Bir insanı hiç tanımasam da konuşmasam da o kişide beni rahatsız eden bir şey varsa onunla tanışmamaya, konuşmamaya gayret ederim. Bu huyumu bir türlü düzeltemedim. Fakat ne hikmetse bir kere hariç hiç yanılmadım! Benim için tarihi nitelikte olan o yanılgıyı aşağıda anlatacağım.
Haz etmediğim, davranışlarından konuşmalarından rahatsız olduğum kişilerden biri de Fatih Terim’dir. Kabalığı, cehaleti, görgüsüzlüğü konuşma tarzı “Milli Takımlar Sportif Direktörü” olmaya uygun değildir. Bir Şenol Güneş’e bakın bir de Erdoğan’ın adamı AKP’li Fatih’e, ne demek istediğimi anlarsınız! Fatih Terim’in son karıştığı dükkân basma olayı maalesef beni doğrulamıştır. Bu terbiyesizliğin üstüne yaptığı basın toplantısında söyledikleri ise bu kanaatimi pekiştirmiştir.
Olayın olduğu an niçin konuşmamış ve kaçmış biliyor musunuz? Olay tarihi 15-16 Temmuz’a denk gelmiş! Konuşup 15 Temmuz kutlamalarını gölgede bırakmamak için susmuş Fatih Terim! Kendi terbiyesizliğini, saygısızlığını, yasaları çiğnemesini 15 Temmuz’un arkasına saklamayı tercih etmiş! Ne 15 Temmuzmuş be! Fatih Terim dükkân basar, adam dövmeye gider fakat dayak yer, “erkekliğin onda dokuzu kaçmak, biri ise hiç görünmemek” kuralına uyup vınnn! 3 gün sonra 15 Temmuz için sustum der! İleride 15 Temmuz’un üstündeki örtü kaldırıldığında, Hulusivil-Fidan iş birliği ile sahnelenen tiyatronun gerçeğini, Tayyip-Gülen iş birliğinin esas yüzünü, kendi insanının üzerine kurşun sıkan istihbaratçıları, mafya tetikçilerinin nasıl adam öldürdüklerini, CIA uşaklarının gerçek yüzlerini göreceğiz.
Eyy Fatih Terim; Zerre kadar Türk Milletini düşünüyor isen durma, tüpçü ile konuş ve istifa et…
TANSU ÇİLLER; Erbakan’ın Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, 28 Şubat davası için hâkim önünde ifade verdi! 7,5 saat süren ifadesinden Türk Devletini ve Türk Milletini hala tanıyamadığını bir daha anlıyoruz. Çiller özetle şunları söyledi; -28 Şubat, Postmodern bir darbedir. -28 Şubat’ta Milletin iradesi, başka bir iradeye teslim edilmiştir.
-Genelkurmay Başkanı bize değil, Cumhurbaşkanı Demirel’e bilgi verirdi. -DTP’yi kurup, DYP’yi parçaladılar.
Çiller’in dediklerinin hiçbir kıymeti olmadığını herkes bilir ama ben bir daha ve yeniden doğruları sizlerle paylaşmak isterim! -28 Şubat, 2002’den bu yana Türkiye’yi ele geçirmeye çalışan “Karşı Devrim’i” engellemek, Lâik Cumhuriyeti ve hukuk devletini korumak, emperyalist devletlerin oyununu bozmak için yapılan bir direniştir. - “Ben Atatürk’ün ürünüyüm” diye Türk Milletinden oy alan Çiller, milli iradeyi başka bir iradeye teslim eden kişidir. Malvarlığı için Refah Partililerin kendisi için neler söyledikleri hala arşivlerde mevcuttur. Kendisine “HIRSIZ” diyenlerle iktidar ortağı olan Çiller hem milli iradeyi hem Lâik Cumhuriyeti, “Müslüman Kardeşlerin” Başkan Vekiline teslim etmiştir. -Genelkurmay Başkanı, Başbakana değil de Cumhurbaşkanına bilgi veriyorsa problem sizdedir. Kendisini saydırmasını bilmeyen kişinin devlet yönetiminde işi yoktur. -DYP’den bizler bilerek ve isteyerek ayrıldık. Çünkü başka çaremiz kalmamıştı. Ayrılış gerekçelerimizi defalarca ve saatlerce hem Çiller’in yüzüne hem DYP TBMM Meclis Grubuna hem de DYP Genel İdare Kuruluna anlattık. “Erbakan’ı Başbakan yaparsanız, o hükümeti yıkarız” diye haykırdık. Dediğimizi de yaptık. Bize ne Demirel ne askeri kesimden herhangi biri bu konuda hiçbir şey söylemedi, söyleyemezdi. Demokratik rejimin doğal kuralları içinde Refahyol’u bizler yıktık. Bugün de Çiller’in yurtdışı yatırım danışmanlığını yaptığı Erdoğan Hükümetini, demokratik rejim içinde yıkacak çalışmanın içindeyiz. Bunun için her gün yazıyoruz, vatanımızı, demokrasimizi, lâik Cumhuriyetimizi ve hukuk devletini savunuyoruz! Fakat bu işleri Çiller’in kafası ve gönlü almaz…
Mahkeme Çiller’e şu soruları da sormalı; -Malvarlığınız TBMM Komisyonunda hangi anlaşma karşılığında aklandı? -Amerika’daki malvarlığınızı “Şehit Ailelerine” bağışlayacaktınız. Bağışladınız mı? -İstanbul Belediyesi sizin arazileriniz üzerinde nasıl bir imar uygulaması yaptı? -DYP’nin nasıl parçalandığını, AKP’nin önünün size nasıl açtırıldığını “Has Adamınız” Süleyman Soylu ’ya, Susurluk olayının baş sorumlusu yine “Has Adamınız” Mehmet Ağar’a, Erkan Mumcu’ya ve sık-sık başbaşa
görüştüğünüz Fethullah Gülen’e sorun. Nasıl bir emperyalist oyuna alet olduğunuzu belki anlarsınız…
Tansu Çiller, siz benim için tarihi bir yanılgısınız. Sizden de ileride hesap sormak benim boynumun ve benim soyumun borcudur…
Sağlık ve başarı dileklerimle 21 Temmuz 2017 Rifat Serdaroğlu