Gazetecilik yaşantımın büyük bir kısmını muhafazakar yapısı ile bilinen Rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı takip ederek geçirdim. 12 Eylül 1982 senesinde başladığım bu görevi, Özal’ın toprağa verildiği 1993 yılının Nisan ayına kadar sürdürdüm.
Rahmetli Turgut Özal’ın ismi son günlerde yeniden FETÖ yapılanmasıyla gündeme geldi. Fethullah Gülen’in, “ Turgut Özal döneminde devlette yapılanmaya başladığı iddiaları ortaya atılmaya ” başlandı.
Özal ve ANAP’ı Gazeteci olarak 11 sene izledim ANAP içindeki dincileri temsil eden ve “Kutsal İttifakçılar” olarak bilinen grupla ilgili çok haber yaptım. Ancak Fethullah Gülen’in ismini hiç duymadım. Gülen’i o dönemde birkaç kere iftar sofralarında ağlayarak dua ederken gördüm. Aklımda da hep o hali kaldı.
Ama yine de Turgut Özal’la ilgili özel arşivimde bu konuyla ilgili bir haber ararken, bir başka söyleşiye rastladım.
Bugünlerdeki tartışmaları yakından ilgilendirdiği için 28 yıl önce Turgut Özal’la Harbiye Orduevi’nde yaptığım bu röpörtajı yazmaya karar verdim. Tarihin derinliklerinde ve arşivlerde kalmasını istemedim.
Tarih, 10-11 Haziran 1988. Röpörtaj gece yarısına yakın başlıyor.
Yer: Harbiye Orduevi’nin 19.katı..
Birlikte İstanbul’u seyrediyoruz. Özal, Boğaz Köprüsü’nü ve Süleymaniye Camii’ni, gösteriyor.
Yanımızda bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan’ı işaret ederek, “Bedrettin (Dalan) bey, yaptığının iki katını satıyor. Özfatura (Burhan) yaptığı kadarını satıyor. Mehmet (Altınsoy) bey ise yaptığının yarısını satabiliyor” diyor.
Bedrettin Dalan gülümsüyor. Özal ise üç büyükşehir belediye başkanlarını değerlendirmeye devam ediyor: “ Yapılanı satmak lazım. Yaptığının iki mislini satan iyidir “
Başkanlık sistemi
Ardından bugün de tartışılan bazı konulara giriyoruz. Röpörtaj aynen şöyle gelişiyor.
Soru: Cumhurbaşkanı’nın halk seçsin diyenlere katılıyor musunuz?
Turgut Özal: Bu senenin başında sadece bir defa, ‘Cumhurbaşkanı’nı halk seçmelidir’ diye bir şey söyledim.Arkasından bana karşı bir bombardıman başladı. İhale üzerime kaldı. O nedenle bu konuda bir daha konuşmamaya söz verdim. Bu bombardımanı köşe yazarları başlattı, muhalefet de itiraz etti. İlerde lazım olur diye o söylenenleri topluyorum, dosya yapıyorum.
Soru: Partinizdeki, “kutsal ittifakçıların” artık ANAP’lı olduklarını söylediniz.
Turgut Özal: Anavatan Partisi’nin kuruluşu sırasında, Cumhurbaşkanı Kenan Evren’e. “ Ben parti kurmak istiyorum. Eğer veto edecekseniz, ben bu işe hiç girmeyeyim” diye izin istedim.O da bana, daha önce MSP’den İzmir Milletvekili adayı olmam nedeniyle, benim partiyi o noktaya doğru götüreceğim izlenimine kapılmış ve “aman partiyi, MSP ve MHP’lileştirme” diye tavsiyede bulundu.
Askeri Darbeler
Soru: Siz göre yeniden askeri bir darbe olur mu?
Turgut Özal: Türkiye’nin askeri bir idareden demokrasiye geçişini başarıyla sağladık. Askeri idareden demokratik idareye geçiş kolay değildir. artık askeri müdahale olmaz. Onun zemini ve şartları yoktur. O zemini, şartları kim hazırlar bilmem. Çok kötü ekonomik şartlar darbe sebeplerinden biridir. Bir ülke ekonomik anlamda çok büyük sıkıntıya düşerse orada fırsat arayanlar ortaya çıkabilir. Ben bunun olmayacağını kesin olarak söylüyorum. Geçmiş 3 darbenin her birinin birbirinden farklı sebepleri vardır.
MİT’in sivilleşmesi
Soru: Darbe olmaması için MİT’in sivilleşmesi önemli bir adım olmaz mı?
Turgut Özal: Öyle mi diyorlar? Sivilleştirme dediğiniz şey nedir? MİT Başkanı asker kökenli olabilir de olmayabilir de..
Soru: MİT Başkanını da değiştireceğinizi mit kanunu gözden geçireceğinizi söyledin.
Turgut Özal: Evet, geçen yıl söyledim. Olabilir, bir şey demiyorum. MİT Kanunu’nda bazı değişiklikler yapılabilir. Bu doğrudur. Belki kanunda yetki, sorumluluk ve daha başka konuları iyice gözden geçirmek gerekiyor, gözden de geçirilebilir.
Soru: Hiram Abbas’ı (MİT Eski Müsteşar Yardımcısı) Suriye’ye götürmüş ve başarılı bir bürokrat olarak tanıtmıştınız
Turgut Özal: Şimdi o konuyu hiç konuşmayalım. O konuda hiçbir şey söylemem.
Soru: Erkan Gürvit’i (Kenan Evren’in damadı Mit’te çalışıyor) korudunuz mu?
Turgut Özal: …..
Soru: Recep Ergun Paşa’nın (12 Eylül Sıkıyönetim Komutanı) başına geçeceği bir Güvenlik Bakanlığı kurulacak mı?
Turgut Özal: Yok, yok, öyle bir şey yok..
Suikast
Başbakan Turgut Özal, İstanbul Harbiye Orduevi’nin 19. katında yaptığımız bu röpörtajdan bir hafta sonra, 18 Haziran 1988 Cumartesi günü suikaste uğradı.
Ankara Atatürk Spor Salonu’nda ANAP 2. Olağan Kongresinde konuşurken Kartal Demirağ isimli bir şahsın saldırısına uğradı ve parmağından vuruldu.
Turgut Özal, daha sonra bu suikastin perde arkasını araştırmış ve sonuca da ulaşmıştı.
Ancak, ölünceye kadar bu örgütün adını açıklamadı ve bu suikast bir sır olarak kaldı.