Önce; genel seçimlerde sonra da yerel seçimlerde seçmen tarafından dışlanan ve benim nazarımda ağır yenilgiye uğrayan İYİ Parti değil bizzat Akşener’dir. Ama aslında İYİ Partinin son iki seçimdeki başarısızlıkların günahını sadece Meral Akşener’e yüklemek elbette ki haksızlık olur. Mesela Çanakkale’de İYİ Partili olan Gökçeada ve Eceabat belediye başkanlıklarının CHP’ye geçmesi de kimin başarısı veya başarısızlığıdır? Bu sorunun cevabını Çanakkaleli İYİ Partiler bulmalıdır. Bu iki ilçeyi kaybettiren iradeye ek olarak İYİ Parti Merkez İlçe Başkanlığı ile bir türlü uzlaşma zemini bulamayanların Burak Kunt’a yerel seçimleri kaybettirdiği de söylenemez mi? Evet sonuçta en büyük günah elbette ki Meral Akşener’indi. Meral Akşener genel seçimler öncesinde kafasındaki planı hayata geçirmek için ilk önce Koray Aydın’ı Teşkilat Başkanlığı görevden uzaklaştırdı. Buğra Kavuncu gibi düşük bir profili teşkilat başkanı olarak atadı. Hatta genel Başkan yardımcılığı görevini çok iyi yapan Rıdvan UZ’u da Genel Başkan Yardımcılığı görevinden almadı mı? Meral Akşener, İYİ Parti içerinde kendisi için dikensiz gül bahçesi yaratmak istemiştir. Tecrübesizlik gerekçesi olamayacak anlaşılamayan nedenlerle birçok kişiyi milletvekili dayı olarak belirlemedi mi? O adaylar daha seçilir seçilmez İYİ Partiden başka partilere geçmedi mi? Partinin birçok aklıselim insanları Akşener’e gücenerek partiden istifa etmedi mi? Genel seçimler öncesi “bir oy Kemal’e bir oy Meral’e” diye mitinler düzenlerken medet umduğu, sarmaş dolaş olduğu, hatta cumhurbaşkanı adayı dahi ilan etmeye çalıştığı Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlarına yerel seçim sürecinde AKP iktidarından daha fazla eleştiriler yapmaya başlaması abeste iştigal değil mi? Meral Akşener ne yazık ki kendi kulvarında çok zeki bir siyasetçi olsa da İYİ Parti’ye ve kendisine karşı büyük umutlar besleyen halk yığınlarını taşıyamayacak bir siyasi lider olduğunu dane yazık ki adeta ispatlamıştır. Yerel seçimler sonrası partisini olağanüstü kongreye götüren ve aday olmayacağını açıklayan Akşener sonrasında genel başkan adaylarının ortaya çıkması ile birlikte parti içindeki siyasi istikballerini Akşener’e bağlayan kimi Akşenerciler parti içerinde seslerini yükseltmeye başlamaları bir tesadüf ve Akşener’den haberiz ve bağımsız bir hareket olabilir mi? Akşener çıkıp da “oturun oturduğunuz yerde ben aday olmayacağımı dedim ve aday değilim” diye ses çıkaramaz mı? Bal gibi çıkarır. Ama Akşener bu suskunluğuyla adeta ipe un sermek ve mızıkçılık niyetindedir izlenimi vermektedir. İYİ Parti liderliğine aday olanlara saygı duymak ve alkışlamak lazımdır. Çıkan adayların her biri değerli siyasetçilerdir. Aydın ve Dervişoğlu olasılıkla Akşener’le görüşerek adaylık yarışına girerken Mehmet Tolga Akalın ı Akşener’e eyvallah etmeden adaylığını açıkladığı alenidir. Akalın’ın eyvallahsızlığı ve yoğun bir liderlik yarışı faaliyetine girmesi her halde Meral Akşener’i fazlasıyla rahatsız etmiş olmalı ki M. Tolda Akalın ve destekçilerini X hesabında takipten çıkararak kendince Akalın’ı desteklemediğini delegelere ifade etmeye çalışmıştır. Hatta gencecik insanları bile X hesabından sildiği yazılıp çizilmektedir ve bu tavrı asla kendisine yakışmamaktadır. İYİ Parti Genel Başkan adaylığını açıklayan hiçbir aday birbirlerine karşı incitici söylemde bulunmamaktadırlar. 27 Nisan kongresinden sonrasında genel başkan adaylarından ve destekçilerinden hiçbiri olasılıkla İYİ Parti’yi terk etmezken, sanırım koyu bir Meral Akşener taraftarı olan kimi milletvekilleri ve teşkilat üyeleri İYİ Parti’den ayrılma yolunu seçeceklerdir. Bekleyelim görelim. İYİ Parti’de kimler hancı kimler yolcu?