Kızılelma’ya koşarken sadece askeri destek ve siyasal söylemler ile değil, ekonomik veriler ile desteklemezsek kalıcı bir sonuç alamayız. Bu nedenle önce halkın sosyolojik ve ekonomik durumu, analiz yapılmalıdır. Ve iç barışı engelleyici faktörler, ortadan kaldırılmalıdır…
Halkın ekonomi durumunu özetleyelim:
Halkın, psikolojisi bozuktur. Küçük esnaf, dükkânını kapatıyor, devletin verdiği kredilerden, şartlar oluşmadığı bahanesi ile istifade edemiyor…
Yandaş ve tetikçi medyanın söylemleri bilgiden uzak…
Yandaş medyanın dediği gibi bardak tam dolu değildir… Tetikçi medyanın dediği gibi de bardak hepten boş değildir…
Yani her iki taraf da abartıyor… Söz konusu abartı, halkı karasızlığa sevk ediyor ve insanlar rahatsız oluyor. Bu rahatsızlık zaman içinde ayrışmayı tetikliyor…
Bu durumda, siyasilerin ve medyanın yapması gerekeni halkımız yapıyor. Halkın inancı, devleti ayakta tutuyor. Avrupa'da bu şartlarda hiçbir ülkenin ayakta kalması mümkün değildir.
Özellikle tefeci borazanı dediğimiz bazı ekonomistlerin, halkı tedirgin eden mantık dışı isteklerini ve beyanlarını, mevcut problemlerin üstüne koyduğumuzda, bankalarda 243 milyara doğru mevduat oluştu…
Amerika’da mevduatının %54'ü başka para biriminden olsa çökerdi. Birçok Avrupa devleti de perişan olurdu… Bize özgü şartlar sayesinde kriz dönemlerinde pozitif enerjiye doğru yürümemiz konusunda hiçbir ülke bizimle kıyaslanamaz…
Ama bazı ekonomistlerin bağırıp çağırmaları, akıl vermeleri faizin artmasına vesile oldu... İyi mi oldu? Tabi ki iyi olmadı… Niye iyi olmadı? Açıklayalım:
Faiz artınca tefeciler, 243 milyarı bankalara yatırdı ve çalışmadan para kazanıyor. Küresel Sermaye de yükselen faizle, devletleri ve halkları borçlandırıyor…
Şimdi sistemi anlamadan yöneticilere yüklenerek akıl vermek veya muhalefet yapmak sonucu değiştirmiyor… Bekâra kadın boşamak kolaydır. Ama sistemi bilen, kadın boşayamaz…
Küresel Sermayenin sisteminden çıkabilmemiz için:
1.Küresel Sermaye sistemini, sorgulamalıyız. Bu sistemi iktidarıyla, muhalefetiyle, medyasıyla birlikte “her zaman kahvecinin kazandığını” çok net bir şekilde öğrenmeliyiz…
2.Yönetim problemini gidermeliyiz. Bilgisiz, liyakatsiz şovmen bürokrat var ise gereği yapılmalıdır. Bürokratın, halkımıza tepeden bakmamasını öğretmeliyiz…
3.Halkın, sistemi ne kadar anladığı ne kadar anlamadığı önemlidir. Bu sistemde hep kahveci kazandığı konusunda bürokrat ve halkı eğitemezsek tasarruflu harcama yapmayı öğrenemeyiz...
4.Kırılgan bir ekonomi sisteminde, devleti temsil eden kişiler hakkında, hoş olmayan ifadeler, ekonomiyi zora sokmaktadır. Avrupa’da yaşayan öğretmen arkadaşım diyor ki Almanya’da, Belçika’da, İngiltere’de devleti aşağılayıcı, küçük düşürücü ve ekonomiyi zora sokan kişileri, devlet affetmez… Avrupa’da “devlet” söz konusu olunca demokrasiyi rafa kaldırır…
5.Türk diasporası iyi yönetilemiyor gibi… Türk diasporasını Yahudi diasporasından daha büyük ve daha etkili hale getirilmelidir. Türk diasporası sadece Türkiye Türkleri değil diğer Türk cumhuriyetlerinin Türkleri ile entegrasyona gidilmelidir. T.C. Devletinin sınırları dışında ve denetiminde, milli düşünen ve milli duruş sergileyenler ile güçlü ve etkili diaspora oluşturulmalıdır.
6.Kendi içine kapanan umutsuz bezgin bir kitle ile karşılaşmamak için nasıl bir proje gerekiyorsa yönetimin bu projeyi acilen üretmesi gerekir…
7.İslam ve Türk Dünyasının kalbi Türkiye’dir. Türkiye ne kadar güçlü olursa, İslami Finans açısından ciddi bir merkez konumuna gelebiliriz... Dolayısıyla Katar gibi devletleri, yanımıza nasıl çekebiliriz konusunda iktidar ve muhalefet proje üretmelidir…
8.Devlet, sosyolojik ve ekonomik bir analiz yapıp halkın kenetlenmesini daha çok sağlayacak bir proje hazırlamalıdır…
Sonuç
1.Muhalefet, güçlendirilmiş parlamenter sistemini getirdiğin de Küresel Sisteminin sömürü düzeninden nasıl kurtulacağımızı anlatmalıdır. Çünkü Küresel Sermayenin sömürü düzenine Parlamenter sistemin iradesi ile girdik. Parlamenter sisteminin bu konuda sicili bozuktur…
2.Cumhur Başkanlığı ve güçlendirilmiş parlamenter sistemi kavgasını bırakıp, Küresel Sermayenin sömürüsünden nasıl kurtulacağımızı tartışmalıyız. Teşhis bellidir, çareyi milli düşünen ekonomistler ve siyasetçiler bulacak.
3.Muhalefet, İktidar ile birlikte Küresel Sistemin sömürü düzeninden nasıl kurtulacağız konusunda proje üretmelidir. Bu konuda seferberliğin başlatılması için muhalefet ve iktidar el ele vermelidir…
4.Küresel Sermayenin sömürü düzeninden kurtulmadan ister “A” hükümet sistemi, ister “B” hükümet sistemi, ister “C” hükümet sistemi gelsin, sonuç değişmez…
Selam ve saygılarımla