Anasayfa
Yazarlar
Acar KARAAYA
Yazı Detayı
Bu yazı 196+ kez okundu.
Sosyolojik Soy Birlikteliği, Türk Milleti ve Kürtler
İnsanlar hem biyolojik bağlamda hem İslam dini bağlamında kavim kavim yaratılmış olsalar da, dünya arenasında medeniyetin gelişmesiyle birlikte ortak sosyolojinin ve kültürün çocukları haline gelmektedirler.
Tarihinin ilkel iletişim ve ulaşım çağlarındaki güçlükler nedeniyle insanlık etnisite bağlamında iklim ve coğrafya koşulların dayatmasıyla kültürel farklılık gösterse de Sanayi ve Fransız Devrimi sonrasında ortaya çıkan modernizm ve ulus devlet anlayışı yer yüzünde yekpare haline gelmeye devam etmektedir.
İletişim çağının kültürel akışkanlığı içerinde insanlık iyi, rahat, zengin ve adil olana doğru eğilim ve kayış göstermektedir.
Tarihte emekçilerle birlik olup Aristokrasiyi yenen ve yok eden burjuvazi, rahat durmamaktadır. Dünya burjuvazisi kendi egemenliğini korumak ve sürdürmek adına, devrimler esnasında iş birliği içine girdiği emekçileri modern köle haline getirme ve sömürme sevdasından vazgeçmemektedir.
Ucuz iş gücüne ve hammaddeye ihtiyaç duyması nedeniyle emek yoğun iş gücüne ve doğal yeraltı ve yer üstü zenginliklerine sahip ülkeleri sürekli olarak zayıf bırakma peşindedir
Avrupa Medeniyetinin doğuşa Türklerin etkisi
Esasında Avrupa’da modernitenin, sanayi devriminin ve Fransız Kültür devriminin doğmasına sebep olana ana gerekçe, Avrupalıyı Avrupa kıtasına hapseden Türklerdir
Uzak doğu ve Asya ile deniz yolu ticaret imkanlarını Türklere kaptıran ve Akdeniz’de üstünlüklerini yitiren Avrupalılar, Kıta Avrupa’sına tıkılıp kalmaları sonucunda geliştirdikleri sanayi ve kültürel devrimlerle dini, laiklik düzeyine Kilise duvarları arasına, Aristokratlığı, şatolarına hapseden Avrupa Burjuvazisi, geliştirdiği sinsi diplomasi yolları, üstün ekonomi ve harp gücü sayesinde doğduğu ülkelerde ve dünyada sömürü düzeni kurarken, özellikle ihtiyaç duyduğu kaynaklara sahip ülkeleri ele geçirmek ve elde tutmak için etnik ayrımcılığın baş organizatörü olmuştur.
Burjuvazi, sömürü düzenini sürdürmek için insanlığı ırki, dini, kültürel ve coğrafi olarak birbirine düşman etmiştir.
İşte bu mantık çerçevesinde Osmanlının hakimiyetini keskin kılıcının etkisi olduğu karar Avrupa emperyalizmi, Türk Milletinin doğal uzantısı Kürtleri ayrı bir kültüre ve ayrı bir ırka mensupmuş gibi göstermiş ve hala da göstermeye devam etmektedir.
Kürtlük bir gerçekliktir ve vardır.
Kürtlüğü inkâr etmek insanlığı inkâr etmek gibidir. Ancak Türk coğrafyasında Kürtleri Türklere düşman kılmak politik bir oyundan başkaca bir şey değildir.
Türkler mesela Acemlerle (İranlılar) veya Araplarla etnik bakımdan iletişim içine girmemiş, kültürel bağlamda da halk yığınları bir biriyle hem hal olmamışlardır.
Türk coğrafyasında özellikle Anadolu’da Kürtler daima Türklerle iç içe yaşamıştır. Türk Milleti bir matruşka gibidir. Büyük beden Türk Milleti iken içinde daima Özbek, Kazak, Kırgız, Türkmen, Kürt, Tatar, Azerbaycanlı, Gagavuz ve daha birçok Türk alt boyları çıkmıştır.
Kütler yaşadıkları coğrafyada ve sosyolojik akrabalık bağlamında öz be öz Türk Milletinin parçasıdır. Bugün için Kürtleri Türklerden ayırmaya kalkan her ideoloji ve siyasetçi, emperyalizmin tuzağına düşmüş bir av veya emperyalizmin taşeronlarıdır.
Kürtler öyle veya böyle Adriyatik’ten Çin seddine uzanan ulu Türk Milletinin sosyolojik soy birliğinin doğal üyesidir.
Yine ayrıca Türk Milletinden olmak için illaki etnik bir aidiyete ihtiyaç yoktur. Sosyolojik ve kültürel bağlamada duyulan ortak aidiyet duygusu bir insanın Türk olması için yeterli bir sebep ve gerekçedir.
Bugün için Anadolu’da yaşayan etnisitesi farklı insanlarımızın Anadolu barış kültürü içerindeki iç içeliği, Türk vatandaşlarını Türk Milletinin doğal parçası haline getirmiştir.
İşte bu nedenledir ki Mustafa Kemal Atatürk;
“Ne Mutlu Türküm Diyene” demiştir.
İşte bu nedenledir ki; Adriyatik’ten Çin seddine Türk dünyası “Ne Mutlu Türküm Diyene” diye haykırmaktadır.
Son söz olarak;
Kürtleri Türklerden ayırmaya çalışanlar ve Kürtlerimizi Türk Milletine ve Türk Devleti’ne karşı düşmanlığa, düşmanca eyleme sevk edenler öncelikle Kürtlüğe düşmanlık peşinde koşan, kendini emperyalizme peşkeş çekmiş satılmış tetikçiler ve beyinlerdir.
