*Anne Yengeç, yavrusuna seslenmiş; “Yavrum neden böyle yan yan yürüyorsun, düzgün yürüsene!” Yavru Yengeç yanıt vermiş;
“Tamam anne, sen önümden düzgün yürü, ben seni izlerim!”
*Sadrazam, Halep Valisine telgraf çeker; “Asker için tez olarak on bin puşi (başa sarılan bez) gönderin!” Telgraf, Halep’e ulaşıncaya kadar, puşi kelimesi “puşt” haline dönüşür! Telgrafı alan Halep Valisi şaşkınlıktan donakalır, ama talimat Saraydan geldiği için, adamlarına “On bin tane puşt bulun, bulamazsanız kellenizi alırım” diye emir vermiş. Tüm Ortadoğu’yu dolaşan askerler, on bin puştu tamamlayıp, dörderli kol yürüyüş düzeni ile Saray’a doğru yola çıkarmışlar.
Sadrazam, “Binlerce insan Saraya doğru yürüyor, yandık efendim” diyen haberciyi susturup, atına atladığı gibi kafilenin önünü kesmiş haykırmış
“Bu ne densizliktir, canınıza mı susadınız?”
Kafile Komutanı durumu anlatıp telgrafı gösterince, Sadrazam yanlışlığı anlamış ve gülerek şu emri vermiş; “Getirdiğiniz on bin puştu, ülkenin dört bir yanına dağıtın. Siz de geri dönün…”
*Osmanlı zamanında o kadar çok “devşirme” devlet- ordu yönetimine alındı ki, devşirmeleri köksüzleştirelim derken, kendimiz köksüzleştik!
Türk’e devlet organlarının tamamı kapatıldı.
Devlet sistemimizde “Rüşvet ve Entrika” bu şekilde girdi ve her geçen gün arttı!
Bu ve benzeri sebeplerden bu topraklar, hainin en çok yetiştiği topraklar haline gelince atalarımız şu sözü söyleyip, kulaklarımıza küpe yapmamızı istemişler;
“Kaynatmakla, katran hiç olur mu şeker, cinsini öptüğüm, cinsine çeker…”
Bademler iktidara getirildiklerinde, Türk’e dost olmayı istediler mi?
PKK’lıya-Öcalan’a Yoldaş, Ermeni’ye Candaş, 2. Cumhuriyetçilere ve Liboşlara Gönüldaş, İsrail ile Ticari Arkadaş, BOP’ çulara Karındaş, Barzani ile Paydaş, Tarikat ve Cemaatlerle Yandaş olup, “Ne Mutlu Türküm Diyene” diyenleri ezmediler mi?
Yani, Demokratik Rejim ve Demokrasideki özgürlük ortamından yararlanan bademler, 13 yıldır kaynamalarına rağmen hala katran olarak kalıp, cinslerine çektiler…
Değerli Okurlar;
Hiçbir zaman etnik kökene-ırka-inanışa-mezhebe dayalı bir yönteme itibar etmedik, etmeyiz.
Binlerce yıldır, yüzlerce medeniyete beşiklik etmiş yurdumuz için böyle bir ilkel anlayışı çok tehlikeli buluruz.
Fakat bu tutum “Türk Devletinin” tarihi gerçekleri göz ardı etmesinin yolunu açmamalıdır. Devlet Hafızası her şeyi kaydetmeli ve yararlanmayı bilen devlet adamlarının hizmetine vermelidir.
Böylelikle tehlikenin nerelerden, kimlerden geleceğini bilmek ve tedbir almak daha kolay ve acısız hale gelecektir…
Aşağıda anlatılanlar tesadüf olabilir mi;
-Adamın dedesi, Cumhuriyet’e-Şapka Devrimine ve Askere gitmeye karşı çıkıp, kendisi gibi düşünenlerle beraber TC Devletine isyan etmiş!
Büyük Atatürk, Hamidiye Zırhlısını şehrin kıyılarına göndertip, kurusıkı birkaç top atışı yaptırtınca, dağa çıkan asi bağırmaya başlamış; “Etme Hamidiye,
atma Hamidiye, şapka da giyeceğiz, vergi de vereceğiz, askere de gideceğiz!”
*Bu dedenin torunu, Cumhuriyeti, Devleti kuranlar için “İki Ayyaş” demiş,
Türk Ordusuna en ağır hakaretleri yapmış, zoru görünce de “Ben yapmadım, kumpas kurmuşlar” diyebilmiştir!
-Adamın dedesi, Menemen’de Asteğmen Kubilay’ı kör bıçakla ensesinden kesmiş ve silahlı isyan çıkartmış!
*Torun, dağa çıkan PKK’lılar için “Ben de olsam dağa çıkardım” diyebilmiş ve İngiliz Ajanı Şeyh Said’in torununu devlete ağırlatabilmiştir!
-Adamın büyük dedesi, Osmanlı’nın Botan Emiri! Dedesi, İngiliz Yüzbaşısı Noel ile 7 Eylül 1919 da Atatürk’ü öldürmek üzere suikast girişiminde bulunmuş!
*Torun, PKK Narko-Terör Örgütüne en çok maddi yardım yapan kişi!
-Adı Sırrı Sakık; HDP Kars Belediye Başkanı, PKK’nın ta kendisi!
Kardeşi Namık Sakık; AKP Milletvekili Adayı!
-Adı Abdullah Zeydan; HDP Milletvekili!
Kardeşi Rüstem Zeydan; AKP Milletvekili Adayı!
-Celadet Gaydalı; HDP Bitlis Milletvekili!
Kardeşi Safter Gaydalı; AKP Milletvekili Adayı!
-Adı Leyla Birlik; HDP Şırnak Milletvekili!
Kardeşi Rizgin Birlik; AKP Milletvekili Adayı!
-Adı Abdürrahim Boynukalın; AKP İstanbul Milletvekili!
Twitter hesabında yazdıklarına bakalım;
“Hazır Lice’dekine el atmışken, hızınızı alamayıp bütün Atatürk heykellerini yıksanız ne hoş olur, pek de güzel olur.”
“Allah El-Nusra’nın yardımcısı olsun.”
“Bir de TSK’nın ve Örgütün şehitliği kullanması var ya, öldürüyor beni! Bırakın kardeşim biriniz lâik, diğeriniz Marksist-Leninist’tiniz hani?”
Aradaki ilişkinin ilginçliğine bakar mısınız?
Değerli Dostum, babası babamın Yassıada’dan arkadaşı olan Kamran İnan; “Türkiye’de 200 Bin HAİN var” demişti! Sayın İnan bunları nasıl saydı bilmiyorum amma, dedelerine çeken ve ülke sathına dağıtılan o kadar PUŞT
var ki…
Bu yazılanlar, inşallah bazı kafalara dank etmiştir. Ne dersiniz etmiş midir?
Sağlık ve başarı dileklerimle 10 Eylül 2015
Rifat Serdaroğlu