Sabahtan bu yana, Genelkurmay Başkanlığı’ndan 3 açıklama geldi.. İlk açıklamada, bir operasyon geçiren Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. 2. açıklama ise Hemşireler Günü nedeniyle yapıldı. 3. açıklamada nihayet, hayatını kaybeden eski Genelkurmay Başkanı ve 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’le ilgiliydi.. Evren’in özgeçmişi sıralandıktan sonra “emekli orgeneral Ahmet Kenan Evren’in cenazesi 12 Mayıs 2015 tarihinde Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip Devlet Mezarlığı’nda toprağa verilecektir” deniliyordu. Evren’in öldüğü gün, Anneler Günü mesajı yayınlayan Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan bu açıklamalarda başsağlığı mesajlarına rastlamadık.. Kenan Evren için “Devlet Töreni” yapılacağı bildirilmişti.. Ancak bu töreninin bir ayağı olan TBMM’deki tören iptal edildi. Milletvekili olmayan aksine Meclis’i lav eden Kenan Evren için TBMM yerine sadece Genelkurmay Başkanlığı’nda tören düzenlenecekti.. Ancak açıklamada yer verilmeyen, Genelkurmay Başkanlığı’nda küçük ve kapalı bir töreninin yapılacağı telefonla duyuruldu..Sadece TRT’nin alınacağı bu törenden fotoğraf ve görüntü servisi devlet eliyle yapılacaktı.. Genelkurmay Başkanı Necdet Özel hastanede yatıyor. Yerine ise Eylül ayından itibaren Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna oturacak olan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar vekalet ediyor.. Genelkurmay’daki törene de geleceğin Genelkurmay Başkanı Orgeneral  Hulusi Akar törene katılacak                 Genelkurmay’daki törenle beraber düşük profilli bir uğurlama yapılacak. Ortada, ne devlet, ne de töreni kaldı..   Kenan Evren’in cenazesi için sadece Namaz kılınacak ve bir gün evvel devlet mezarlığında kazılan çukura konulacak..                                                                 ****                 Ülkemizi, 12 Eylül 1980 gününe getiren günleri polis-adliye muhabiri olarak yaşadım.. Ankara’nın Babıali’si, Rüzgarlı Sokak Agah Efendi Çıkmazı’ndaki Günaydın Gazetesi’nde çalışıyordum..                 Hergün bir çatışma ve kahve taraması olayına gidiyor, başı okey masasına düşmüş vaziyette kurşunlanmış insan fotoğrafları çekiyordum.. Hergün bir tehdit alıyor, bu nedenle de bazı geceleri gazetede kalmak zorunda kalıyordum.. Gazetenin şehir baskısını inceledikten sonra sabaha karşı 03’te eve gidiyordum.. Çatışmaların eksik olmadığı Abidinpaşa’da, sağ ve solcuları ayıran sınırdaki bir evde oturuyordum. Çatışmalar sırasında arabama kaç kez kurşun isabet ettiğini hatırlamıyorum.. Hiç unutamadığım tek şey ise, sabaha karşı eve gelen oğlunun, yani benim üzerime yorgan örtmek üzere eğilen anneminin kafasının üzerinden geçerek duvara saplanan kurşundu.. Dışarıda çıkan çatışmadan bir kurşun odamın camını kırarak içeri girmişti.. Annem üzerime yorganı örtmek için eğilmeseydi, hiç günahı yokken bir kör kurşunun hedefi olacaktı…   ****   12 Eylül 1980 darbesinden sonraki günleri de yine gazeteci olarak yaşadım.. Bu defa darbenin mimarı 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’i izliyordum.. Yani darbenin hem öncesinin hem sonrasının tanıklarındanım.. İzin verildiği ölçüde Ankara Süvari Birliği’nde At’a binerken, Deniz Kurdu tatbikatlarında, Antalya-Karpuzkaldıran tesislerinde tatilde, kuvvet komutanı arkadaşlarıyla sabah sporu yaparken, dış seyehatlerinde , 1982 anayasa referandumu için Anadolu’ya yaptığı turlarda hep Kenan Evren ve komutanları, bir foto muhabiri mesafesinde gazeteci olarak Evren ve arkadaşlarını takip ettim Oldukça çok hatıram var.. İlerde bunları yazmayı da düşünüyorum..   **** 1980 darbesinden sonra Başbakanlığa emekli Oramiral Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülend Ulusu getirilmişti. Başbakanlık Muhabirleri Derneği kapatıldığı için başbakanlıktaki odamıza giremiyorduk. İzin verildiği zamanlarda da karşıdaki Yargıtay binasının önüne kadar gelebiliyorduk.. Ulusu’ya soru sormak mümkün değildi. Kendisi uygun görürse konuşuyor, bizde onu haber yapıyorduk.. Hiç unutmam; birgün Danıştay’a gizlice gideceğini duymuş ve O’ndan önce gitmiştim. Beni görünce ne kadar sinirlendiğini gözlerinden anlamıştım. Az sonra da kendimi dışarıda bulmuş bir daha böyle bir şey yapmamam konusunda da uyarılmıştım.   ****   Cumhurbaşkanlarının bakanlar kuruluna başkanlık etmesinin tarihcesi 12 Eylül’e kadar uzanır.. Darbe Cumhurbaşkanı Kenan Evren de sık sık bakanlar kurunla başkanlık ederdi. Bazen Köşk’te bazen de eski Başbakanlık binasında yapardı.. 1980’li yıllarına başındaki bu toplantılardan birine de başbakanlığa sivil bir kıyafetle geldi.. Başbakanlığın önünde Bülend Ulusu tarafından karşılanırken ben de fotoğraf çekmeye çalışıyordum. Toplantının gündemi ile ilgili soruya da “Yurt gezilerinde illerin sorunlarını tesbit ettiğini ve bunları bakanlar kuruluna ileteceği”  cevabını vermişti..   ****   Tarih 14 Mart 1983 Pazartesi.. Önceki gün 98 yaşında hayatını kaybeden darbeci Kenan Evren’le Mersin’deyiz.. Adıyaman’da, TPAO Genel Müdürü İsmail Kafes’den bilgi aldıktan sonra Mersin’e gelmiştik.. Soru soramadığımız için sadece bu tür brifingleri dinlemekle yetinirdik. Kendisi izin verdiği zamanlarda da kısa sohbetler ederdik.. Tabii sohbet sonrası yazacağımız haberlere de “dikkat etmek” zorundaydık.. Genellikle de Kenan Evren’i izleyen gazeteciler olarak sadece O’nun konuşmalarını haber yapardık.. Kenan Evren Mersin’de oldukça sinirliydi.. Çünkü uzun bir süreden beri eski siyasiler yeniden sahneye çıkarak konuşmaya başlamışlardı.. Devletin tüm mal varlığına ve içindeki evraklara el koyduğu eski partilerini isim değiştirerek yeniden siyaset sahnesine sokma hazırlıkları yapıyorlardı..Bu dedikodular Kenan Paşa’nın da kulağına geliyor ve uygun bir ortamda ve zamanda bunlara cevap vermeyi tasarlıyordu.. İşte o yer Mersin’di.. Kenan Evren Mersin’de halka hitaben yaptığı konuşmada, oldukça sert ifadeler kullandı. Yeni bir “Yumruk”tan söz etti ve eski siyasileri “3. Yumruk geliyor” diye uyardı.. Eski siyasilerin, ilk yumruğu 12 Eylül’de, 2. Yumruğu 7 Kasım’daki Anayasa Referandumunda yediğini hatırlatan Kenan Evren, eski partilerin isim değiştirerek kurulmalarına izin verilmeyeceğini vurgulayarak, “eski siyasiler 3. yumruğu yemek istemiyorlarsa bu girişimerinden vazgeçsinler. Eğer izin verirsek bugüne kadar yaptıklarımız heba olur. Eğer buna razıysanız yine onların yanına gidin " diye konuştu… Ancak bu yumruk yerini bulmayacaktı.. Birkaç sene sonra eski partiler, eski sahipleriyle birlikte yeniden siyaset sahnesine çıkacaklardı..   Ama, yumrukların sahibi her fani gibi aramızda olmayacaktı...