Ağızdan çıkan laf adam olanı bağlar! Fakat adam, trişkadan adamsa hiçbir şey bağlamaz. Onu bağlasa bağlasa menfaat bağları ile örülmüş kalın bir urgan bağlar!
16 Nisan akşamı Erdoğan çok şey söyledi. En önemlilerinden biri şu idi; “Bugün Türkiye 200 yıllık kadim bir tartışma olan yönetim sistemi konusunda tarihi bir karar vermiştir. Sıradan bir karar değildir, çok ciddi bir dönüşüm kararının verildiği gündür!”
200 yıl evvel yönetim şeklimiz ne idi; Padişahlık! O yıllar, Fransız Devriminin etkisiyle “Özgürlük ve Milliyetçi” düşünceler tüm Balkanları ve Osmanlı’yı da sarmıştı! Osmanlı 17. Yüzyıldan itibaren toprak kaybetmeye başladı! Bütçe açığı sürekli artıyor, halkın üzerine vergiler yükleniyordu. Emperyal Devletlerle imzalanan “Serbest Ticaret Anlaşmaları” hem vergi gelirlerimizi azaltmış hem de az da olsa gelişmekte olan sanayileşme hareketimizi geriletmişti! Kendilerine “Genç Osmanlılar” diyen ve başlarını Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın çektiği aydınlar bu sıkıntıların mevcut yönetim şekliyle aşılamayacağını, imparatorluğun “Meşrutiyet” ile yönetilmesi gerektiğinde ısrarcı oldular. Yıllarca süren mücadele sonunda Padişah 2. Abdülhamit 23 Aralık 1876’da Anayasa ve Meşrutiyeti ilan etti
Türk Milleti, yaklaşık 200 yıl önce uzun uğraşlardan sonra yönetime ortak olmuş ve demokrasi yolunda ilk adımı atmıştı. Erdoğan’ın bugün söylediği “Kadim Tartışma” budur! Yine Erdoğan’a göre, 200 yıllık bu kadim tartışma bitmiş ve Türk Milleti yeniden Padişahlık benzeri “Tek Adam” yönetimine geçmiştir!
Yıllardır, Erdoğan’ın kafasının ardında bunun olduğunu, sonra ki adımın ise bir bölümünün “Kürdistan Devleti” olacak olan Federe İslam Devletine geçmek ve “Hilafet Makamını” üstlenmek olduğunu söyler dururum! Maalesef zaman ve Erdoğan beni şimdilik haklı çıkardı. Haa, Erdoğan bu hayalini gerçekleştirebilir mi, işte orası biraz karanlık! Çünkü Erdoğan’ın ne yapacağı, aklına ne zaman ve neyin eseceğini, kendisi dahil kimse bilemez. 2012 Referandumundan sonra eline mikrofonu aldı ve “Okyanus ötesine” yani
“FETÖ Kurucusu Fethullah Gülen Hocaefendisine” teşekkür etti! Bu teşekkürden 1 yıl sonra Fethullah Hoca “değerli bir ilim adamı-mübarek insan” makamından, haşhaşin ve vatan hainliğine indirildi!
2017 Referandumundan sonra ise, telefonla Barzani’ye, mikrofondan da eski adı “Hizbullah-Allah’ın Partisi”, şimdiki adı “Hüda Par-Allah’ın Partisi” olan şeriat talepçilerine teşekkür etti! Önümüzdeki günlerde Barzani’nin “Onur Konuğu” makamından Postal öpücüye, Hüda Par ise, şeytana indirilirse hiç şaşırmayın.
Erdoğan, FETÖ ile aynı olan menziline ulaşabilir mi diye sormuştum; Hiç zannetmem. Bu yolda kendisine en büyük engel yine Erdoğan’dır. O, bu işini de eline yüzüne bulaştırır, tıpkı kupon araziler-Rıza Sarraf-sıfırlama olayları gibi…
İtirazlar sonuçlandıktan ve kesin sonuçlar açıklandıktan sonra “ne yapılmalı” konusundaki düşüncelerimi paylaşacağım. Biz nefesi yetenlerle mücadeleye devam edeceğiz…
Sağlık ve başarı dileklerimle 18 Nisan 2017 Rifat Serdaroğlu