Merhabalar
Pandeminin pik yaptığı, kışa girdiğimiz şu günlerde hepimiz çok sıkıldık, bunaldık. Gerek sağlığımızla ilgili endişeler, gerekse zorunlu eve kapanmalar bizleri yordu. Rahatlamak için birçok yöntemi denediğimiz şu günlerde, bitkilerden faydalanmak isteyebileceğinizi düşündüm. Bu sebepten bugünkü ve sonraki yazımı bu konuya ayırmak istedim.
Bildiğiniz üzere bitkiler, tarih öncesi dönemlerden bu yana uyku bozukları başta olmak üzere; depresyon, anksiyetik bozukluklar, demans gibi birçok ruhsal sıkıntıda destek amaçlı kullanılmaktadır. Bu amaçla bitkilerden elde edilen çaylar, aromatik yağlar, buhurlar geleneksel ve alternatif tıpta geniş yer kaplamaktadır. Söz konusu bitkilerden ilgi çekici bulduklarımdan bahsetmek istiyorum. Umarım faydalı olur.
Sarı Kantaron (Binbirdelik otu, Hypericum perforatum):
Ülkemizde, halk arasında genelde yara tedavisi, ülser gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan kantaron bugün dünyanın pek çok yerinde depresyon tedavisinde kullanılmaktadır. Son zamanlarda Sarı kantaron bitkisinden elde edilen “Hiperisin” adlı maddenin antidepresan özelliği üzerine çalışmalar yapılmaktadır.
Almanya’da reçeteli olarak en çok satılan 7. ilaç, lisanslı kantaron preparatlarıdır. Piyasada satılan antidepresanlara alternatif olarak bitkiden elde edilen preparatlar Avrupa’da hafif ve orta şiddetli depresyonların, stres uykusuzluk gibi günlük yaşamı olumsuz etkileyen rahatsızlıkların tedavisinde başarıyla kullanılmaktadır. Antidepresan olarak satılan sentetik ilaçların kullanımında karşılaşılan uykusuzluk, kilo kaybı, seksüel bozukluklar gibi ciddi yan etkiler, kantaron otu kullanımında görülmemektedir. Orta şiddetli depresyon tedavisindeki etkisinden dolayı bu bitkiye ilgi Avrupa’da giderek artmıştır. Özellikle Amerika ve Almanya’da depresyon tedavisinde sıklıkla başvurulan bu bitkiden hazırlanan preparatların satışı Amerika’da 210 milyon $’ı, dünyada ise 570 milyon $’ı aşmıştır. Bitki özütünün piyasada pek çok preparatı bulunmaktadır. Bunun yanı sıra kurutulmuş bitkiden elde edilen çaylarda alternatif olarak değerlendirilmektedir. Ancak bu bitkide de doz aşımına dikkat edilmeli; gebelik ve kronik rahatsızlıklarda kullanmadan önce doktora danışılmalıdır.
Çarkifelek Çiçeği, Pasiflora (Passiflora incarnata):
Piyasada özellikle sedatif etkileri sebebiyle, şurupları ilgi gören bitkinin kullanımı uzun yıllar öncesine dayanmaktadır. Anksiyete, depresyon, uyku bozuklarında oldukça faydalı bir bitkidir. Passiflora’ nin birkaç bin yıllık tohumlarının Virjinya ve Kuzey Amerika’daki arkeolojik alanlardaki keşfi, tarihte uzun yıllardır kullanıldığının güçlü göstergesidir. Passiflora'nin bir ilaç olarak ilk kez kullanılması, bilindiği kadarıyla İspanyalı araştırmacı Monardus’un araştırmalarına dayanmaktadır. Kuzey, Orta ve Güney Amerika’da halk ilacı olarak değişik amaçlarla kullanılmış, daha sonra kullanım amacı, 19.yy ikinci yarısında da uyku bozuklukları, huzursuzluk ve kramp ağrılarının tedavisine yoğunlaşmıştır. Özellikle Passiflora halk arasında yıllardan beri sinirsel gerginliklerde sedatif (rahatlatıcı) olarak kullanıldığından, dönemin hekimleri 19. Yüzyılın sonunda bitkiyi nörolojik tedavide kullanmaya başlamış, önce Amerika’da yaygınlaşmış daha sonra Fransa’da aynı amaçla 1.Dünya Savaşı sırasında homeopatide kullanılmıştır. Antispazmodik etkisinin de yanı sıra diare, dizanteri, dismenore, epilepsi, uykusuzluk, nevralji tedavilerinde ve hemoroide karşı da kullanılmıştır. Daha önce belirttiğim gibi ülkemizde şurupları oldukça popüler olan bitkinin, çayı ve kapsülleri de bulunmaktadır. Özellikle çayının güzel aroması ilgi çekicidir.
