GECE ÜÇTÜ
bana göre insanlar yemek yerken çok keyif alıyordu
ve bu keyif bile birisinin bir başkasını öldürmesi için kıskançlık sebebiydi
acaba kaç cinayet diğeri hayattan keyif aldığı için işlenmişti.
karşı karakoldaki polisler sanki beynimden geçenleri okuyordu
akşam kokoreç yemiş, gece işkembe içmiştim
ottan boktan beslenmeye devam etmiştim
karşı masadaki adamlar o kadar iştahlı yiyordu ki çorbamı kenara koyup onların yediği fasulye pilavdan da söyledim ama onu da yiyemedim
acaba kaç cinayet fasulyedendi.
bol acı döktüm çorbama
öyle ya acıyı seviyordum
ama gene içemedim
yani içiyordum da onlar kadar keyifli değildim
adam sanki dünyanın bütün hazlarını bir lokmada yutuyordu.
sanki ikimize aynı görüntüde bambaşka lezzetler gelmişti
sanki ikimiz aynı görüntüde bambaşka dünyalarda yaşıyorduk
köpek çeteleri gecenin sahibiydi
birisi insan öksürüğü gibi havlıyordu
sıkıntılar tüm damarlarımı eşeliyor acılarını gömüyor mutlu zamanları mahvedebilmek için saklanıyordu.
Herkes birkaç damla kelimesiyle kalbimde bir yer işaretliyordu.
tehlikeli saatlerdi insanlar işine yaramayan herşeyi çoktan çöpe atmıştı
belediye yol kenarlarından başkalarının hayatının çöpü olmuş şeyleri topluyordu
bense yol kenarlarından başkalarının çöplerinden kendime anlamlar topluyordum
küçük bir kasaba için oldukça fazla açık lokanta vardı.
polis akşamdan beri sürekli buralarda dolandığımı söyleyip kimliğime baktı.
bir kasabada yabancı olmak bu kadar tedirgin ediciydi
sevdiğin insanlara yabancılaşmaksa direk hapis cezasıydı
acaba dedim bu ülkede kimdim ben nasıl gözüküyordum.
çalışmaya geldiğime doktor olduğuma inanmadılar
herkesin ve herşeyin bir kimliği vardı
kimliklerimi çıkarttım telsizlerden başkalarına sordular konustular durdurlar
sonunda inandılar
sonunda, mutluluklarımı çaldırdığım için bir kaç kez karakola şikayete geldiğimi kendimden başkasına zararım olmadığını gördüler gbt'mde
çantamda patlayıcı delici kesici bişey olmadığını
içimdeki mutlulukları yokeden aşk yapımı ya da duygu tesirli patlayıcılarla ilgilenmediklerini söylediler.
küçük bir kasaba için oldukça fazla rüzgar vardı.oldukça fazla yalnızlık vardı küçük bir kasaba için
bir anda büyükşehir olmalı burası diye düşündüm
bir anda yalnızlık kimsenin tekelinde olmamalı
isteyen herkes bir başkasını yalnız bırakabilmeli diye düşündüm