Türkiye Cumhuriyetinin en iyi bürokratlarının yetiştirildiği kurumlardan birisi olan Devlet Planlama teşkilatı AKP hükümeti tarafından kapatılarak kalkınma bakanlığına çevrildi.Kurumun bütün birikimi erozyona uğratılmış oldu.Devlet Planlama teşkilatı Türkiyedeki kalkınma planlarına orta vadeli planları programları yıllık planları iktisadi ve sosyal sektörleri planlaması gereken bir kurumdur.Türkiyedeki iktisadi sektörlerin durumlarına bakacak olursak Enerjinin en önemli maddesi olan doğal gaz ekonominin en önemli girdilerinden birisidir.Doğal gazı başka ülkelerden alıyoruz.Doğal gazdaki iki temel konudan biri fiyat diğeri miktardır.Bu hükümet Rusya ve Azebaycanla olan anlaşmalarda değisiklik yapmış,yapılan bu anlasmayla doģal gaz fiyatları Türkiye aleyhine neredeyse iki katına çıkarılmıştır.Rusya ve Azerbaycanla yapılan bu anlaşmanın Türkiye Cumhuriyetine maliyeti yaklaşık 25 milyar dolar ,yani 25 milyar dolar ek fatura ödemek zorunda bırakıldık. Dogal gazdaki bu olumsuzluk sadece fiyatta değil miktarda da yapildı.Başka ülkelere ne kadar dogalgaz alacağımız konusunda taahhütlerde bulunduk. Yapılan bu yanlış adımlar yüzünden alamadığımız doğalgazın parasını ödemek zorunda kaldık.Taahhüt edilen doğalgazı çekebilmek icin doğalgaz kullanılarak santrallerden elektrik üretmeye başladık. Bu hükümet tarafından kamuya ait Termik santrallerin sartelleri indirilmiştir. Doğal gazdan elektrik üretmek gibi aklın alamayacağı bu durum,hem doğal gaz fiyatlarının hem elektrik fiyatlarının artamasına sebep olmuştur. Diğer bir konu ise Kömür,Türkiye taş kömürü kurumunun sayıştay raporlarında yer alan bilgileri incelerseniz yapılan usulsüzlükleri görürsünüz.Kömür madenleri devletin olduğu halde 30-40 liraya üretilen kömür ,200-250 liraya tekrar devlete satılmıstır.Madenler haksız ihalelerle yandaşlara devredilmis bu firmalardan fahiş fiyatlarla kömür alınmış ve bu kömürler fakir ailelere dağıtılmıştır.Gelelim toplu konut ve imar alanına,Toplu konut idaresi usulsüzlüklerin kalesi haline getirilmiştir. 4734 sayılı kamu ihale kanunuyla ihale yapılmış ya da hasılat paylaşımına başvurulmuştur.İhale yapıldığında şartname hazırlanmış, eğer firma yandaşsa faiş karlar elde ederek istediği gibi yapmasına göz yumulmuştur.İhaleyi muhalif biri alırsa sartname önüne sürülmüş ve şartnameye uyması konusunda baskı uygulanmıştır.Muhalif iş adamı çökertilip proje yarımken elinden alınıp tekrar ihaleye çıkartılmıştır.Muhalif iş adamının yarım kalan projesi hakkında yanlış rapor tutularak %70 bitirilmis olan projenin,%30 bitirilmiş diye tutulan rapor üzerinden faiş karları yandaş firmalara aktarmışlardır.Hasılat paylaşımı modeli ise bildiğiniz kat karşılığı inşaat sözleşmesi.Arsa devletin, binayı yapan yandaş firmaysa ,kamuya ait en kıymetli arsaların fiyatları 1/4 oranında düşürülmüş ve devletin payı azaltılarak  inşaat maliyetleri iki katına çıkartılmıştır.İstanbul gibi bir metropolde Ataşehirdeki arsa %30 la .Ataköyde %35 le yandaş firmalara verilmiştir. Buralar aslında %70 le alınması gereken değerdeki arsalar.Yani 100 konut çıkıyorsa 70 arsa sahibine ,30 u firmaya kalması gerekirken tam tersi yapılmış.Arsa sahibi devletse devlet zarara uğratılıp yandaşlar zengin edilmişlerdir.Toki bu yüzden batma noktasına gelmistir.Halbuki Tokide insaat maliyeti,arsa maliyeti,vergi yok herseyden düşürülmüş ama yine de Toki bu gün hakkında açılmış davalar yüzünden batmak üzere.Ve en can alıcı nokta ise 14 yıldır sözde islami değerlere ağırlık verenler tarafından yönetildiğimiz gerçeğidir.Yukarıda yapılan bütün usulsüzlüklerin İslamın arkasına saklanılarak yapılması ,söz konusu din olduğunda halkımızın nasıl da sorgulamaktan, hesap sormaktan yana tavırlar içinde olmadığı gerçeğinin ortaya çıkmasıdır. Ebru Sakallı