Ekleme
Tarihi: 12 Nisan 2024 - Cuma
Sosyolojik Soy Birlikteliği, Türk Milleti ve Kürtler
İnsanlar hem biyolojik bağlamda hem İslam dini bağlamında kavim kavim yaratılmış olsalar da, dünya arenasında medeniyetin gelişmesiyle birlikte ortak sosyolojinin ve kültürün çocukları haline gelmektedirler.
Tarihinin ilkel iletişim ve ulaşım çağlarındaki güçlükler nedeniyle insanlık etnisite bağlamında iklim ve coğrafya koşulların dayatmasıyla kültürel farklılık gösterse de Sanayi ve Fransız Devrimi sonrasında ortaya çıkan modernizm ve ulus devlet anlayışı yer yüzünde yekpare haline gelmeye devam etmektedir.
İletişim çağının kültürel akışkanlığı içerinde insanlık iyi, rahat, zengin ve adil olana doğru eğilim ve kayış göstermektedir.
Tarihte emekçilerle birlik olup Aristokrasiyi yenen ve yok eden burjuvazi, rahat durmamaktadır. Dünya burjuvazisi kendi egemenliğini korumak ve sürdürmek adına, devrimler esnasında iş birliği içine girdiği emekçileri modern köle haline getirme ve sömürme sevdasından vazgeçmemektedir.
Ucuz iş gücüne ve hammaddeye ihtiyaç duyması nedeniyle emek yoğun iş gücüne ve doğal yeraltı ve yer üstü zenginliklerine sahip ülkeleri sürekli olarak zayıf bırakma peşindedir
Avrupa Medeniyetinin doğuşa Türklerin etkisi
Esasında Avrupa’da modernitenin, sanayi devriminin ve Fransız Kültür devriminin doğmasına sebep olana ana gerekçe, Avrupalıyı Avrupa kıtasına hapseden Türklerdir
Uzak doğu ve Asya ile deniz yolu ticaret imkanlarını Türklere kaptıran ve Akdeniz’de üstünlüklerini yitiren Avrupalılar, Kıta Avrupa’sına tıkılıp kalmaları sonucunda geliştirdikleri sanayi ve kültürel devrimlerle dini, laiklik düzeyine Kilise duvarları arasına, Aristokratlığı, şatolarına hapseden Avrupa Burjuvazisi, geliştirdiği sinsi diplomasi yolları, üstün ekonomi ve harp gücü sayesinde doğduğu ülkelerde ve dünyada sömürü düzeni kurarken, özellikle ihtiyaç duyduğu kaynaklara sahip ülkeleri ele geçirmek ve elde tutmak için etnik ayrımcılığın baş organizatörü olmuştur.
Burjuvazi, sömürü düzenini sürdürmek için insanlığı ırki, dini, kültürel ve coğrafi olarak birbirine düşman etmiştir.
İşte bu mantık çerçevesinde Osmanlının hakimiyetini keskin kılıcının etkisi olduğu karar Avrupa emperyalizmi, Türk Milletinin doğal uzantısı Kürtleri ayrı bir kültüre ve ayrı bir ırka mensupmuş gibi göstermiş ve hala da göstermeye devam etmektedir.
Kürtlük bir gerçekliktir ve vardır.
Kürtlüğü inkâr etmek insanlığı inkâr etmek gibidir. Ancak Türk coğrafyasında Kürtleri Türklere düşman kılmak politik bir oyundan başkaca bir şey değildir.
Türkler mesela Acemlerle (İranlılar) veya Araplarla etnik bakımdan iletişim içine girmemiş, kültürel bağlamda da halk yığınları bir biriyle hem hal olmamışlardır.
Türk coğrafyasında özellikle Anadolu’da Kürtler daima Türklerle iç içe yaşamıştır. Türk Milleti bir matruşka gibidir. Büyük beden Türk Milleti iken içinde daima Özbek, Kazak, Kırgız, Türkmen, Kürt, Tatar, Azerbaycanlı, Gagavuz ve daha birçok Türk alt boyları çıkmıştır.
Kütler yaşadıkları coğrafyada ve sosyolojik akrabalık bağlamında öz be öz Türk Milletinin parçasıdır. Bugün için Kürtleri Türklerden ayırmaya kalkan her ideoloji ve siyasetçi, emperyalizmin tuzağına düşmüş bir av veya emperyalizmin taşeronlarıdır.
Kürtler öyle veya böyle Adriyatik’ten Çin seddine uzanan ulu Türk Milletinin sosyolojik soy birliğinin doğal üyesidir.
Yine ayrıca Türk Milletinden olmak için illaki etnik bir aidiyete ihtiyaç yoktur. Sosyolojik ve kültürel bağlamada duyulan ortak aidiyet duygusu bir insanın Türk olması için yeterli bir sebep ve gerekçedir.
Bugün için Anadolu’da yaşayan etnisitesi farklı insanlarımızın Anadolu barış kültürü içerindeki iç içeliği, Türk vatandaşlarını Türk Milletinin doğal parçası haline getirmiştir.
İşte bu nedenledir ki Mustafa Kemal Atatürk;
“Ne Mutlu Türküm Diyene” demiştir.
İşte bu nedenledir ki; Adriyatik’ten Çin seddine Türk dünyası “Ne Mutlu Türküm Diyene” diye haykırmaktadır.
Son söz olarak;
Kürtleri Türklerden ayırmaya çalışanlar ve Kürtlerimizi Türk Milletine ve Türk Devleti’ne karşı düşmanlığa, düşmanca eyleme sevk edenler öncelikle Kürtlüğe düşmanlık peşinde koşan, kendini emperyalizme peşkeş çekmiş satılmış tetikçiler ve beyinlerdir.
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.