Bir Türk, kendi tarihini ne kadar iyi bilir, bilinmez. Belki de gerçekten bilmez. Ya iyi öğretilmediğinden, yada iyi öğrenmediğindendir. Şu gerçek var ki her Türk, tarihini iyi bilememektedir. Ya da bildiğimiz tek şey, Türklerin iyi bir savaşçı olduğudur.
Bakın, bir Ulusun medeni dünyada, medeni bir şekilde varlığını sürdürebilmesinin tek yolu tarihini çok iyi bilmesiyle mümkündür. Tarihini bilmeyen toplumlar, aynı zamanda tarihinin getirmiş olduğu kültür yapısından da yoksun kalmaya mahkumdurlar. Dolayısıyla biz Türkler, tarihimizi doğru bir şekilde öğrenmeye mecburuz.
TÜRKLERİN DÜNYA TARİHİNE KATKILARI
Medeniyetin çıkış noktası Tarım dersem, sanırım yanlış düşünüyor olmam. Zaten benim ne düşündüğüm önemli değil çünkü tarih sayfaları öyle diyor. Bakın, Türklerin dünyaya kazandırmış olduğu buğday, arpa, bezelye ve mercimek; evcilleştirdiği hayvanlar ise inek, koyun, keçi, at birde inanmayacaksınız ama domuz.
Avrupalılar günümüzde hemen her konuda kendilerini dünyanın lideri sanırlar ve bir çok şeyin Avrupa kökenli olduğunu düşünürler. Oysa arkeologlar tarımla başlayan medeniyetin Avrupa’ya Türkler tarafından gittiğini ayrıntılarıyla çoktan tespit ettiler. Türk çiftçileri M.Ö 8.000 ( yanlış okumadınız) yılında tarımı geliştirip mahsul ettiler ve bunları M.Ö 7000 ( yine yanlış okumadınız) yılında Yunanistan’a götürdüler. O tarihlerde Yunanlı çiftçilerden kız alıp vermeye başladılar. Akraba bağı oluşan iki Ulus Yunanlılar ve Türkler birlikte ( ama maalesef yıllardır iki ulusu birbirine düşman ettiler, gidin Midillideki bir köy kahvesine, sanki kendinizi Türkiye’de sanırsınız ) mahsullerini M.Ö 5.500’ de Balkanlara, oradan Almanya ve Hollanda’ya , Akdeniz’e yakın yerler olan İtalya, Fransa, İspanya’ya taşıdılar. M.Ö 4000 ‘de İsviçre ve İngiltere’ye geçmiş oldu. Kısaca Türk Tarımı tüm Avrupa’ya yayılmış oldu.
Elbette tarımla birlikte, tarım metal araç ve gereçleri, yazı, yönetim ve kanunların doğuşu yani medeniyet de başlamış oldu.
BİLİNMEYEN TÜRK DİL TARİHİ
Türkler, Avrupa’ya sadece tarımı değil önemli Avrupa dillerini vermiştir. 3000 yıl önce Türkiye’de konuşulan diller Hitit İmparatorluğu’nun Hititçe ve bununla birlikte Lidya, Likya dilleriydi. Bu kaybolmuş dilleri arkeologların Yozgat ilimizde bulduğu Hitit arşivlerinden biliyoruz. Bu arşivler Hitit krallarının Mısır’daki firavunlar ve İran ve Irak’ın krallarıyla yapılan diplomatik mektuplardan oluşuyor.
Sonuç şu ki, Hititçe günümüz Avrupa’sında konuşulan dillerin önemli bir kısmını oluşturuyor. İspanyolca, Fransızca, Almanca, Yunanca, diğer Avrupa dilleri ve sıkı durun bugün dünya dili olarak kabul edilen İngilizce bile Hititlerin Ataları olan Türk çiftçiler tarafından Türkiye’nin kuzey batısından Avrupa’ya daha sonra Ukrayna ve Rusya üzerinden Orta Asya’ ya kadar taşınmıştır. Saydığım tüm dillerin kökeni Türkiye’den türemiştir.