Kediotu (Valeria officinalis)
Kedi otu geleneksel tıpta binlerce yıldır kullanılan şifalı bir bitkidir. Kedi otunun latince adı Valere; “güçlü olmak” veya “sağlıklı olmak” anlamına gelir. Kediotu Asya ve Avrupa’ya özgü bir bitkidir. 250’den fazla türü vardır. Türkiye’de Erzurum, Kars, Ağrı, Van çevrelerinde yetişmektedir. Kedi otunun içerisinde bulunan; Valerenik asit, Beyindeki GABA reseptörlerini etkileyerek, stres, korku ve kaygıyı önler. Anksiyolitik (kaygı ve korku giderici) ilaç gibi etki edebilir. Çiçekleri parfüm yapımında kullanılırken kökleri rahatlatan ve uyku verici bir etkiye sahiptir. Ayrıca menopoz, adet öncesi sendrom, baş ve kas ağrısına iyi geldiğine dair pek çok kaynak bulunmaktadır. Kedi otunun hafif gerginliklerin azaltılması ve uykusuzluk tedavisinde faydalı olduğuna dair de pek çok araştırma vardır. Huzursuz bacak sendromu, migren, baş ağrısı, kaygı ve anksiyete bozukluklarına iyi geldiğine dair ise araştırmalar devam etmektedir. Kediotu kökü ekstresi, kapsül veya sıvı formda takviye olarak kullanılabilir. Ayrıca çay olarak da tüketilebilir. Çayı eğer uykusuzluk için kullanılacaksa yatmadan yarım saat önce içilmesinde fayda vardır.
Oğul otu, Melisa (Melissa officinalis):
Melisa bitkisi çok yıllık otsu ve aromatik bir bitki olup, anavatanı Anadolu’nun dış bölgeleri, Asya’nın batısı ve Türkiye’nin Akdeniz bölgesidir. ‘Melisa’ adı, Yunanca’da ‘Bal arısı’ anlamındadır. Arıları cezbedici özelliğinden dolayı Türkçe’de ‘oğul otu’ adıyla bilinmektedir. Melissa bitkisi önceleri her türlü sinir sistemi şikâyetleri için kullanılmıştır. 1696 yılında Londra Dispanserinden yayınlanan bildirinin metni şu şekildedir:
“Her sabah Kanarya içeceğine melisa katarak içerseniz, gençleşirsiniz, beyninizi güçlendirirsiniz, uyuşukluktan kurtulur, kel kalmaktan kurtulursunuz”. Hatta Bir süre sonra John Eveleyn Melisa hakkında aşağıdaki yazıyı yazmıştır: ”Melisa, beynin hükümdarıdır, hafızayı güçlendirir ve melankoliyi azaltır.” 50 yıl süreyle her sabah bal katılmiş Melisa çayı içen John Hussey’in 116 yaşına kadar, Glamorgan prensi’nin ise 108 yaşına kadar dair bilgiler, Melisa’dan bahsedilirken mutlaka konu arasında geçer :)
Anadolu’da bal arılarına oğul verdirtmek için, yeni kovan üzerine, taze oğul otu dalları çırpılmaktadır. Bitkinin yaprakları Anadolu halk tıbbında terletici, gaz giderici, midevi, yatıştırıcı ve antiseptik olarak kullanılmaktadır.
Günümüzde çayı, sinirleri yatıştırmakta, sedatif (rahatlatıcı) olarak kullanılan bitkinin kapsülleri ve ekstresi de piyasada satılmaktadır.
Dipnot: Her seferinde hatırlatma gereği duyuyorum, eğer gebelik gibi bir durumunuz mevcutsa, alerjik bir insansanız yahut kronik bir rahatsızlığınız varsa tıbbi ve aromatik bitkileri kullanırken lütfen doktorunuza danışınız. Ne olur, ne olmaz :)