Pis kokulu bir bataklığa mahkumiyet mi
Ağaç gibi sağlam bir yığın sazlık, elde kör bıçak ve etrafım çevrili...
Korkmalı mıyım acaba...
Malın-mülkün efendilerinin(!) yüzünde aşağılayıcı bir gülümseme...
Üzerimde kaderini biz yazdık, sana düşen yaşamak, alaycı bakışı...
Ve şartlarım, beni bekleyen zaferin önündeki perde...
Ki ben görünmeyene iman ettim, görünenden korkmak da ne...
Zaman ve bitmeyen tik-tak sesi...
Gök kubbede bir yankı, işte şeytan vesvesesi; haddini bil haddini!
Nura koşan birinin ayağındaki pranga
İçinden çıkamayacağını sandığı sebepler dairesi...
Ve yüreğimdeki nükleer güç, güm güm atan imanın sesi...
De hadi!
Gücünüz yetiyorsa, korkutun, sindirin, ezin beni!
Gürkan Karaçam