Ne var ki Türkler ne Hititçe nede bir başka Hint-Avrupa dilini yazıp konuşabildi yüzyıllarca. Cumhuriyetin kuruluşuna kadar Türkiye, Moğolcayı içeren Asya dil ailesine ait bir dil ve Orta Asya’dan Anadolu’ya giren Türkler tarafından konuşulan dildir. ATATÜRK ’ün Latin alfabesiyle Türk Çiftçilerin Avrupa’ya yaydığı Hint-Avrupa diline kavuşmuş oldu.. Tabi bir çok kesim Latin harflerini kabul eden Atatürk’ü gavur dilini kullanıyor diye eleştirdi. Oysa kimse farkında değildi. Dediğim gibi Latin harflerinin kökü yukarıda bahsettiğim Türk Çiftçilerin Avrupa’ya yaydığı dildi.
BİN YILLIK TÜRK TARİHİ YANLIŞI
Evet yukarıda anlattığım bilgilerden de anlaşılacağı üzere Türklerin Anadolu’daki bin yıllık tarihi yanlıştır. Türklerin , O eski çiftçi Türklerin tarihi M.Ö. 10 bin yılı bulmaktadır. Genetik araştırmalar bugünkü Türklerin genlerinin üçte ikisinin tarımı Avrupa’ya getiren eski çiftçi Türklerden, üçte birinin de Asyalı Türklerden aldığını ortaya koymuştur. Bu yüzden Türkiye, Avrupa ve Asya’yı genetik olarak etkileyerek dünya tarihinde önemli bir rol oynamaktadır.
M.Ö. 10 bin yıllarda kabileler olarak yaşayan Türkler, M.Ö 3000 yıllardan itibaren devlet kurmaya başlamıştır. Bu yüzden Türk tarihini 1000 yıla sığdırmak büyük bir yanlıştır. Dünyanın en eski Milletlerinden birinin de Türkler olduğunu Dünyaya duyurmak zorundayız. Tabi önce kendimiz bilmek zorundayız.
TÜRKLER ANADOLU’YA MALAZGİRT SAVAŞIYLA GİRDİ YANLIŞI
Evet Orta Asya Türklerinin 1071 Malazgirt Savaşıyla Anadolu’ya girdiği doğrudur. Fakat Türkler ilk kez Anadolu’ya bu savaşla girdi bilgisi yanlıştır. Avrupalının dediği gibi topraklarımızı Türkler istila etti düşüncesi tamamen safsatadır. Türkler M.Ö binlerce yıl bu topraklarda medeniyetler kurmuştur. Yozgat’ta bulunan Hitit kalıntıları, kullandıkları diller, bulunan kitabeler bunlara birer örnektir. Tüm Avrupa’ya hem genetik olarak hem de kültürel anlamda Türkler, bölgeye egemen olmuşlardır. Amerikan ve Avrupalı bilim adamları bu gerçekleri bilmektedir. Samimi olmayan birkaç bilim adamı dışında bu gerçekleri herkes saklamaktadır.
TÜRK HALKI TARİHİNİ BİLMELİDİR.
Burada yazdığım bilgiler elbette eksiktir. Daha tamamlanması gereken bilgiler vardır. Fakat bu köşe yazısının bir kitaba dönüşmemesi için bu bilgileri kısa kesmek zorundayım. Yalnız şu kadarını söylemeliyim ki; Türk Tarihini, Türk Halkına anlatmanın tek yolu Devlet gücüyle olacaktır. İyi bir bilimsel araştırmayla tüm okullarda öğrencilerimize anlatmak zorundayız. Türk Tarihinin dünya medeniyetlerinin temeli, başlangıcı olduğunu tüm dünya bilmelidir. Aslında tüm dünya biliyor ama Türk Halkı maalesef bilmiyor.
