Çanakkale Haber

BANU AVAR
Köşe Yazarı
BANU AVAR
 

Banu AVAR - Amiraller bildirisi ve Montrö...

Ortalıkta yeniden darbe iddiaları dolaşıyor... Hükümet tam kadro büyük bir gövde gösterisi yapıyor. Darbe yapmaya yeltenen 60 yaş üstü emekli amirallere karşı demokrasi havarisi bir AKP imajı ortalığa yayılıyor. Böylece diğer tüm konuların üstü de örtülmüş oluyor… 103 emekli amiral... En iyi bildikleri konuda ; denizler, boğazlar ve Montrö anlaşması konusunda görüş bildirdiler... Sade suya bir görüş bu bildiri. Birinin söylediği gibi, ‘Ziraatçiler nasıl ki tarımsal konularda görüş bildirmekte özgürseler emekli amiraller de denizler ve ilgili konular da görüş bildirebilirler’. Anladığım kadarıyla emekli amiral Ergun Mengi öncülüğünde Montrö ile ilgili hazırlanan metin emekli amirallere yollanmış, onlar da metnin altına imza atmışlar. Bu bildiri meclis başkanı Mustafa Şentop’a sorulan bir soru sonucu kaleme alındı. Şentop bir röportajında “Cumhurbaşkanı Montrö sözleşmesini de feshedebilir” mealinde cümleler kurmuştu. Muharrem Sarıkaya’nın meclis başkanına sorusu şöyleydi:  “Bir gün bir Cumhurbaşkanı gelip “Ben Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden çekildim” veya “Montrö’yü tanımıyorum, feshettim derse teknik olarak bunu yapabilir mi?.” Cevap “Yapabilir. Ama bu pek mümkün değildir” şeklindeydi. Bildiride asla darbe iması olmadığı açık ve net. Öte yandan bu bildirinin hükümetçe çok güzel kullanıldığı da açık ve net. 103 amiralden 10 önemli isim bu sabah gözaltına alındı. Evleri arandı. Ankara’ya götürüldüler. Şimdi sorgulanıyorlar. Özetle ekonomik anlamda iyice köşeye sıkışmış ve sokaktan gelen seslerin epey yükseldiği böyle bir dönemde yayınlanan bildirinin hükümetin elini rahatlattığı ve gündemi değiştirdiği kesin… Hükümet kanadından ve basından paranoyak sesler yükseldi yükseliyor. Amirallerin 15 temmuz ile bağlantılı oldukları ima edildi. Bazı amirallerin küresel örgütlerle ilişkileri ortalığa döküldü... Öcü hortlak hikayeleri dolanmaya başladı… Amirallerin fetö bağlantısından bile söz edildi Oysa benim de tanıdığım Cem Gürdeniz amiral gibi isimler Fethullahçı savcı ve hakimlerin marifetiyle yıllarca Ergenekon-Balyoz davalarından içerde yatmış ve emekli edilmişlerdi. Üstelik Cem Gürdeniz amiral AKP’nin de sahiplendiği “Mavi Vatan” kavramının da isim babası... Bildiriden sonra hükümet kanadından bombardıman basını kapladı... Bahçeli’den Süleyman Soylu’ya Fuat Oktay’dan Hulusi Akar’a darbe suçlamaları arşa çıktı! Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Fahrettin Altun medrese öğretmeni edasıyla bir tweet attı:  “Neymiş, birkaç emekli amiral bir araya gelip bir ‘bildiri’ yazmışlar! 5. kol unsurları da hemen heyecanlanmış. Oturun oturduğunuz yerde. O Türkiye eskide kaldı! Bu millet 15 Temmuz’da darbe heveslilerini nasıl tepelediğini dosta düşmana gösterdi. Haddinizi bilin!”   Bir sözcüden inanılmaz bir üslup, neyse... Can Ataklı’nın yazısından bir alıntı yapmak istiyorum… Diyor ki: “Öyle bir ülke olduk ki, Ayasofya İmamı, Anayasa’nın değiştirilemez maddesi kapsamına giren konularda açıklamalar yapabiliyor ama emekli olmuş, hepsi 60 yaşını geçmiş amirallerin kendi konularıyla ilgili açıklama yapmaları darbe girişimi olarak nitelendiriliyor. Çok merak ediyorum; bu amiraller “Montrö derhal iptal edilmelidir. Montrö, Türkiye’nin bileğine vurulmuş kelepçedir, Montrö’den kurtulalım” deselerdi, saraydaki devlet memurları, atanmış bakanlar, AKP’nin ileri gelenleri, acaba ne derdi!?”  Bitirirken Montrö tartışmalarının gündeme taşındığı 2006 yılına gidelim! 2006’da Amerikan senatosuna bir yasa taslağı verilmişti. Bu taslakta “İstanbul ve Çanakkale Boğazlarını ilgilendiren Montrö Antlaşması’nın, ömrünün dolduğu, bu anlaşmanın günün koşullarına uygun olarak yeniden düzenlenmesi gerektiği” söyleniyordu. Amerika’nın Türkiye Büyükelçisi Ross Wilson da Montrö Anlaşması’nı Türkiye’de gündeme oturtan isimdi! 3 Mart 2006’da gazetecilere; “Montrö Antlaşması oldukça açık. Ve biz Karadeniz’in uluslararası sularda bulunmasından kaynaklanan haklarımızdan yararlanmak istiyoruz. Yani gerektiğinde gemilerimiz buraya girebilir” demişti ABD’nin Montrö Antlaşması’nı ortadan kaldırmak için yaptığı atağın sebebi ’her tonaj, tür ve sayıda ABD gemisinin ’, Karadeniz’e denetimsiz girmesini istemesiydi  Hepimiz biliyoruz, Amerika’nın en büyük hayali Rusya’yı çevrelemek... Bunun en önemli kısmı Karadeniz’i denetimde tutmak, askeri gemilerini Karadeniz’e sokmak. Bu tartışmalardan 5 yıl sonra 2011 yılında Erdoğan “Türkiye Hazır Hedef 2023” adını verdiği bir basın toplantısında Karadeniz’i Marmara’ya bağlayacak ve Kanal İstanbul adını alacak ikinci bir su yolu açılacağını açıklamıştı. Bu açıklama tüm batı basınında manşete çıkmıştı AFP, Reuters, Associated Press ve Bloomberg haber ajansları kanal projesini flash haber olarak vermişti. Kanal İstanbul ile Montrö’yü ilişkilendiren yazarlardan biri olarak, Kanal istanbul’un Atlantik ötesinin isteği olarak gündeme geldiğini Amerika’nın Rusya’yı çevreleme planının parçası olduğunu ifade etmiştik. Amaç Montrö Sözleşmesinin diplomasi masasına gelmesi ve Karadeniz’e yabancı askeri gemilerin rahatça girip çıkmasıdır... Dünya 3. kez çatışma noktasındadır. Denizlerde ve karalarda hakimiyet savaşı daha da hızlanacaktır... Olaylara bu pencereden bakalım...
Ekleme Tarihi: 08 Nisan 2021 - Perşembe
BANU AVAR

