Dün sabah erken saatlerde Türk insanının azim ve çalışkanlığı sayesinde Türkiye’nin kendi uçağı bir kere daha sonsuza kadar uçmak üzere yeniden havalandı.
Türkiye hemen hemen tamamen milli kaynaklarımızdan yararlanarak Kaan uçağını hayalden gerçeğe dönüştürdük.
Gerçi Atatürk döneminde, daha 1930’larda başlayan gökyüzüne hâkim olma arzumuz ikinci dünya savaşı sonrasında işgalci Rus baskısı karşında adeta zorunlu gönüllülük olarak ABD’nin esareti altına girmemizle birlikte, Türkiye’nin uçak yapma serüveni ne yazık ki NATO sonrası ABD hayranı yönetici ve kimi askerlerin engellemeleri ve “tu kaka” göstermeleri nedeniyle diri diri toprağa gömülmüştü.
1974 Kıbrıs harbinden sonra karşılaşılan ağır silah ambargolar sonrasında vatan savunmasında ABD esaretinden kurtulmak isteyen Türkiye, "kendi uçağını kendin yap" kampanyaları ile başlayan savunma sanayi atılımları yıldan yıla bazen koşarak, bazen topallayarak ama mutlaka ileriye doğru gelişerek ilerledi ve en sonunda da çok değerli harp sanayimizin temellerini oluşturdu.
Son yıllardaki savunma sanayinin gelişmesinde kim nasıl düşünür bilmem ama Selçuk Bayraktar’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a damat olması ile birlikte savunma sanayi büyük bir ivme kazandı.
Amasız ve fakatsız haklıya hakkını vermek gerekir ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın himaye ve desteğinde savunma sanayi çok büyük atılımlar gerçekleşti.
Sırf savunma sanayi alanındaki gelişmeler bile Cumhur başkanı Erdoğan’ın sebep olduğu bir çok olumsuzlukları uzun sürede görmezden gelmeye sebep olabilecektir.
Aslında Türkiye’nin savunma sanayi atılımları Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’sinin eseridir.
Şimdilerde içimizde asla gerçekleşmesi mümkün olmayan ümmetçi Osmanlıcılık hayali kurarak üç öğün Atatürk’e küfür ve hakaret edenlere rağmen, Atatürk’ün hedef gösterdiği demokratik ve laik muhasır medeniyet yolunda ilerleyen Türkiye gençliğinin ve bilim adamlarının sayesinde gerçekleşmektedir.
Kaan uçağı ile birlikte önemli bir eşiği aşan Türk savunma sanayi sadece Anadolu Türklerinin değil, önce tüm Türk dünyasının ve ardından da batı emperyalizminin ağır sömürüsü altındaki halklara da muhafızlık yapacaktır.
Türkiye KAAN uçağı ile; tıpkı Türklerin tarih sahnesine çıkışının efsanesi olan ERGENEKON destanının modern yüzyıllara hükmetmek üzere yeni bir versiyonu Ergenekon destanı yazmaktadır.
Eski çağlarda demirden dağları delerek bir Bozkurt’un yol göstericiliğinde tarih sahnesine çıkan Türkler, şimdilerde yine demirleri eritip döve döve kanatlı Bozkurt’unu yani Kaan uçağını yapmış ve yeni bir Ergenekon destanı yazmaya başlamıştır.
Türk Milleti Türklük şuurundan vazgeçemediği ve Atatürk’ün yolundan çıkmadığı sürece mutlu ve mesut yaşamaya devam edecektir.
Türkiye’deki her Atatürkçü mutlaka öyle veya böyle Bozkurt olmak zorundadır.
Türkiye’deki her Bozkurt mutlaka Atatürkçü olmak zorundadır.
Osmanlıcılık vs. peşinde koşanlardan Türk Milletine hayır gelmez.
Atatürk’ün demokratik laik devlet düzenine düşman olandan Türk Milletine dost olmaz.