Lala Mustafa Paşa, "Papa haçlı donanması kurdu Kıbrıs'ı terk edin" diyen Venedik elçisine; "Siz de şehitlerimizi bize geri vereceksiniz. Bu şartlarda antlaşma olur" cevabını vermişti.
Türk milleti soruyor, şehitlerimizi geri aldık mı ki Rum'lara toprak verecegiz?
Allah yüzümüze baktı, İsviçre' deki (Crans-Montana) Kıbrıs müzakereleri, tavizlere yeni tavizler eklenmeden bitti!. Rum lider Anastasiadis, "Görüşmelere devam edemem, dönüyorum" dedi, görüşmeler son buldu. Birleşmiş Milletler (BM) ve İngiltere masadayken müzakerelerin lehimize sonuçlanması mümkün değildi! Müzakereler esnasında ABD Başkan Yardımcısı da KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncıya "anlaşma yapılması" yolunda baskı yapmıştı!
Emperyalist Batı; Rumlara, BM ve Avrupa Birligi (AB) marifetiyle Kıbrıs'ın tamamının sözünü verdi. Müzakerelerde danışıklı döğüş ve aldatmacadır...
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu' nun, "..sıfır asker, garanti bizim için toplantıya başlama noktası bile değil.." sözleri; Türk tarafının" ciddi toprak tavizi ve asker sayısını %80' den daha az azaltacağı ve garantörlüğü esnetebilecegi haberlerini güçlendiriyordu! Türk tarafının "Mutlaka sonuç alınacak" söylemi de büyük bir hataydı.
Müzakereler Türk kamuoyundan itinayla saklanıyordu. Fakat Rum basını müzakereleri ayrıntılarıyla duyurduğundan, Türk kamuoyuda gerçekleri öğrendi.
Rumlar yine masadan kalktı. Bir sonraki müzakereye verilen tavizlerle başlamayı planlıyor. Yıllardır aynı taktik. BM, AB ve Rumlar Kıbrıs'ta tam hâkimiyet peşinde ve müzakereler Türk tarafına hiç bir şey kazandırmayacak!.
Türk tarafının müzakereye yanaşmayan ve masadan kalkan taraf olmama gayreti, Türk tarafına empoze edilen bir taktik ve aldatmaca!. Müzakereye katılanlarında (KKTC ve Türkiye) taviz vermeye hakları yok. 2 milyon Avroya Kıbrıs'ı sattığı iddia edilen Cumhurbaşkanı Akıncı ile Rumları destekleyen AB fonlarının tamamını alan eşi Meral Akıncı ve heyeti nezdimizde şaibelidir...
Cumhurbaşkanı Akıncı'nın eşi "Kadından Yaşama Destek Derneği, Kadın hakları, Kadını Yetkilendirme ve Güçlendirme, Cinsiyet Eşitliği, Çevre Farkındalığı, Çocuk ve Yaşlıların İnsan Hakları, HIV/AIDS, İnsan Trafiğini Önleme, Gönüllülük, Gençlik Gelişimi, Yaz Eğitimi ve Farkındalık Kampları, Eğitim Gelişimi ve Barış Kültürü, Uzlaşım Teknikleri, Sivil Toplum Yöneticiliği, Sivil Toplum Örgütleri Organize ve Yönetimi, Liderlik Becerileri, Fasilitasyon Teknikleri, Engelli Kişilerle Çalışma, Kadın Konuları, Toplum Gelişimi, İnsan Hak ve Sorumlulukları, Kişisel Farkındalık, Çatışma Çözümü ve Barış İnşa Etme Teknikleri konularında " Sivil Toplum Örgütleri kurarak çalışmalarını devam ettirmekte.
Bayan Akıncı KKTC' deki STÖ' lerinin tamamını kontrol ediyor. Bu yolla AB fonlarınında tamamını alıyor!! Her akçeli taşın altından Bayan Akıncı çıkıyor! Bu nasıl bir aç gözlülük..
Lala Mustafa Paşa, "Papa haçlı donanması kurdu Kıbrıs'ı terk edin" diyen Venedik elçisine; " Siz de şehitlerimizi bize geri vereceksiniz. Bu şartlarda antlaşma olur" cevabını vermişti.Türk milleti soruyor, şehitlerimizi geri aldık mı ki Rum'lara toprak verecegiz?
Hakkında 2 milyon Avroya Kıbrıs'ı sattığı iddiası olan Cumhurbaşkanı Akıncı ve onları yönetenler bu vebali alamazlar! Bakan Çavuşoğlu İsviçre'deki müzakerelerin " Son Süreç " olduğunu" belirtmişti. Fevkalade yerinde bir karar, destekliyoruz. KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün de, "Artık masada vakit kaybetmeye gerek yok…" dedi.
Türk tarafı Kıbrıs'ın Girit olmasınada fırsat vermemeli, kendi masasını kendi kurallarına göre kurmalıdır.BM ve AB Rumların tam hâkimiyetinde bir Kıbrıs Cumhuriyetiyetini planlıyorsa Türk tarafı' da Kıbrıs Türk Cumhuriyeti' ni (KTC) planlamalıdır.
"Kıbrıs; Türkiye için tarihi miras, güvenlik, güvenirlik ve prestij konusudur. Ulusal güvenliğin yanında Doğu Akdeniz'deki etki alanının kısıtlanmasına engel olunması ve millî menfaatlerinin korunması meselesidir. Türk tarafı için bir Kıbrıs meselesi yoktur. KKTC'nin bağımsızlığının tanınması için gayret gösterilmeli, adı da KKTC değil, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KTC) olmalıdır." NOKTA
Sevgi ve Saygıyla
Sevginaz Hamevioğlu
Çocukları Küçük Kurşunla Öldürüyorlar Değil mi Anne?
Bizim tarihimizin en karanlık günleriydi.
Avrupa'nın göbeğinde büyük bir katliam yapılıyordu.
Hollandalı barış güçü askerlerinin koruduğu Srebrenitza' da binlerce insanımız katledilmişti.
Bu insanlar:
Ne zamandan beri Türk'sünüz?
Sorusuna:
Kalu bela'dan beri ,diye cevap veriyorlardı.
Bunlar bizim insanımızdı.
Burada, eli silahlı Sırp, Hırvat, Karadağlı, Makedon, Sloven, Hıristiyan Arnavutlar bol bol bizim insanlarımızı katlediyor, medini denilen ülkelerde seyrediyordu.
Haydut dediğimiz Amerika müdahale etmese, hepsi katledilecekti.
65 bin babası belli olmayan çocuk doğdu.
Bunlar ,çocukları olmayan Amerikalı ailelere verildi.
Balkanlar, 200 yıldır, kan ve göz yaşı üzerine hayatını devam ettiriyor.
İşte bu yüzden,biz daima güçlü bir ülke olmak zorundayız.
Dünyadaki tüm mazlum milletler için Türkiye güçlü bir ülke olmalı.
Tabii ki Bosnalı küçük kızın sözlerini de unutmamalıyız:
Küçük çocukları ,küçük kurşunla öldürüyorlar değil mi anne?
İşte ,biz bunu hiç unutmamalıyız.
Bilgi edinmeniz dileğiyle..