Banu AVAR - Amiraller bildirisi ve Montrö...

Ortalıkta yeniden darbe iddiaları dolaşıyor... Hükümet tam kadro büyük bir gövde gösterisi yapıyor. Darbe yapmaya yeltenen 60 yaş üstü emekli amirallere karşı demokrasi havarisi bir AKP imajı ortalığa yayılıyor. Böylece diğer tüm konuların üstü de örtülmüş oluyor…

103 emekli amiral... En iyi bildikleri konuda ; denizler, boğazlar ve Montrö anlaşması konusunda görüş bildirdiler... Sade suya bir görüş bu bildiri. Birinin söylediği gibi, ‘Ziraatçiler nasıl ki tarımsal konularda görüş bildirmekte özgürseler emekli amiraller de denizler ve ilgili konular da görüş bildirebilirler’.

Anladığım kadarıyla emekli amiral Ergun Mengi öncülüğünde Montrö ile ilgili hazırlanan metin emekli amirallere yollanmış, onlar da metnin altına imza atmışlar.

Bu bildiri meclis başkanı Mustafa Şentop’a sorulan bir soru sonucu kaleme alındı. Şentop bir röportajında “Cumhurbaşkanı Montrö sözleşmesini de feshedebilir” mealinde cümleler kurmuştu. Muharrem Sarıkaya’nın meclis başkanına sorusu şöyleydi: 

“Bir gün bir Cumhurbaşkanı gelip “Ben Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden çekildim” veya “Montrö’yü tanımıyorum, feshettim derse teknik olarak bunu yapabilir mi?.”

Cevap “Yapabilir. Ama bu pek mümkün değildir” şeklindeydi.

Bildiride asla darbe iması olmadığı açık ve net. Öte yandan bu bildirinin hükümetçe çok güzel kullanıldığı da açık ve net.

103 amiralden 10 önemli isim bu sabah gözaltına alındı. Evleri arandı. Ankara’ya götürüldüler. Şimdi sorgulanıyorlar.

