"Bir Gençlik Yanıyor"
Sakın Kaçırmayın...
Saygıyı, sevgiyi, hoşgörüyü, parayı, sadakati, aşkı hızla tüketen bir gençliğimiz var diyenlerin sayısı ülkemizde yüzde kaçtır dersiniz? %1 - %10 - %50 - %90 - %100 ...
Peki bu gençliği bu noktaya ne getirdi desek...
- "Dünya değişti bu normal" diyorsanız, Japonya Uranüs de bir ülke mi diye soralım...
- "Eğitim sisteminin içi boşaldı" diyorsanız, okullarda matematik-fizik-kimya-Türkçe dersleri müfredattan mı kalktı acaba, her zamankinden daha fazla din dersimiz yok mu şimdi, babalarımız okullarında psikolojik danışman mı görmüştü ve şimdilerde okullarımızda rehberlik ve psikolojik danışmanlar salınmıyor mu...
Şimdilerde adım başı bir yaşam koçuna rastlıyorsak eğer yaşamayı da birilerine danışmadan beceremeyen bir toplum mu olduk dersiniz...
"Çocuklarımız birer yarış atı değildir" feveranıyla sınav sistemini eleştiren bizler, ekranlardan yavrularımızın gönül ve zihin dünyalarına akan zehirlere bir dur demiyorsak-diyemiyorsak, dahası bunun henüz farkında bile değilsek, yarınlarımızı koruyabildiğimizi söyleyebilir miyiz...
Dizilerde %1'lik bir kesimin yaşam tarzına ağzından sular akarak bakan gençlerimizin, o hayatı ne pahasına olursa olsun elde etme yarışına gönüllü birer at olarak katıldığını-katılabileceğini görmüyor muyuz...
Okula jeeeeeplerle giden liseli gençler, lüks restoranlarda ve kafelerde geyik-inek çeviren gelecek kaygısı taşımayan öğrenciler, müzik kanallarında neslimizin cinsel duygularını medeniyet namına şahlandıran klipler ve aslında yalnız başına karar almaya yaşı müsait olmadığı halde büyük kararlar alanların ve uygulayanların temaşa ettiği ekranlar, evlatlarımıza muska yapıyor olabilir mi ve bizlerin o muskaları bozmak için yapacağı tek şey kanal zaplamak mıdır sizce...
Türk Milliyetçiliği'nin özü kültür değil midir ve kültürünü koruyamayanların milliyetçiliği inandırıcı olabilir mi...
Yabancı dizilerle büyüyen - değişen evlatlarımız yarın bize " anne-baba neyin kafasını yaşıyorsunuz siz" diyerek dur demeyecek midir sanıyoruz acaba...
Biz bu yozlaşmayı durduramazsak eğer bu yozlaşmanın çocuklarının bizleri yobaz diye yaftalayıp durdurabileceğini görmüyor muyuz...
%1'in yaşam standardına erişmek için ingiliz atları veya arap atları gibi koşmamızı bize ve evlatlarımıza salık veren ekranlarla mücadele etmek yerine, servet hipodromunda gönüllü atlar mı oluyoruz ailece ve her şeyin farkına o %1'e giremediğimizde varınca, "ne oldu bu gençliğe" demeye hakkımız olabilir mi...
Türk Milleti'nin medeniyet-kültür ithalatına ihtiyacı olduğunu söyleyenlerin asıl gayesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni "Tek Süper Güç" yapacak olan temel hücreyi yani TÜRK KÜLTÜRÜ'nü hüp etmek olmasın sakın...
Siz hiç Kocaeli'de ve Türkiye'de " Ekranlar Zehir Kusmasın" veya " Kültür Yozlaşmasına Son" gibi her türlü siyasi düşünceden arınmış sosyal içerikli dev mitingler yapıldığını duydunuz mu...
Neyse boş verin siz beni, yobazın biri saçmalıyor deyip geçin ne de olsa Hoca camide...
Ha bu arada bu akşam müthiş bir dizi başlıyor ekranlarda " Bir Gençlik Yanıyor " sakın kaçırmayın...
Gürkan Karaçam