Habil-Kabil, İyi-Kötü, Evet-Hayır zıttır ama kardeştir. Kardeşlerin arasına şeytan fitne sokarsa felaket ortaya çıkar. Felaket kimsenin yararına değildir. Fitneci şeytandan başka. İnsanoğlu, Allah’ın vermiş olduğu hür iradesini kullanarak tercihini yapacaktır. Tercihini yaparken mücadele içinde olacağı kendi nefsidir. En büyük cihat, nefisle yapılan cihat olduğuna göre tercihini kullanırken nefsine yenilmeden hür iradesini kullanmalıdır. Şeytanilerin dolduruşuna gelmeden. Allah bile insana vermiş olduğu iradeye karışmazken, onun adını, dinini ve mabedini kullanarak söz söyleme hakkını kendinde bulanların yaptıkları küstahça açıklamalar yandaşlıklarının ve bireysel beklentilerinin sonucudur. Kendilerinin kılıkları dini olduğu halde söylemleri din dışıdır. Din; merhametsizliği, nefret söylemini ve ötekileştirmeyi kabul etmez. Hutbelerden, ekranlardan insanları Allah’ın dini ile tehdit edenler ve korkutanlar; ‘’kâfir’’, ‘’şeytan’’, ‘’terörist’’, ‘’vatan haini’’ suçlamaları ile kendileri gibi düşünmeyen insanları sindirmeye, korkutmaya, bastırmaya çalışanlar; kendi düşüncelerinin haklılığını savunamadıklarından, çıkmaza girdiklerinden bu yola başvurmaktadırlar. Bütün melekler ‘’evet’’ dediği için iyi, şeytan ise melek olduğu halde ‘’hayır’’ dediği için kötü, isyankâr, asi olduğu düşüncesi üzerinden iki kelimeye indirgenerek yapılan algı operasyonları; yaratılmışların en üstünü olan insan ile dalga geçmek, aşağılamak, hor görmek değil de nedir? Dün F tipi cemaat, bugün ise haşhaşi diye adlandırdığınız büyük şeytan Amerika’nın maşası FETÖ ile birlikte olup ‘’evet’’ demediniz mi? Onunla birlikte ortaklık kurup 12 Eylül 2010 referandumunda "İmkân olsa mezardakileri bile kaldırarak 'evet' oyu kullandırmak lazım." diyerek propaganda yapıp insanların ‘’EVET’’ oyunu aldınız da yaptığınız işten hayır mı çıktı? Aldatılmadınız mı? ALDATILDINIZ! Dün, PKK çetesi ile birlikte olup ‘‘evet’’ diyerek çözüm süreci denilen ucube bir dönemi bize yaşattınız da dağdan şehirlere indirdiğiniz teröristler şehirleri bomba deposu haline getirdi de daha çok analar ağlamadı mı? Aldatılmadınız mı? ALDATILDINIZ! Dün, Amerika ile birlikte ‘’evet’’ dediniz de önce kardeş geçindiğiniz Esad’ı, bir anda Esed’e dönüştürerek Suriye’ye gireceğiz diyerek karşınıza aldınız da; biz mi Suriye’ye girdik yoksa, Suriye mi bize girdi? İş işten geçtiğinde Suriye’ye girdiğimizde de yalnız bırakılmadık mı? Aldatıldınız mı? ALDATILDINIZ! Siz ‘’biz safız, aldatıldık’’ diyorsunuz da; insanın aklına gelmiyor değil hani. Acaba aldatıldık diyerek bizi mi aldatıyorsunuz? Aldatılarak suç işlediğinizde bile yardım ve yataklıktan yargılanırsınız. En azından mahkeme görürsünüz. Orada ak, kara belli olur. ‘’Aldatıldım. Milletim beni affetsin.’’ diyerek kurtulamazsınız. Bu ülkede ben nasıl yargılanıyorsam. Benim seçiğim insanlar da yargılanabilmelidir. Yargılanamayan bir idarecinin beni yönetmesini istemem. Anayasa sadece yönetenlerin değil, yönetilenlerin de hakkını koruyan bir sözleşmedir. Bu yeni anayasa maddelerini incelediğimde benden daha çok senin hakkını koruma altına aldığından ben HAYIR diyorum. Bir daha kandırılmamak için. Şeytanla arkadaşlık yaparsanız aldatılmanız kaçınılmazdır. Bütün bunlara ‘’HAYIR’’ deseydiniz eğer aldatılmayacaktınız. Çünkü ben sizin bu yukarıda evet dediğiniz ve sonuç olarak aldatıldığınız şeytanlıklara hep ‘’HAYIR’’ dedim ve hep haklı çıktım. Şimdi de bizden tekrar ‘’EVET’’ dememizi istiyorsunuz. Öyle mi? Demek ki her zaman evet demek nasıl iyi sonuç vermiyorsa hayır demek de her zaman kâfirlik, şeytanlık, teröristlik ve vatan hainliği değildir. Aksine vatanı korumak için dik durmaktır. Bir daha kandırılmaya karşı refleks göstermektir. Yani ‘’HAYIR’’ da hayır vardır.  TÜRK’ÜN TÜRK’TEN BAŞKA DOSTU YOKTUR. BU YOLUN SONU BOP’TUR! DÜŞMAN DİYOR Kİ AYIR. BİZ TÜRKLER DİYORUZ Kİ HAYIR!..