.
Ve savaş acıdan ölümden başka hiçbir sonucu gerçeği , kazanan tarafı olmayan savaş….
Er meydanı denilen alanda özgürlükleri, soyları, toprakları kendi varlıkları için savaşan kadınlar….
M.Ö 1. VE M.S. 1. Yüzyılları arasında yaşamış kızıl saçlı , uzun mızrağı ile arkasından askerleri coşturan bir kadın BOUDİCCA.
Zamanının en güçlü imparatorluğu olan Roma imparatorluğuna karşı duran Britanya kabilelerinden Iceni’lerin kraliçesi…Halkı Britanya’nın yerlisi Keltlerden gelmekte…O dönemlerde Roma imparatorluğuna bağlı krallar öldüklerinde erkek çocukları yoksa krallık Roma imparatorluğuna bırakılırdı ve İsmi zafer anlamına gelen güzel Boudicanın eşi öldüğünde iki kızı vardı…Birde kocasından kalan borçları….Vatanı toprağı denilen yurdu elinden alınacak soyunun devamı hüküm sürmeyecekti… Kraliçe meydanda kırbaçlandı, kızları tecavüze uğradı.Hem Ana, hem kraliçe hem vatan toprağına sahip çıkma öfke ve acısı ile etrafta yakınında bulunan kabileleri toplayıp birleştirerek Roma düzenine başkaldırdı…Yıkıma karşı durarak tüm klanları birleştirdi.Çok fazla sayıda direnişçi ile en önde savaştı imparatorluğa büyük kayıplar verdi…Bir amacı vardı yurt edindiği toprakları almak özgürlük…. elinde büyük mızrağı uzun boyu kızıl saçları ile sanki efsanelerden çıkıp gelen kraliçe maalesef düzenli ordu karşısında yenildi…Zehir içerek öldü….Cesareti ile tarih sayfalarında anıldı…
Yine tarihten biraz bizden diyebileceğimiz cengaver kadınlardan…Orta Asya Türklerindeki eri ile birlikte kılıç kuşanan cenk eden kadınlardan bahsedelim.
Tomris Han’ı tanıyalım!
Dünya tarihine ilk damga vuran, ilk kahraman kadın “Türk” hükümdar; Tomris Han! Türklerin ilk kadın hakanı…
Tarihte bilinen, dünyanın da ilk kadın hükümdarı olarak kabul edilir.
“ Tomris Hatun ”
M.Ö 7. Yüzyılda yaşadığı sanılan Saka (İskitler) Türklerinin kağanı.
Saka Türk Devleti’nin Başbuğu.
Yunanlılar ona, “ Leydi Origana” diyor.
Türkleri birleştirip Turan birliğini kuran ve Turan kağanı olan Alp Er Tunga’nın ( diğer söylenişi ise Tonga Alp Er) torunudur.
Tarih, Milattan Önce 15 Aralık 528' i gösterdiğinde Asya bozkırları akıl almaz bir savaşa tanıklık eder. Bir tarafta, 9.000' i kadın olmak üzere 13.000 kişilik Saka Türk Ordusu Diğer tarafta ise Pers İmparatoru Büyük Kiros'un kumandasında, 100.000' in üzerinde askeri ile Pers Ordusu.
Başlarında, Türklerin İlk Kadın Hakanı Tomris Han'ın bulunduğu Saka Türkleri için bu savaş, tam anlamıyla bir varlık-yokluk mücadelesiydi ve bu mücadelede bir tek silahları vardı.
Özgürlükleri için ölümü hiçe sayan Savaşçı Ruhları…
Perslerle yaptığı savaşta atlarını ölüme sürer ve savaşçılarının önünde durup yürekleri titreten bir sesle güleyerek …
‘’...Geriye yalınızca bizler kaldık. Birçoğu kadınlardan ama erkeği kadar yiğit kadınlardan oluşan bir halk ve ordu...
Karşınızdakiler acunun en vahşi, en acımasız ve en kalabalık ordusu. Ancak biliyorum ki gök kubbenin altındaki hiçbir ordu, şu dolunayın altında ateş saçan gözlerinden daha cesur değil. Ve yine biliyorum ki yeryüzündeki hiçbir ordu, yurdu ve halkı için çarpan ulu yüreklerinizden daha büyük değil...
Günümü aydınlatan güne, gecemi aydınlatan ay ve atalarımın ruhları üzerine and olsun ki atımın çiğnediği bu topraklar kanımla kızıla boyansa da kimsenin, hele ki hain Perslerin esareti altına girmeyeceğim..."
Onun çok akıllı, çok kıvrak bir zekâya sahip olduğu ve Savaş oyunlarını çok iyi bilen bir kadın olduğu tarihçilerle kabul edilmiştir.
