Çanakkale Haber

Tedavi edilmeyen depresyon ve kaygı yeme bozukluğuna yol açabilir

10.07.2023 - 14:17, Güncelleme: 10.07.2023 - 14:17 2084+ kez okundu.
 

Tedavi edilmeyen depresyon ve kaygı yeme bozukluğuna yol açabilir

Yeme bozukluğunun psikolojik açıdan da değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Medical Park Tokat Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Meral Oran Demir, “Tedavi edilmeyen depresyon ve kaygı yeme bozukluğunu; yeme bozukluğu da bu hastalıkların belirtilerini arttırarak kısır bir döngü oluşturmaktadır. Yani psikiyatrik bir değerlendirme olmaksızın başta obezite olmak üzere yeme davranışı ile ilgili bir sorun çözülememektedir. Bu nedenle yeme ile ilişkili her türlü hastalıkta psikiyatrik değerlendirme hem hastalıkların tedavisinde şarttır hem de kilo düzenleme sürecinde destek anlamında çok gereklidir” dedi.   Medical Park Tokat Hastanesi Psikiyatri Kliniği’nden Uzm. Dr. Meral Oran Demir, yeme bozuklukları hakkında açıklamalarda bulundu. Yemek doğal bir ödül olduğunu ve insanın hayatta kalması için yemek yemesinin zorunlu olduğuna değinen Uzm. Dr. Demir, “Fakat son yıllarda yemek yeme davranışı hayatta kalmaktan çok, zevk veren bir aktivite olarak algılanmaktadır. Yemeğin doğal bir ödül olması ve beyindeki haz alma mekanizmalarını uyarması, daha fazla yememize ve daha lezzetli yemekler aramamıza yol açtı. Yemek üretim ve pazarlama sektörleri de bu arayışımıza cevap verdi. Yıllar öncesine göre daha çok besin yiyor ve daha yapay yiyecekler tüketiyoruz. Bu durum hem yeme bozukluklarının ortaya çıkmasına hem de obezite gibi ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına sebep oldu. Duygusal yeme yani karnımız aç değilken yeme hepimizin vazgeçilmez bir alışkanlığı haline geldi” diye konuştu.   YEME BOZUKLUĞU DAVRANIŞLARI Yeme bozukluklarının çeşitlerinden bahseden Uzm. Dr. Demir, şu bilgileri paylaştı: “Yeme bozuklukları klasik psikiyatri tanı sistemlerinde anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza ve tıkınırcasına yeme bozukluğudur. Bu tanıların yanı sıra çağımızın en büyük sağlık sorunlarından biri olan obezitenin psikolojik yönü üzerinde çok önemli kanıtlar vardır. Ayrıca tanı sistemlerinde henüz yer almasa da ortoreksiya nervoza (sağlıklı yemek takıntısı), aerobik nevroza (aşırı ve takıntılı bir şekilde egzersiz yapmak), yeme bağımlılığı, gece yeme bozukluğu da yemek yeme davranışı ile ilgili karşılaşılan durumlardır.”   OBEZİTE OLAN BİREYLERDE DUYGUSAL YEME BOZUKLUĞU GÖRÜLEBİLİR Yeme bozukluklarında özellikle de obezite söz konusu olunca, hastalığın psikiyatrik yönünün çoğu zaman göz ardı edildiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Demir, “Obezite tanı kriterlerini karşılayan kişilerin hemen hepsinde duygusal yeme olduğu görülmektedir. Yemek yemenin verdiği haz ile olumsuz duygulardan kurtulmaya çalışmak, sağlıksız baş etmelerin başında gelir. Bu kişilerin psikiyatrik muayeneleri yapıldığında psikiyatrik bir eş tanı var ise kilo vermeleri veya diyet programına uymaları daha da zorlaşmaktadır. Ayrıca yapılan çok sıkı diyetler sırasında da psikiyatrik şikâyetler, moral bozukluğu, hayattan zevk alamama, kaygı gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır” şeklinde konuştu.   PSİKİYATRİK DEĞERLENDİRME ŞART  Yeme bozukluğunun psikolojik açıdan da değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Demir, “Tedavi edilmeyen depresyon ve kaygı yeme bozukluğunu; yeme bozukluğu da bu hastalıkların belirtilerini arttırarak kısır bir döngü oluşturmaktadır. Yani psikiyatrik bir değerlendirme olmaksızın başta obezite olmak üzere yeme davranışı ile ilgili bir sorun çözülememektedir. Bu nedenle yeme ile ilişkili her türlü hastalıkta psikiyatrik değerlendirme hem hastalıkların tedavisinde şarttır hem de kilo düzenleme sürecinde destek anlamında çok gereklidir. En son akla gelse de psikiyatri yeme davranışı ve ilgili tüm bozukluklarla ilgilenir ve tedavi sürecine destek sağlar” diyerek sözlerini noktaladı.   Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yeme bozukluğunun psikolojik açıdan da değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Medical Park Tokat Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Meral Oran Demir, “Tedavi edilmeyen depresyon ve kaygı yeme bozukluğunu; yeme bozukluğu da bu hastalıkların belirtilerini arttırarak kısır bir döngü oluşturmaktadır. Yani psikiyatrik bir değerlendirme olmaksızın başta obezite olmak üzere yeme davranışı ile ilgili bir sorun çözülememektedir. Bu nedenle yeme ile ilişkili her türlü hastalıkta psikiyatrik değerlendirme hem hastalıkların tedavisinde şarttır hem de kilo düzenleme sürecinde destek anlamında çok gereklidir” dedi.

