Recep Bey, her fırsatta “Türkleri-Türk Milletini” sevmediğini, kendisini bizden saymadığını başımıza kakarcasına söyler! O, Türk Milletini sevmiyorsa, bizler onu neden sevelim ki?
Bu güne kadar bir defa bile ağız dolusu ve coşkuyla “Türk Milleti” diyemedi. Türk Milleti dememek için bize ne isimler yakıştırdı, hatırlayalım mı?
İslam Milleti / İbrahim Milleti / Osmanlı Milleti dedi! T.C Devletine Hasta Adam / Cumhuriyetin Çömez Devleti dedi. Atatürk’e “Ayyaş” dedi.
“Ben Gürcü’yüm” eşim ise “Arap’tır” dedi. “Dedeme sordum biz Laz mıyız, Türk müyüz diye, Müslümanım de geç” dedi!
Hiçbir zaman Hun Torunuyum / Göktürk Torunuyum / Uygur Torunuyum demedi! Her zaman “Osmanlı Torunuyum” dedi.
Osmanlı’yı kuranların Türkler olduğunu bilmiyor muydu? Osmanlı bir imparatorluktur ve hanedanın adını taşır. Emeviler-Abbasiler gibi. Osmanlı zamanında konuşulan dil Türkçe değil miydi? Yunus Emre-Karacaoğlan-Mevlana-Pir Sultan Abdal Türkçe konuşmadılar mı?
Osmanlı çöküş dönemine girdiğinde, devletin önemli makamlarını işgal eden azınlıklar, Ermenilere Millet-i Sadıka (Sadık Millet), Araplara Kavm-i Necip (Üstün Irk) Türklere ise Etrak-ı bi-idrak (İdraksiz Türkler) derlerdi.
Recep Bey; “Hasan Abi” dediğiniz Hasan Cemal aynen şunu yazdı; “Ermeni kardeşlerimin 24 Nisan SOYKIRIM acısını paylaşıyorum!”
Siz de aynı gün yayınladığınız mesajınızda; “Birinci Dünya Savaşında yitirdiğimiz Osmanlı Ermenilerini bir kez daha saygı ve rahmetle anıyorum” dediniz. Neden, Ermenilerin katlettiği yüzbinlerce Türk’ten hiç bahsetmediniz?
14 Nisan 2020’de Resmi Gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile, bundan böyle yurtdışında da Organize Sanayi Bölgeleri kurmanın önünü açtınız. Türkiye’nin ve Türklerin suyu mu çıktı? Türkiye’de işsizliği bitirdiniz de, sıra Suriye’ye, Somali’ye, Sudan’a Organize Sanayi Bölgeleri açmaya mı geldi?
Recep Bey; Öyle anlar vardır ki o son damla, bardağı taşırmaya yeter. Türk Tarih Kurumu, Atatürk’ün kurduğu ve kendisine ait İş Bankası hisseleriyle
desteklediği Cumhuriyetimizin en önemli kurumlarından biridir. Bu kurumun başına, “Çocuk tecavüzleri ve vergi kaçakçılığıyla” ünlenmiş Ensar Vakfının eski yöneticisini, üstelik İngiliz Ajanı İskilipli Atıf’ın bir müridini atamakla bir kez daha Türk Tarihine ve Türklüğe düşman olduğunuzu ifade etmiş oldunuz.
Bu tavrınız neye benzedi biliyor musunuz? Atatürk’e en ağır hakaretleri yapan bir meczubu, Türk Devletinin sofrasında ağırlamanıza ve “Atatürk ile en ufak bir yakınlığı olan benim cenazeme gelmesin” diyen meczubun cenazesine koşa-koşa giden TBMM Başkanının davranışına tıpatıp benzedi!
“Ne Mutlu Türküm Diyene” yazan tabelaları kaldırttınız, Okullarımızda okunan “Milli Andımızı” yasakladınız, Ama T.C Devleti sınırları içinde “PKK şehitlikleri” açılmasına, Seyit Rıza’nın heykelinin Tunceli’ye, Şeyh Said’in heykelinin Diyarbakır’a dikilmesine izin verdiniz. Bir de “Türk Devleti Teröristtir” diyen bir sapıkla beraber Şarkılar söylediniz.
O son damla taşarsa ne mi olur? Yanınıza Öcalan’ın hısmı olan istihbaratçınızı çağırın da, o size ne olacağını anlatsın…
Sağlık ve başarı dileklerimle 26 Nisan 2020 Rifat Serdaroğlu