Çanakkale Haber

Serpil Akbulut Vesek
Köşe Yazarı
Serpil Akbulut Vesek
 

Kimselerin kimselerin derdine derman olacak ne güçleri kaldı ne de bilinci..

Vakit kendini bile kendinden koruma vakti.. Değerler bir kısır döngünün içinde adeta çiftetelli oynuyor.. Öyle bir hızla akıyor ki zaman bir acıdan diğerine kaydırak oynar gibi geçiyoruz.. İç çekişlerimizin bile vicdanı sızlıyor artık.. -Çekme beni boş boş, çekeceksen de sonunda böğür, böğür ki sesin çıksın.. Belki kendi sesini duyar da tanırsın bir gün..Tanır da ardına takılırsın o sesin.. Sonra sana birşeyler anlatır.. Ardına takılır da birilerinin derdine derman olursun belki, belli mi olur? Diyor. Ülkemde ne çoktur bu birileri, birşeyler; O birileri yok mu aaah o birileri; Çocuklar, Kadınlar, Hayvanlar, DOĞA... Bunlar benim ülkemde varolduğum günden beri yaşam denen o bembeyaz boş sayfanın dikey değil yatay ve düz kırmızı çizgileri.. Artık kırmızının mutasyon geçirerek mora döndüğü ve hatta yakın bir zamanda kara bir kuşak oluşturacağı yakın tarihimizin hafıza kayıtları oluyorlar.. Okumalarını torunlarımıza kalmaz bizim genç kuşak yapar artık. Bizler de beynimiz sağlıklıysa dinleriz. -Bizim büyükler de maşallah pek .......mış diyecekler kesin.. Kendine neyi yakıştırıyorsan artık.. Çember daraldı.. Kısaca; Kahramanlık efsanelerde kaldı.. Bu nedenle bu zamanlarda kendi adıma sanatsal çalışmalarımda efsanelerden ilham alıyorum.. Bu kaçınılmaz.. Tabi anlaşılmayı beklemek de bu işin aykırı gerçekliği.. Sese gelince düşük volümden de olsa; Çıkamaz mı? Çıkar.. Kim için? ÇOCUKLAR Kim için KADINLAR Kim için DOĞA Kim için SOKAK HAYVANLARI için.. İçimiz yansa da çıkacak.. Ne için? İçindeki o dört gerçekliği yaşatmak için.. İçimiz yansa da bizden bir parça olan bu gerçekliğe herkes kendi yetenekleri ve varsıllıkları ölçüsünde dokunacak.. Öfke, nefret, acı dolu haykırış ve hakeretlerle değil; Parçana saygı duyarak ve sesini dinleyerek.. Sana ne söylüyorsa artık o parçan.. Tanrı seni balı tutan parmağını yalamak için yaratmadı.. Yalakalık yapmak için de yaratmadı.. Kök hücre diye birşey var.. Kodların orada.. O da çözüldü artık..Aramak nafile; "KENDİNİ BİL!" İş görmekte iş duymakta.. İş parmağı yalamak değil iş parmağı taşın altına koymakta.. (Çaba gösteren herkese sonsuz minnettarım..) bunlara da buradan bir selam koyalım.. Bence en çok onların canı yanıyordur.. Kendi kendini kandırmak kadar ağır bir yük yoktur bence kişiye, hem de bu alemde.. Sevgilerimle; Serpil Akbulut Vesek 03/09/2024 (Minik Narin'e yaşam hakkı tanımayan ilkelliği esefle kınıyorum
Ekleme Tarihi: 03 Eylül 2024 - Salı
Serpil Akbulut Vesek

Kimselerin kimselerin derdine derman olacak ne güçleri kaldı ne de bilinci..

Vakit kendini bile kendinden koruma vakti.. Değerler bir kısır döngünün içinde adeta çiftetelli oynuyor.. Öyle bir hızla akıyor ki zaman bir acıdan diğerine kaydırak oynar gibi geçiyoruz.. İç çekişlerimizin bile vicdanı sızlıyor artık.. -Çekme beni boş boş, çekeceksen de sonunda böğür, böğür ki sesin çıksın.. Belki kendi sesini duyar da tanırsın bir gün..Tanır da ardına takılırsın o sesin.. Sonra sana birşeyler anlatır.. Ardına takılır da birilerinin derdine derman olursun belki, belli mi olur? Diyor. Ülkemde ne çoktur bu birileri, birşeyler; O birileri yok mu aaah o birileri; Çocuklar, Kadınlar, Hayvanlar, DOĞA... Bunlar benim ülkemde varolduğum günden beri yaşam denen o bembeyaz boş sayfanın dikey değil yatay ve düz kırmızı çizgileri.. Artık kırmızının mutasyon geçirerek mora döndüğü ve hatta yakın bir zamanda kara bir kuşak oluşturacağı yakın tarihimizin hafıza kayıtları oluyorlar.. Okumalarını torunlarımıza kalmaz bizim genç kuşak yapar artık. Bizler de beynimiz sağlıklıysa dinleriz. -Bizim büyükler de maşallah pek .......mış diyecekler kesin.. Kendine neyi yakıştırıyorsan artık.. Çember daraldı.. Kısaca; Kahramanlık efsanelerde kaldı.. Bu nedenle bu zamanlarda kendi adıma sanatsal çalışmalarımda efsanelerden ilham alıyorum.. Bu kaçınılmaz.. Tabi anlaşılmayı beklemek de bu işin aykırı gerçekliği.. Sese gelince düşük volümden de olsa; Çıkamaz mı? Çıkar.. Kim için? ÇOCUKLAR Kim için KADINLAR Kim için DOĞA Kim için SOKAK HAYVANLARI için.. İçimiz yansa da çıkacak.. Ne için? İçindeki o dört gerçekliği yaşatmak için.. İçimiz yansa da bizden bir parça olan bu gerçekliğe herkes kendi yetenekleri ve varsıllıkları ölçüsünde dokunacak.. Öfke, nefret, acı dolu haykırış ve hakeretlerle değil; Parçana saygı duyarak ve sesini dinleyerek.. Sana ne söylüyorsa artık o parçan.. Tanrı seni balı tutan parmağını yalamak için yaratmadı.. Yalakalık yapmak için de yaratmadı.. Kök hücre diye birşey var.. Kodların orada.. O da çözüldü artık..Aramak nafile; "KENDİNİ BİL!" İş görmekte iş duymakta.. İş parmağı yalamak değil iş parmağı taşın altına koymakta.. (Çaba gösteren herkese sonsuz minnettarım..) bunlara da buradan bir selam koyalım.. Bence en çok onların canı yanıyordur.. Kendi kendini kandırmak kadar ağır bir yük yoktur bence kişiye, hem de bu alemde.. Sevgilerimle; Serpil Akbulut Vesek 03/09/2024 (Minik Narin'e yaşam hakkı tanımayan ilkelliği esefle kınıyorum
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.