Anasayfa
Yazarlar
Dr. İzzet Akın TÜTÜNCÜLER
Yazı Detayı
Bu yazı 339+ kez okundu.
Hastanebayırı
İçine yüklediğim anlamları kayboluyor
Kelimelerin, insanların ve hatta düşlerin
Kurmaca karakterlerim bile "duygularını açık etmek istemiyor"
Yani diyorum şöyle diyorum böyle diyorum
Akreple yelkovan arasımdaki ilişkiyi çözemiyorum
Ah diyorum vah diyorum tüh diyorum
Hatalarımdan ders almıyorum
ah,vah,tüh
Uzun zaman önceydi birkaç tebessümden bile fazla,
Çok fazla belgesel vahşet ve iklimleri anlatan yayınlar vardı
Bir otör beğenmemişti yazılarımı "şiir anlayışlarımız uyuşmuyor" diyerek
"Benim bir şiir anlayışım yok, canım yanıyor ve tek yapabildiğim yazı yazmak" demştim.
Ve şimdi bakıyorum çoğumuz öyleyiz acı çekiyoruz ve tek yapabildiğimiz yaşamak
Zengin dillerin kelimeleri
Zengin insanların paraları
Avuçlarda buruşturulan yapraklar nemlemdirici reklamlarına çıkıyordu
Dokunmaktan öte bişey arayanların
Salak sayıldığı
Sadece sessiz değil hareketsiz de bir filmdi bu kimsenin duyguları canlanmıyordu
Yani vakit tam olarak uzun zaman önceydi
Birkaç otoritenin beni beğenmediği bir pazartesiydi
Yeni başlangıçlar için en iyisidir yosunlu yoksul sendromlu ve her türlü lanet pazartesiler
Taner abiy le içerken "dur o kadar kötü hissetme" demiştir
Ben bişeyi nasıl hissedeyim diye uğraşmadım ki abi "deyince
Hüzün konuşsa sesi budur dediğimiz bir şarkı söyledi
Nasıl bir gecedir bu hatırladıklarım
Asansörle yarışmıştım ilkokulda bütün ders dalıp gittiğim kız
asansöre binip beni almadığında
Ve apartmanın cam kapısından uçmuştum
O zaman çanakkalede cam Vekapılı tek apartman vardı
O zaman çocuk kalplerinin camdan geçip ölmeme özelliği vardı
Markette bir hesabımız vardı ev alışverişini yazdırdığım ve 7 yaşındaydım.
Sana çikolatalı gofretler alırdım
Sallanırken yemeği severdin.
Biliyor musun çikolatalı gofret in bile küçüğü çıktı
hastane bayırınsa sürücü kursları eğitim verirdi
Kapımızın önünde seninle arabalar geri kaçacak mı diye izlerdik elimizde çikolatalı gofretler
Sonra salıncaklar sonra tahterevalli
Sonra Hatice Oruç öğretmenimizin ziline basıp kaçmak
Ben çok okul değiştirdim çok şehir değiştirdim ilkokulda ama
Ama deyince gerisini unut derler ya ben de unuttum
İşte böyleydi 90 larda çanakkale de hastanebayırı ve o zamanda olduğuna göre bu yaralar kalbimde doğuştan demek gerek galiba
Ağır ve tehlikeli hayatlarda yaşayamaz raporu almalıyım sanırım
Ağır ve tehlikeli hayatlar da ne ola?
Hala kendini saklayan bir el soğuk
Cover bir şarkı
Erken açmış bir çiçek
Sende şifa arayan ve iyileşince cıvıldayarak kaçan bir kalp
Nedir ağır ve tehlikeli hayat
Ve senden de özür diledim ama beni hatırlamadın 1. sınıf doğumgünümde getirdiğin kitabı beğenmediğim arkadaşım...
Ekleme
Tarihi: 02 Mart 2024 - Cumartesi
Hastanebayırı
İçine yüklediğim anlamları kayboluyor
Kelimelerin, insanların ve hatta düşlerin
Kurmaca karakterlerim bile "duygularını açık etmek istemiyor"
Yani diyorum şöyle diyorum böyle diyorum
Akreple yelkovan arasımdaki ilişkiyi çözemiyorum
Ah diyorum vah diyorum tüh diyorum
Hatalarımdan ders almıyorum
ah,vah,tüh
Uzun zaman önceydi birkaç tebessümden bile fazla,
Çok fazla belgesel vahşet ve iklimleri anlatan yayınlar vardı
Bir otör beğenmemişti yazılarımı "şiir anlayışlarımız uyuşmuyor" diyerek
"Benim bir şiir anlayışım yok, canım yanıyor ve tek yapabildiğim yazı yazmak" demştim.
Ve şimdi bakıyorum çoğumuz öyleyiz acı çekiyoruz ve tek yapabildiğimiz yaşamak
Zengin dillerin kelimeleri
Zengin insanların paraları
Avuçlarda buruşturulan yapraklar nemlemdirici reklamlarına çıkıyordu
Dokunmaktan öte bişey arayanların
Salak sayıldığı
Sadece sessiz değil hareketsiz de bir filmdi bu kimsenin duyguları canlanmıyordu
Yani vakit tam olarak uzun zaman önceydi
Birkaç otoritenin beni beğenmediği bir pazartesiydi
Yeni başlangıçlar için en iyisidir yosunlu yoksul sendromlu ve her türlü lanet pazartesiler
Taner abiy le içerken "dur o kadar kötü hissetme" demiştir
Ben bişeyi nasıl hissedeyim diye uğraşmadım ki abi "deyince
Hüzün konuşsa sesi budur dediğimiz bir şarkı söyledi
Nasıl bir gecedir bu hatırladıklarım
Asansörle yarışmıştım ilkokulda bütün ders dalıp gittiğim kız
asansöre binip beni almadığında
Ve apartmanın cam kapısından uçmuştum
O zaman çanakkalede cam Vekapılı tek apartman vardı
O zaman çocuk kalplerinin camdan geçip ölmeme özelliği vardı
Markette bir hesabımız vardı ev alışverişini yazdırdığım ve 7 yaşındaydım.
Sana çikolatalı gofretler alırdım
Sallanırken yemeği severdin.
Biliyor musun çikolatalı gofret in bile küçüğü çıktı
hastane bayırınsa sürücü kursları eğitim verirdi
Kapımızın önünde seninle arabalar geri kaçacak mı diye izlerdik elimizde çikolatalı gofretler
Sonra salıncaklar sonra tahterevalli
Sonra Hatice Oruç öğretmenimizin ziline basıp kaçmak
Ben çok okul değiştirdim çok şehir değiştirdim ilkokulda ama
Ama deyince gerisini unut derler ya ben de unuttum
İşte böyleydi 90 larda çanakkale de hastanebayırı ve o zamanda olduğuna göre bu yaralar kalbimde doğuştan demek gerek galiba
Ağır ve tehlikeli hayatlarda yaşayamaz raporu almalıyım sanırım
Ağır ve tehlikeli hayatlar da ne ola?
Hala kendini saklayan bir el soğuk
Cover bir şarkı
Erken açmış bir çiçek
Sende şifa arayan ve iyileşince cıvıldayarak kaçan bir kalp
Nedir ağır ve tehlikeli hayat
Ve senden de özür diledim ama beni hatırlamadın 1. sınıf doğumgünümde getirdiğin kitabı beğenmediğim arkadaşım...
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.