Özetle ekonomik anlamda iyice köşeye sıkışmış ve sokaktan gelen seslerin epey yükseldiği böyle bir dönemde yayınlanan bildirinin hükümetin elini rahatlattığı ve gündemi değiştirdiği kesin…

Hükümet kanadından ve basından paranoyak sesler yükseldi yükseliyor. Amirallerin 15 temmuz ile bağlantılı oldukları ima edildi. Bazı amirallerin küresel örgütlerle ilişkileri ortalığa döküldü... Öcü hortlak hikayeleri dolanmaya başladı… Amirallerin fetö bağlantısından bile söz edildi

Oysa benim de tanıdığım Cem Gürdeniz amiral gibi isimler Fethullahçı savcı ve hakimlerin marifetiyle yıllarca Ergenekon-Balyoz davalarından içerde yatmış ve emekli edilmişlerdi.

Üstelik Cem Gürdeniz amiral AKP’nin de sahiplendiği “Mavi Vatan” kavramının da isim babası...

Bildiriden sonra hükümet kanadından bombardıman basını kapladı... Bahçeli’den Süleyman Soylu’ya Fuat Oktay’dan Hulusi Akar’a darbe suçlamaları arşa çıktı! Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Fahrettin Altun medrese öğretmeni edasıyla bir tweet attı:

 “Neymiş, birkaç emekli amiral bir araya gelip bir ‘bildiri’ yazmışlar! 5. kol unsurları da hemen heyecanlanmış. Oturun oturduğunuz yerde. O Türkiye eskide kaldı! Bu millet 15 Temmuz’da darbe heveslilerini nasıl tepelediğini dosta düşmana gösterdi. Haddinizi bilin!”

 

Bir sözcüden inanılmaz bir üslup, neyse... Can Ataklı’nın yazısından bir alıntı yapmak istiyorum… Diyor ki:

“Öyle bir ülke olduk ki, Ayasofya İmamı, Anayasa’nın değiştirilemez maddesi kapsamına giren konularda açıklamalar yapabiliyor ama emekli olmuş, hepsi 60 yaşını geçmiş amirallerin kendi konularıyla ilgili açıklama yapmaları darbe girişimi olarak nitelendiriliyor. Çok merak ediyorum; bu amiraller “Montrö derhal iptal edilmelidir. Montrö, Türkiye’nin bileğine vurulmuş kelepçedir, Montrö’den kurtulalım” deselerdi, saraydaki devlet memurları, atanmış bakanlar, AKP’nin ileri gelenleri, acaba ne derdi!?”

 Bitirirken Montrö tartışmalarının gündeme taşındığı 2006 yılına gidelim!

2006’da Amerikan senatosuna bir yasa taslağı verilmişti. Bu taslakta “İstanbul ve Çanakkale Boğazlarını ilgilendiren Montrö Antlaşması’nın, ömrünün dolduğu, bu anlaşmanın günün koşullarına uygun olarak yeniden düzenlenmesi gerektiği” söyleniyordu.

Amerika’nın Türkiye Büyükelçisi Ross Wilson da Montrö Anlaşması’nı Türkiye’de gündeme oturtan isimdi! 3 Mart 2006’da gazetecilere; “Montrö Antlaşması oldukça açık. Ve biz Karadeniz’in uluslararası sularda bulunmasından kaynaklanan haklarımızdan yararlanmak istiyoruz. Yani gerektiğinde gemilerimiz buraya girebilir” demişti

ABD’nin Montrö Antlaşması’nı ortadan kaldırmak için yaptığı atağın sebebi ’her tonaj, tür ve sayıda ABD gemisinin ’, Karadeniz’e denetimsiz girmesini istemesiydi

 Hepimiz biliyoruz, Amerika’nın en büyük hayali Rusya’yı çevrelemek... Bunun en önemli kısmı Karadeniz’i denetimde tutmak, askeri gemilerini Karadeniz’e sokmak.

Bu tartışmalardan 5 yıl sonra 2011 yılında Erdoğan “Türkiye Hazır Hedef 2023” adını verdiği bir basın toplantısında Karadeniz’i Marmara’ya bağlayacak ve Kanal İstanbul adını alacak ikinci bir su yolu açılacağını açıklamıştı. Bu açıklama tüm batı basınında manşete çıkmıştı

AFP, Reuters, Associated Press ve Bloomberg haber ajansları kanal projesini flash haber olarak vermişti.

Kanal İstanbul ile Montrö’yü ilişkilendiren yazarlardan biri olarak, Kanal istanbul’un Atlantik ötesinin isteği olarak gündeme geldiğini Amerika’nın Rusya’yı çevreleme planının parçası olduğunu ifade etmiştik.

Amaç Montrö Sözleşmesinin diplomasi masasına gelmesi ve Karadeniz’e yabancı askeri gemilerin rahatça girip çıkmasıdır... Dünya 3. kez çatışma noktasındadır. Denizlerde ve karalarda hakimiyet savaşı daha da hızlanacaktır... Olaylara bu pencereden bakalım...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.