Bu yazıyı yazmak için bilgisayarımın başına gelinceye kadar çok zorlandım!
Ofisime gizlice ulaşmak isteyen bazı zındıklar, Ulucami’den başlayarak DOZERLERLE kanal açmışlar! Açılan kanallara çamaşır suyu döküp, saldırganları defetmek beni çok zorladı!
Yolda yine bazı zındıkların Yenicamiye, ayakkabıları ile girip, şişelerce bira içtiklerini gördüm! Onları camiden çıkarıncaya kadar, ter topuğumdan aktı! Hepsinin görüntüleri elimizde, önümüzdeki hayırsız Perşembe’den sonraki mübarek Cuma günü namazdan sonra açıklayacağız.
Ahhh kardeşlerim ah! Bunlar, evet, tahribat yapar! Bizse iş yaparız iş…
* * * * * *
“Ülkemiz yaralı insanların ülkesi. Her iktidara gelen de bunu kullandı, istismar etti, derinleştirdi. (Atatürk’ten bu yana tüm yöneticilerimiz mi?)
Tarihimizde de bunu en çok AK Parti hükümetleri yaptı. Artık helalleşme zamanıdır. Geçmişte kırdığımız, korkuttuğumuz topluluklarla, bireylerle, farklı hayat tarzlarının temsilcileriyle buluşmaya başlayacağım. Ahmet Kaya ile helalleşeceğiz!”
* * * * * *
“Tarih boyunca sana kalan mirası bir düşünsene!
Kudüs’ü fethettiği halde oradaki Hıristiyan ve Yahudilerin haklarını koruyan Ömer’den bahset. Onun yoluna İstanbul’u alan Fatih’le devam et. ( Ekrem İmamoğlu’na dediğinden!) 5 asır daha ilerle.
Şimdi Kurtuluş Savaşını kazanan Atatürk’ü izlet. (Zevzeklik yapan Amirallerin Başkomutanı!) Bu hikayede hayal olan ilk boğaz köprüsünü hayata geçiren Demirel’e kulak ver. (Ablası Tansu’yu es geçmiş!)
* * * * * *
Kim olduklarını çok iyi bildiğiniz, üç Genel Başkan’ın söylediklerini yazarken, gülmemek için çok zorlandım! Ülkem ve milletim adına ise çok üzüldüm! Bunlara mecbur muyuz?
Bir Genel Başkan yalan söyler mi? Birinci paragraftaki söyler!
Peki, aynı yalanı, evirip çevirip tekrar, tekrar söyleyip kendisini rezil eder mi? Eder, eder.
Siz hiç İstanbul’da DOZERLERLE (birden fazla demek ki) kanal kazıp, Başbakanlık konutuna saldıranları gördünüz, duydunuz mu? Zaman ve mekan oryantasyonunu kaybetmiş vücut sağlığı bozuk birine Türk Milleti mecbur mu?
Merkez Bankamızın kasasının dibini delip 128 milyar doları yok eden, doları
10 liranın üzerine çıkarıp, milleti açlığa mahkum eden ve utanmadan ekonominin kitabını yazdığını söyleyebilen birine, Allah için söyleyin, bizler mahkum muyuz? Katar’a Türk Askeri gönderip, Kerkük’ü görmeyen birine
Türk Milleti mecbur mu?
Diğer iki Genel Başkan için şunları söyleyebilirim;
Son günlerde yaptıkları konuşmalar kendi düşündükleri, kararları değildir.
Ne “Helalleşme” ne de “Ömer’in Yolu” kendi düşünceleri değildir. Danışmanlarının düşündükleri ve Genel Başkanlara kabul ettirdikleri sözlerdir. Siyaset çok zor bir iştir, hele Türkiye’de!
Sepetinizdeki pamuk tükenince, danışmanların eline düşersiniz. Danışmanın kalitelisini bulmak çok zordur. İkinci ve Üçüncü paragraftaki Genel Başkanların danışmanlarının kökeni AKP’dir ve FETÖ cemaatinin yetiştirmeleridir.
AKP’yi batıran bu profesyonel danışmanlar şimdi iki Genel Başkana yamanmışlar ve onları yanlışa itmekteler.
Siyasi Partiler, toplum tarafından programlarıyla değerlendirilir.
Genel Başkanların veya danışmanlarının istedikleri yöne dönmemelidirler.
Parti, programında değişiklik mi yapılacak? O zaman Büyük Kongre toplanır, yapılan değişiklikler topluma açıklanır ve destek istenir. Her gelen Genel Başkan, partisinin yönünü değiştirmeye kalkarsa onun adı parti değil,
“Fırdöndü” olur…
DOĞRU Parti, yaklaşık üç yıl süren bir çalışma ile programını hazırladı.
“Yol Haritası” olarak da toplumla paylaştı. Kongrelerimizde halkımızla paylaşmaya devam ediyoruz.
Siyaset bir bilimdir. Bilimde, ne helalleşme, ne de dini ritüeller olur.
DOĞRU Partinin, el sıkışacağı birlikte yürüyeceği kişilerde aradığı şart bellidir;
Biz Anayasamızın ilk altı maddesini gönlüne ve beynine kazımış her vatandaşımızla beraber oluruz, etnik kökeni, inancı, mezhebi, dili ne olursa olsun siyaset yaparız.
Anayasamızın ilk altı maddesine karşı olanların da, düşüncesine saygı duyarız ama siyaseten, yasalar çerçevesinde çok ciddi mücadele ederiz.
Türkiye’nin, DEVLETİN ŞEKLİ-CUMHURİYETİN NİTELİKLERİ-DEVLETİN BÜTÜNLÜĞÜ-RESMİ DİLİ-BAYRAĞI-MİLLİ MARŞI-BAŞKENTİ-DEVLETİN TEMEL AMAÇ VE GÖREVLERİ-EGEMENLİK-ATATÜRK ile kavgası olanlarla ne birlikte oluruz, ne de el sıkışırız. Helalleşmek mi? Asla!
Not;
Pazartesi gününe kadar Ankara-İstanbul’da çeşitli toplantılar, kongrelerimiz var.
Yazılarda aksama olursa özür dilerim…
Sağlık ve başarı dileklerimle 17 Kasım 2021
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı