Mahallede bir kabadayı, kendisinden başka en fazla bir kabadayı olmasını ister. Çünkü kabadayılar, birden fazla olursa anlaşmak çok zor olur. İki kabadayın çıkarları aynı olduğu için anlaşmaları kolaydır. Anlaşırken de danışıklı dövüş yöntemi uygulanır. Çünkü danışıklı dövüş yöntemi uygulanamazsa mahallenin insanlarını kandırmak mümkün değildir. İktidar – muhalefet sisteminde olduğu gibi…
ABD, Çin’in zayıf duruma düşmesini istemez ama güçlenmesini de kabullenemez. Çünkü ABD’nin Çin’de çok ciddi yatırımı vardır. Çin de ABD’nin tarihten silinmesini istemez. Çünkü Çin’in, ekonomi çıkarları söz konusudur. Ama ABD diyor ki Çin, benim dairenin içinde benim istediğim kadar dans etsin. Çin de ABD için aynı duyguları besliyor. Yani her ikisi de “maşuk” rolünü oynuyor. Bakalım kim kimi ve nasıl teslim alacak… Şimdi her iki ülkenin birbirine meydan okuyan cümlelerine bakalım…
ABD
ABD Başkanı Donald Trump, Çin’in ABD ile ticaret anlaşması yapmaması durumunda Çin’in ciddi zarar göreceğini söyledi.
ÇİN
Hazirandan itibaren toplam 60 milyar değerindeki ABD ürünlerine yüzde 5 ile yüzde 25 arasında gümrük vergisi getireceğini açıkladı.
ABD ve Çin’in tehdit yöntemiyle soğuk savaşı sürdürüyor. Soğuk savaş neticesinde en büyük zararı Türkiye ile birlikte gelişmekte olan ülkeler zarar görecek. Bilhassa petrol bakımından zengin olan ülkeler daha çok zarar görecek…
Soğuk savaşın görünen tarafını anladık da fark edemediğimiz savaş alanlarına bakalım…
Siyaset, sanat, STK, Media din, mezhep, etnik, ideolojik, politik, felsefi, sınıfsal, cinsiyet farklılıkları üzerinden devam eden soğuk savaş, kontrol edilemezse sıcak savaşa dönüşebilir hem de İran üzerinden…
Konu açılmış iken ABD ve İran ilişkilerine göz atalım. Rivayetlere göre ABD, petrol ihtiyacının %40 ını İran’dan temin ediyor. Yani ABD’nin İran’ı tehdit etmesi danışıklı dövüş gibi bir şey… Ama ABD, Çin ile anlaşırsa ABD’nin İran’ı karıştırması an meselesi... ABD İran’a saldırmaz ama ABD’ye hizmet edecek bir yönetimin iş başına gelebilmesi için İran’da, gezi olayına benzer bir eylem yaptırabilir…
Neden Çin ve ABD kavgası, açıklayalım:
Çin her yerde ABD’nin karşısına çıkıyor. Çin, elindeki döviz stokunu yatırıma çevirerek birçok ülkede ekonomik ve siyasi ağırlık kazandığını görüyoruz. Çin; Asya’da, Afrika’da, Ortadoğu’da ve Körfez’de ABD’nin karşısına çıktı… ABD bir şekilde Çin’i engellenmesi gerekiyor… ABD dolaylı yönden Çin’i, ekonomik boykot ve soğuk savaş taktikleri ile köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Daha doğrusu ABD bir ülkeyi kafasına taktı mı; dini, etnik, ideolojik, politik unsurlarını mensup olduğu devlete karşı kışkırtır. Türkiye’yi 17- 25 Aralık ve 15 Temmuz olayları ile darbe ortamına soktuğu gibi…
ABD’nin Ortadoğu’da çevirdiği manevraları irdeleyelim:
ABD, hedef ülkelerde kullanabileceği politikacı, gazeteci, işadamlarını buluyor. Eski kadroların, yönetimde ki mevcut kadrolara sorun çıkarmasını sağlıyor. Trump onun için Kushner üzerinden bölgede lobi çalışmaları yapıyor, yeni isimler üzerinde çalışıyor. Veliaht Prens, Kushner için iyi bir oyuncu. Kushner genç isimlerin acemiliğinden yararlanarak ülke aleyhinde kullanıyor. Osmanlıyı Abdülhamit diktasından kurtarmak vaadiyle İttihat Terakkinin ve mollaların kendini ispatlama ve kariyer çabalarından istifade ederek Abdülhamit’i tahtan indirdiler. Osmanlı Toprakları üzerinde 28 devlet kurdurdular… İşte aynı oyunu Ortadoğu’da uygulamak isteyenler, Kushner’in ekibine Kaşıkçı’nın katılmasını istediler ama o, karşı ekipte yer aldığı için öldürüldüğünü düşünüyorum…
Acaba, Kushner’in ekibinde Türkiye’den kimler vardır? Sorusu aklıma çok fazla takıldı. Çünkü bazı kişiler, F 35 konusunda çok ısrar ediyor…
Sonuç:
ABD, S-400 üzerinden Türkiye’yi hedef aldığı çok net bir şekilde ortada…
Selam ve saygılarımla…