Bu anayasa önerisi AKP’nin ve MHP’nin birlikte anlaşarak ortaya koyduğu bir metin değil, kendilerine ‘’ÜST AKIL’’ın bir dayatmasıdır. Onlar kendilerine verilen görevi yerine getirmektedirler. Üst Akıl AKP’ye Cemaat-FETÖ olduktan sonra yeni bir yardımcı kuvvet atamıştır. O da MHP’dir. BOP’tan yola şimdilik onunla devam edecektir. Bazıları BOP, Suriye’de bitti kurnazlığına yatsa da aslında devam etmektedir. Eğer bitseydi Bop Eş başkanı da biterdi. Bu kadar savrulmanın, kıvırmanın, dönekliğin ve ilkesizliğin başka türlü bir açıklaması yoktur. Zorda kalmadıkça ağızlarına Türk sözcüğünü almayanlar mı Türk Tipi Başkanlık Sistemi getirecekmiş? Bunların neyi Türk ki başkanlığı Türk Tipi olacak? Biz de yedik!.. AKP’ de Türk’e karşı bir alerji vardır. Sözde çözüm sürecinde Türklük bilinci vurgulanıyor diye okullardan Andımız’ın okunmasının kaldırılması… Resmi kurum ve kuruluşların tabelalarından TC başlığının kaldırılması… ‘’Türk diye bir ırk yoktur!’’ söylemleri alerjiden de öte hep bu kin ve intikam duygularının bilinçaltında yattığını gösterir. Bakın ilginç benzerlikler var; F tipi cemaat de Türk kelimesini hiç ağzına almazdı. Sadece dünyanın dört bir tarafında İngilizce eğitim veren ajan okulları söz konusu olduğunda onları savunmak ve temize çıkarmak için söylem olarak ‘’Bakın bu okullar Türk okulları, dünyaya Türkçe’yi öğretiyoruz, Türk Bayrağını dünyanın dört bir tarafında dalgalandırıyoruz.’’ diye Türk’e hizmet ettiklerini yılan riyakârlığı ile belirtiyorlardı. Sadece cemaat mi, o zamanlar AKP’liler de aynı dili kullanıyordu. Sonra ne oldu? Türk Milleti’ne darbe…  Dikkat ederseniz bugün Türkiye’yi yönetenlerin konuşmalarına bakınız. Konuşmalarında Türk Milleti kavramını duyamazsınız. Türk kelimesini millet kelimesinin önüne getirmemek için ‘’milletimiz’’, ‘’aziz milletimiz’’ gibi kavramlara sığınırlar da bir türlü Türk Milleti di(ye)mezler.  Mustafa Kemal, Gâzi Mustafa Kemal derler de bir türlü Mustafa Kemal ATATÜRK demezler, diyemezler. Türk’e karşı olan alerji onun atası ATATÜRK’e karşı da devam etmektedir. Peki neden? Çünkü Türk Milleti’ni bir arada tutan tek değer olarak ATATÜRK kalmıştır da ondan. Diğer değerler  geçen bu 15 yıl içerisinde değersizleştirilmiştir. Son kale ATATÜRK’tür. Sözlerini silmek, heykellerini çeşitli bahanelerle kaldırmak hem Türk’e, hem de ATATÜRK’e hem de Türk Vatanına karşı yapılan bir düşmanlıktır. Bu nedenle hem Türk Tipi Başkanlık söylemini kullanıp hem de TC Anayasası’nın ilk dört maddesini değiştirmek için fırsat kolladıklarını meclis kürsüsünden seslendirenlerin yapmak istediklerine güvenilemez. Güvenenler de kandırılmaya ve aldatılmaya müsaittir. Gerçi bunlar aldatıla aldatıla, kandırıla kandırıla, aldatmayı da kandırmayı da iyice öğrendiler. İlk dört maddeyi değiştirmek onlar için vazgeçilmez kutsal bir amaçtır. Bizler için ise yok oluştur!.. Kandırılma dedik ya. Bakınız nerede kaldırılmamışlar ki; FETÖ ile paralelleştiler, kandırıldılar. Sonuçta 15 Temmuz yıkımını yaşattılar bize. PKK ile açılım yapalım dediler, kandırıldılar. Şehirlerimiz bomba deposu haline geldi. Hâlâ temizleyemediler, patlıyoruz, ölüyoruz. ABD ile BOP’tan projelerin içinde yer alalım dediler, kandırıldılar. Suriyeliler ülkemin sokaklarında gezerken Türk evlâtları Arap çöllerinde katlediliyor.  Mimarı Amerika olan bir Osmanlıcılık politikası çıkardılar. Neymiş Osmanlı diriliyormuş. Baban da öldü. Diriliyor mu?..  Cumhuriyetin değerlerinin yerine fesli-püsküllü bir şeyler koymaya çalışıyorlar. Yandaşı gazlamaktan başka bir amaca hizmet etmeyen, akla mantığa aykırı, aynı kendi yaşamları gibi görsellikten öteye gitmeyen, artık tarihteki yerini almış, bu çağda yeri olmayan, emperyalist ve siyonist tuzaklarla bezenmiş sığ bir tuzak stratejidir peşinde koştukları. Cumhuriyet olmasaydı? Padişahlık-Osmanlı devam etseydi, sen o makamlarda oturabilecek miydin? Milletvekili, Cumhurbaşkanı seçilip, devlet yönetebilecek miydin?.. Neymiş, başkanlık sistemi ile egemenlik, meclisten alınıp millete verilecekmiş. Yok yahu!.. Senin yaptığın; Mustafa Kemal ATATÜRK’ün bir kişiden alıp Türk Milleti’ne verdiği egemenliği tekrar Türk Milleti’nden alıp, bir kişiye yani kendine vermekten başka bir şey değildir. En azından biz yemeyiz. Bir daha yanılmayacağınızı, kandırılmayacağınızı, hata yapmayacağınızı nereden bilelim. Bunun bir garantisi var mıdır? Siz ‘’saf’’ız, ‘’kandırıldık’’ dediniz kurtuldunuz! Ya biz? Biz öldük, sizin ‘’saf’lığınız yüzünden. Bu ülkede siz yanlış yaptınız, aldatıldınız, kandırıldınız. Ama binlerce asker, polis ve sivil insanımız kayboldu. Geride kalanların dünyaları başlarına yıkıldı. Maddi kayıpları saymıyoruz bile… Bunun hesabını bile vermeden, vermeyi düşünmeden benden başkanlık istiyorsun öyle mi? Tamam da ben senin gibi saf değilim. Aldatılmam ve kandırılmam. 15 yıldır bu kadar çok kandırılanlara egemenlik teslim etmek, başkanlık teslim etmek kandırılmak, aldatılmak değil de nedir?.. Hemen hemen her konuda ‘’aldatılan’’ ve ‘’kandırılan’’lar iktidara geldiği günden bu yana TÜRK’e, ATATÜRK’e, SANA vuruyor!.. Seni yok ediyorlar!.. Hâlâ anlamadın mı?.