Bazı tarihçiler onunla ilgili:
Acemlerin tümüne karşı, İran İmparatorluğuna karşı, muhteşem bir zafer kazanmış ve aynı zamanda dünyanın ilk kadın hükümdarı olduğu kabul edilmiş üstün bir Türk kadınıdır. Diyorlar…
Tomris Hatun’un savaşın sonunda haykırışları bu günlere kadar gelmiş…
Kiros sadece askerleri ile değil, eğittiği çok vahşi köpeklerle savaşa girmiş.Akıl oyunları ve mücadele ile
.Sonunda Kiros yenilmiş. Üstelik bunu canıyla ödemiş.
Türk askerleri, onun cansız bedenini Tomris Hatun’a getirmişler.
Tomris Hatun, kimsenin beklemediği bir şey yapmış, onun kafasını, kılıcı ile gövdesinden ayırmış.
Kan dolu bir fıçının içine elindeki kafayı atmış.
Bağırmış.
Onun sesi yerde, gökte çınlamış.
“Hayatında kan içmeye doymamışsın. Şimdi kana-kana iç!’’
Savaş alanı er meydanı mıydı?...
Amazonlar….
Heradot, Hipokrat, Roma tarihçileri, Aydınlanma çağında yazılanlar, Dede Korkut masallarında , Ünlü Arkeolog Dr. Jeannine Davis Kimball yada diğerleri …Kadın savaşçılar Amazonlar üzerinde araştırmalar yapmış söylemler ve yazımlarla hatta bulgularla günümüze kadar taşımışlardır. Hem tarihçiler hem de mitos yazarları İzmir’in, Efes’in, Sinop’un ve daha pek çok kıyı kentinin Amazonlar tarafından kurulduğunu söyler. Platon ve Sokrates Anadolu’da yaşayan bu çok kuvvetli ve cesur kadınların akınlarından bahseder. Mitolojiye göre Amazonlar savaş tanrısı Ares’le Harmonia (ya da Aphrodite)’nın kızlarıdır. Tasvirlerde çok iyi ok, yay, kargı ve mızrak, ve yaya ek olarak Girit ve Hitit kabartmalarında görebileceğimiz “labrys” adı verilen iki ağızlı baltayı kullanmışlardı at sırtında savaştıkları görülüyor.
Amazonların nerede yaşadığı konusu hala tartışmalı olsada çeşitli araştırmalar ve söylentiler Güney Batı Rusya, Kafkaslar ve Karadenizin güneydoğu kıyıları olduğu göstermektedir…
Anaerkil dönemin ana tanrıçası Kibele’ye tapan. Kibele bir ay tanrıçasıydı. Kızlığı kadınlığı ve analığı temsil ettiği için doğan ay dolunay ve azalan ay olarak gösterilirdi ve kalkanlarında
bunu yansıtırlardı .Tarımda, siyasette sosyal alanda söz sahibi savaşta korku salan kadınlar….
Gerçek ya da söylence kadın savaşçılar ya da kadın sanılan erkekler; Amazonlar yalnızca Anadolu halkları ve Yunanlılar üzerinde değil tüm dünya tarihinde bir yer sahibi bugün. Feminist hareketlerde kadının erkeklerle eşitliğini vurgulamak için Amazon sözcüğü hâlâ kullanılıyor. Bu cesur kadın savaşçılarla ilgili anlatılanlar bir masalsa romanlardan televizyon dizilerine dek bütün dünyanın aklına kazınmış bir masal.
Amazonların gerçekten yaşayıp yaşamadıklarına dair belirsizliğin bir dayanak noktası vardır. O da Amazonların ataları olan Sarmatyalılardaki kadın savaşçıların gerçekten var olduğudur. Bir efsane bile olsa Amazonların dayandığı temel gerçeklik burasıdır. Bu gerçeklik arkeolojik kazılardan da anlaşılmaktadır…
Günümüzden bir gerçek
Afrika'nın kadın savaşçıları
Ön cephede savaşan tek kadın tabur, tarihin en çok korkulan kadınları olarak akıllara kazınan 'Dahomey Amazonları'
Dahomey Amazonları modern savaş tarihinin ön cephede çarpıştığı belgelenen tek kadın taburu. Sahra Altı Afikası'na gelen Avrupalı sömürgecileri tir tir titreten kadın savaşçılar, 'Dahomey Amazonları' olarak anılıyordu. Ama onlar kendilerine 'N'Nonmion' diyordu
Kralları için en kanlı cephelerde çarpışan bu kadınlar, zamanla Dahomey Krallığı'nın (günümüz Benin Cumhuriyeti) elit bir savaş gücü haline geldiler.
Belki de asla bitmek tükenmek bilmeyen mücadele ruhumuz , var olmamız , Er meydanı denilen savaş alanlarında da kabul etme gerçeğini getiriyor…Amacımız kadının da erk gibi öldürmesi değil istenildiğinde savaş meydanında da kadının ne kadar güçlü olabileceği erkekten farklı olamayacığını vurgulamak ...
Güç daha fazla insan öldürmekte kan akıtmakta para da değil güç yaşatabilmekte, mücadele edebilmekte , o ruhu sürdürmekte yaymakta değil mi…