Tarihimizi Arap yarım adasına dayandıran softalar Türk Halkının önünde büyük bir engeldir. Bizim kültürümüz Arap Kültürü değil, tamamıyla kendine özgü Türk Kültürüdür. Türk Kültürü de Avrupa kültürünün temelidir. Fakat bahsettiğim gibi Türk Kültürü yıllardır Arap Kültürü altında ezilmiş, Beyinlerimizi kokmuş bir çürük elmaya döndürmüştür. Gerçekleri görmek, Bir Türk’ün, Türk Tarihini bilmesi kaçınılmaz tarihi bir görevdir. Neslimizi gelecek kuşaklara taşımanın tek yolu budur.
Değerli Okurlarım, bu bilgiler ışığında Türk Tarihi ile ilgili yapılması gerekenleri kanaatimce sıraladım. Fakat bunları yapmak içinde Devlet gücü gerekmektedir. Şundan eminim ki, bir gün bunlar olacaktır.
TÜRK ULUSU TARİHİNİ BİLECEKTİR.
1. Türk Ulusu Türk tarihini çok iyi bilmelidir. Bunun için Atatürk’ün Türkoloji çalışmaları yeniden başlatılmalıdır.
2. Türk toplumunun temeli kültürdür.Türk Milletinin varlığının devam etmesi için..Türk Milleti dilimize ve tarihimize sahip çıkmalıdır
3. Tarihi olayların bilimsel verilere dayandırılması önemlidir. Aksi takdirde kendi toplumumuzu dahi buna inandırmakta güçlük çekeriz.
4. Türk gençliğine yön vermenin yolu, Türk gencinin tarihini en iyi şekilde bilmesidir. Çünkü Türk tarihi bilinen tarihten önce eskiye dayanır. Mısırdan Mezopotamya’dan başlayarak. Romalılar ve yunanlardan daha önce Orta İtalya ve Akdeniz kıyılarına kadar yerleşmişlerdi.
5. Türk’ün tarihi yabancıların gözüyle değerlendirilemez. Türk’ün tarihini barbarlıktan başka bir şekilde görmeyen yabancılar ve maalesef tarihimizi, kültürümüzü yeni nesillere öğretmeyen yönetimler bir Ulusun yok olmasına sebep olmaktadır. Türk Kültürü dünya medeniyetlerinin doğuşunun başlangıcıdır.Türk kelimesi yabana atılacak bir kelime değil kütüphane raflarına sığmayacak kadar derin anlam ifade etmektedir. Bu yüzden Türk ırkı kendi tarihini ve kültürünü en iyi şekilde bilmekle yükümlüdür.
6. Milli ruhun ayağa kalması için Türk tarih bilimin öğretilmesi şarttır. Türk’ün gücünün spot cümlelerle yani reklamsal ifadelerle değil. Tarih bilincinin yüksek tutulmasıyla sağlanabilir.
7. Türk tarihini, uygarlığının büyüklüğünü belirleyip tüm dünyaya tanıtmak esastır. Böylelikle Dünya devletleri arasındaki onurlu duruşumuz olacağı gibi Türk Milleti de onur duyacağı tarihini öğrenecektir.
8. Bir ulusun ulus olabilmesi,geleceğini ve ulusal kimliğini koruyarak kendini geleceğe taşıyabilmesi için ihtiyacı olan tek şey ULUSAL BİR KÜLTÜR.
Yazıda geçen, Bilimsel Tarih bilgileri için kullandığım KAYNAKÇALAR : ÇÖKÜŞ
- Jared DIAMOND, TÜRKLERİN TARİHİ - Jean Paul Roux
İlk yorumu ben yapayım, yabancı yazarları kullanmam ilginç değil mi? Türk Tarihini yabancı yazarlardan öğreniyoruz. Türk’ün Tarihi işte bu kadar değerli ve önemli.
Saygılarımla…