 

Medical Park Tokat Hastanesi Psikiyatri Kliniği’nden Uzm. Dr. Meral Oran Demir, yeme bozuklukları hakkında açıklamalarda bulundu.

Yemek doğal bir ödül olduğunu ve insanın hayatta kalması için yemek yemesinin zorunlu olduğuna değinen Uzm. Dr. Demir, “Fakat son yıllarda yemek yeme davranışı hayatta kalmaktan çok, zevk veren bir aktivite olarak algılanmaktadır. Yemeğin doğal bir ödül olması ve beyindeki haz alma mekanizmalarını uyarması, daha fazla yememize ve daha lezzetli yemekler aramamıza yol açtı. Yemek üretim ve pazarlama sektörleri de bu arayışımıza cevap verdi. Yıllar öncesine göre daha çok besin yiyor ve daha yapay yiyecekler tüketiyoruz. Bu durum hem yeme bozukluklarının ortaya çıkmasına hem de obezite gibi ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına sebep oldu. Duygusal yeme yani karnımız aç değilken yeme hepimizin vazgeçilmez bir alışkanlığı haline geldi” diye konuştu.

 

YEME BOZUKLUĞU DAVRANIŞLARI

Yeme bozukluklarının çeşitlerinden bahseden Uzm. Dr. Demir, şu bilgileri paylaştı:

“Yeme bozuklukları klasik psikiyatri tanı sistemlerinde anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza ve tıkınırcasına yeme bozukluğudur. Bu tanıların yanı sıra çağımızın en büyük sağlık sorunlarından biri olan obezitenin psikolojik yönü üzerinde çok önemli kanıtlar vardır. Ayrıca tanı sistemlerinde henüz yer almasa da ortoreksiya nervoza (sağlıklı yemek takıntısı), aerobik nevroza (aşırı ve takıntılı bir şekilde egzersiz yapmak), yeme bağımlılığı, gece yeme bozukluğu da yemek yeme davranışı ile ilgili karşılaşılan durumlardır.”

 

OBEZİTE OLAN BİREYLERDE DUYGUSAL YEME BOZUKLUĞU GÖRÜLEBİLİR

Yeme bozukluklarında özellikle de obezite söz konusu olunca, hastalığın psikiyatrik yönünün çoğu zaman göz ardı edildiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Demir, “Obezite tanı kriterlerini karşılayan kişilerin hemen hepsinde duygusal yeme olduğu görülmektedir. Yemek yemenin verdiği haz ile olumsuz duygulardan kurtulmaya çalışmak, sağlıksız baş etmelerin başında gelir. Bu kişilerin psikiyatrik muayeneleri yapıldığında psikiyatrik bir eş tanı var ise kilo vermeleri veya diyet programına uymaları daha da zorlaşmaktadır. Ayrıca yapılan çok sıkı diyetler sırasında da psikiyatrik şikâyetler, moral bozukluğu, hayattan zevk alamama, kaygı gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır” şeklinde konuştu.

 

PSİKİYATRİK DEĞERLENDİRME ŞART 

Yeme bozukluğunun psikolojik açıdan da değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Demir, “Tedavi edilmeyen depresyon ve kaygı yeme bozukluğunu; yeme bozukluğu da bu hastalıkların belirtilerini arttırarak kısır bir döngü oluşturmaktadır. Yani psikiyatrik bir değerlendirme olmaksızın başta obezite olmak üzere yeme davranışı ile ilgili bir sorun çözülememektedir. Bu nedenle yeme ile ilişkili her türlü hastalıkta psikiyatrik değerlendirme hem hastalıkların tedavisinde şarttır hem de kilo düzenleme sürecinde destek anlamında çok gereklidir. En son akla gelse de psikiyatri yeme davranışı ve ilgili tüm bozukluklarla ilgilenir ve tedavi sürecine destek sağlar” diyerek sözlerini noktaladı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.