgunluk, soğuğa intolerans, egzersiz kapasitesinde azalma, Kalp hızında yavaşlama, sistolik tansiyon düşüklüğü veya diastolik tansiyon yüksekliği, Anormal kilo alma, Kuru cilt,  Ödem,  Saçlarda kırılma ve dökülme, Kas, eklem ağrıları, Kabızlık, Menstrüel düzensizlikler, infertilite, pubertenin gecikmesi, Depresyon, konsantrasyon güçlüğü”

 

Uzm. Dr. Ayaz, hipertiroidiye ait belirtileri ise şu şekilde sıraladı:

“Halsizlik, yorgunluk, sıcağa intolerans, egzersiz kapasitesinde azalma, Çarpıntı, ellerde titreme, tansiyon yüksekliği, sık soluk alıp verme, Normal veya artmış iştaha rağmen kilo kaybı, Ciltte terleme, kızarıklık, kaşıntı, saçlarda incelme, tırnakların tırnak yatağından, ayrışması, gözlerin dışarı doğru belirgin hal alması, İshal, bulantı, kusma, Menstrüel düzensizlikler, infertilite, pubertenin gecikmesi, Ajitasyon, depresyon, anksiyete, konsantrasyon güçlüğü, uyku bozuklukları”

 

Büyümüş guatr veya nodüllere ait belirtilere de değinen Uzm. Dr. Ayaz şu bilgileri paylaştı:

“Yutkunma güçlüğü, boğazda takılma hissi, ses kısıklığı, Nefes darlığı, inatçı öksürük, Kozmetik problemler”

 

HER YAŞTA GÖRÜLEBİLİR

Tiroid hastalıkları birçok organ ve sistemi etkileyebildiği için pek çok farklı şikâyetle karşımıza çıkabileceğini ifade eden Uzm. Dr. Ayaz, “Bahsini ettiğimiz şikâyetlerin bir veya birkaçından muzdarip olan hastalarımız, hangi yaş grubunda olursa olsun tiroid hastalıkları yönünden değerlendirilmelidir. En genel ifadeyle tiroid bezinin az veya çok çalışması, organ ve sistemlerin çalışmasını aksattığı için organ yetmezliklerine sebep olabilir. Nodüller ise düşük oranda da olsa malignite yani kanser riski taşımasından dolayı önemlidir. Her iki tabloda da erken teşhis ve erken tedavi ile hasta, hasarsız bir şekilde hayatını sürdürebilecekken, geç kalındığı takdirde çok daha ağır sonuçlar ile karşı karşıya kalabilir” dedi.

 

TANI KOYMA SÜRECİ

Tiroid bezinin işlevinin yeterli olup olmadığı, kandan bakılan bir veya birkaç test ile kolaylıkla tespit edilebileceğini dile getiren Uzm. Dr. Ayaz, “Nodüller ise ultrasonografik yöntemler ile kolayca tespit edilebilir olup bu işlem hasta için hem kolay hem de zararsızdır. Ultrason değerlendirilmelerinde kötü huylu olduğunu düşündürecek bazı vasıflara sahip nodüller, eğer boyutu da biyopsi almaya müsait ise biyopsi alınarak değerlendirilmesi gerekir. Biyopsi işlemi basit olup hastalar işlem sonrası yaklaşık yarım saat sonra gündelik işlerine dönebilmektedir” dedi.

 

TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Tedavi sürecinden bahseden Uzm. Dr. Ayaz, “Tanı netleştiğinde tiroid hormonu yetersiz ise replasman yani yerine koyma tedavisi yapılır. Her sabah, güne başlarken, aç olarak alınan bir tablet ile tedavi yeterli olacaktır. Aralıklı takipler ile doz değişimi gerekip gerekmediği değerlendirilir. Tetkiklerinde dalgalanma olmayan hastalar için takip aralığı uzatılabilir. Tiroid hormonu fazla ise öncelikle altta yatan sebebi netleştirmek gerekir, bunun akabinde hasta için hangisi daha uygun ise; ağız yoluyla alınan ilaçlar, cerrahi işlemler veya radyoaktif iyot tedavisi yani halk arasında bilinen adıyla atom tedavisi yapılabilir. Şüpheli olmayan nodüller, ultrason görüntülemeleri ile takip edilerek, gerektiğinde biyopsi yapılması yönünden hasta bilgilendirilir. Biyopsi raporu, kötü karakterde olabileceğini düşündüren ifadeler içeriyorsa operasyon için genel cerrahi görüşü almak şarttır. Her üç tablonun da günümüz şartlarında etkin tedavileri vardır ve her biri ihtiyaca göre uygulanabilmektedir” diyerek sözlerini sonlandırdı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.