Saat 20 civarlarında Beykoz ilçesinin Kanlıca sahiline indim. Rasgele bir Kafeye (cafeye) girdim. Yaşları 40 in üstünde insan yok. Aslını ararsan aradığım kitleyi buldum... Garson çok ilgilendi. Yer gösterdi. Hoş geldin çayı verdi. Müessesemizin ikramıdır… İkram edilen çayı, büyük bir zevk ile yudumladım. Kafede (Cafede) televizyon yoktu. Her masada çok güzel muhabbet vardı. Herkes halinden memnundu. Daha önce hazırladığım küçük kâğıtlara “ televizyon ihtiyacı duymuyor musunuz?” cümlesini yazdım, garsona verdim, masalara dağıtması için. 10 dakika sonra cevaplar geldi. Tek tek her kâğıdı okudum. İlginç cevaplar gördüm. Bu arada masamın etrafında 30 genç toplandı. Gençler merak içindeydi… Cevaplardan biri: Efendim biz televizyon izlemek istemiyoruz. Rahatsız oluyoruz. Bir haftadır Saraya hangi CHP li gitti sorusuna cevap aranıyor. Bütün medya başka bir sorun yok gibi sadece hangi CHP li Saraya gittiğini tartışıyor. Medya bunu tartışırken belediyeler, ihaleleri kime verdiğini veya belediyelerin nasıl bir hizmet yaptığını öğrenemez olduk. Yani bu ara köşeyi dönenlerin kimse farkına olamadı… Her siyasi parti kendi tabanını bir arada tutması için halkın gözü içine baka baka yalan konuşuyor. İşte bu nedenle televizyon izlemek istemiyoruz. Yani bu tartışma bize, halka ve devlete hiçbir faydası yoktur. Artık siyasilerin lafebeliği yapmasından da bıktık. Gençlere birkaç soru sorduk… - Siyasi partiler, yerel yöneticileri belirlemelerinden memnun musunuz? - Hiç memnun değiliz. Siyasi partiler, seçimlerden önce dikkat etmeleri gereken bazı hususlar vardır. Bu hususlara dikkat etmediklerini görüyoruz. - Hasan Bey, düşündüğünüz bu özellikler nelerdir. Biraz açar mısınız? - Adayları belirlerken mutlaka hizmet yapmayı becerebilme özelliği aranmalıydı. Söz konusu özelliği taşıyanlar ile siyasi partiler müzakere yapmalıydı. Halk ile istişare yapılmalıydı. Halkın istediği kişi, belediye başkanı olmalıydı. Bölgenin milletvekili istedi diye belediye başkan adayı belirlenmemeliydi. - Somut örnekler verebilir misin? - İlçemizde belediye başkanlığını niye kaybettik biliyor musun? - Neden - Bizim ilçede belediye başkanı şaibeli olmasına rağmen bölge milletvekili istediği için yeniden aday gösterildi ve kaybettik. Söz konusu belediye başkanı için üç dönem kuralı kaldırıldı. Halk istemiyor. Ama bölge milletvekili uygun gördükleri için yeniden aday olarak gösterildi ve seçilemedi. İşte bunun adı güya demokrasidir ama kravatlı ağaların dediği oluyor… Parti liderleri istedikleri kadar demokrasi var desin… Siyasi parti liderleri yerel yönetimlere hâkim olamıyorsalar, liderlerin kandırılmaları çok normaldir… - Hasan Bey, seçimler oldu, geriye dönüş mümkün değildir. Bundan sonra siyasi partiler ne yapmalıdır? - Siyasi partiler liderleri, anket şirketlerini görevlendirsin. Halk istediği için mi belediye başkanı aday gösterildi yoksa bölge milletvekili istediği için mi aday gösterildiğini ortaya koysun. Halk belediye başkanından memnun olup olmadığını belirlesin. Sadece belediye başkanları için değil. Siyasi partilerin il ve ilçelerin yöneticileri için de anket şirketleri, araştırma yapsın… - Hasan Bey, seçimlerden önce il, ilçe ve belediye başkan adaylarının belirlenmesi konusunda neler söyleyebilirsiniz. - Beyefendi işte medya dediğin böyle olması gerekir. Medya kafeleri (cafeleri) dolaşmalıdır. Gençler ile konuşmalıdır. Bizim düşüncelerimiz önemlidir. Çünkü 20 yıl sonra bu ülkeyi biz yöneteceğiz. Seçimlerden sonra ziyaret ettiğimiz yöneticilerde gördüklerimi anlatayım… 1. Kapılar ardına kadar açık, 2. Yöneticiler, ziyaretçileri güler yüzle karşılıyor ama problem çözülmüyor, 3. Yöneticiler, zenginleri ve hatırı sayılır kişileri tanımıyor gibi davranıyor, görüşmeyi en sona bırakıyor ve hatırı sayılır kişinin problemi çözülüyor, 4. İhale kovalayanlar, ceplerini şişirmek isteyenler; yöneticileri kafa kola almakla meşgul… 5. Para tatlı olduğu için kendilerini kafa kola alan hatırı sayılır zenginlerin isteklerine yerel yöneticiler balıklama atlıyor… 6. Yöneticiler, yüksek sesle ara sıra bağırıp çağırıyor. “Demedim mi size kapım açık tutulacak. Halkım randevu almadan gelecek, benim ile görüşecek.” Diyerek vicdanını rahatlamaya çalışıyor sayın yönetici… 7. Anlayacak olduğun ikiyüzlülük hâkim. - İkiyüzlülük hâkim dediniz. Siyasi parti liderleri bu ikiyüzlülüğü gömüyor mu? - Mutlaka görüyor. Ama bölge milletvekilleri, halkın siyasi parti liderleri ile görüşmesine imkân verecek bir ortam hazırlanmıyor. Siyasi partinin genel merkezleri de bölge milletvekillerinin söylediklerini sorgulamıyor. Bölge milletvekili, siyasi parti liderine, kendi görüşünü halkın görüşü olarak aktarıyor. Böylece bölge milletvekili genel merkezde etkili oluyor. Anlayacak olduğun siyasi bürokratlar, siyasi liderlere eksik bilgi veriyor… Evet, birçok genci dinledim. Not aldım. İnşallah haftaya bir kısmını sizler ile paylaşacağım. Uyarılarım bütün siyasi partileredir. Çünkü iktidar da bizim, muhalefet de bizim… Selam ve saygılarımla…