İnsanlar ve hayvanlar Dünyamız içindeki ekolojik sistemde eşit haklara sahip canlılardan.
İçinde bulunduğumuz gezegendeki canlıların "YAŞAM HAKLARI" bir diğerinin üstünlüğünü, gücüne, mal varlığına, yaşama standartlarına göre değil, belirli yasalara göre korunur.!!!
Bu yasalar devlet tarafından uygulanmalı ancak insanlar tarafından saygı çerçevesinde korunmalıdır!!!
Toplum içinde "İNSAN" olmanın temelinde saygı ve sorumluluk çerçevesinde hareket etmek esastır.
O sebeple Hayvan haklarını korumak ve sahip çıkmak 7 den 70'e bizim sorumluluğumuzdadır.
Hayvan dediğimiz zaman genelde ilk anda kedi ve köpek ön plana çıkar, diğerleri ya göz ardı edilir yada düşünülemez.
Oysa buna yük taşımak için kullanılan hayvanlardan tutun, Bal yapan böceklere, doğaya can katan kuşlara, uçan kelebeklere, Deneye maruz kalan hayvanlara, giyim endüstrisine karışan hayvanlara, et ihtiyacımızı karşılamak amacıyla kurulan otomasyon hayvancılığına, yumurta makinası muamelesine maruz kalan tavuklara, daha yumuşak, daha lezzetli, daha az sinirli "ağızlarda lokum gibi dağılsın" diye, gün yüzü görmeden yetiştirilen ve kesildikten sonra "süt danası" etiketi ile satılan körpe etlere ve hatta hatta ekinlere zarar veriyor gerekçesi ile kimyasal ilaçlarla yok edilen haşerelere (ki en çok insan ve doğa zarar görür) kadar uzanır..
Bunun boyutunun, kültürel farklılıklar sebebi ile, Asya ülkelerine oranla ülkemizde düşük olması tek sevindirici noktadır desemde Kurban bayramı faciasıyla belki de eşitlenir.
Gerek doğayı gerekse hayvanlar alemini korumak amacı ile ülkemizde ilk tepkiyi, 1908 yılında kurulan HAYVANLARI KORUMA DERNEĞİ verdi.
Zaman içinde çeşitli faaliyetlerle diğer ülke dernekleri bir araya gelerek DÜNYA HAYVANLARINI KORUMA FEDERASYONU oluşturdu.
Bu oluşum kendi arasında yayınladığı bildirgeyi 15 Ekim 1978 tarihinde UNİCEF e de kabul ettirerek, İnsan hakları beyannamesi gibi HAYVAN HAKLARI BEYANNAMESİ ni evrensel hale getirdiler.
Bu bildirgeyi ana başlıklarıyla biraz açmak istiyorum..
1. Tüm hayvanlar eşit doğar ve yaşar.
2. Tüm hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir. Bir tür hayvan olan "insan" diğer hayvanları yok edemez.
3. Hiç bir hayvana kötü ve zalimce davranılamaz. Öldürülmesi zaruri ise bu acı verilmeden gerçekleştirilmelidir.
4. Vahşi hayvanlar doğal çevrelerinden uzaklaştırılamaz. Doğal çevreleri onların yaşam alanıdır. Çoğalma hakkına sahiptir.
5. Evcil hayvanlar özgürlük içinde yaşama hakkına sahiptir.
6. Tüm çalışan hayvanlar (At, Eşşek, katır, deve.. vb) beslenme ve dinlenme hakkına sahiptir yükleri bu esnada hafifletilmelidir.
7.Hayvanlara psikolojik eziyet ve fiziksel zarar vererek deney yapmak hayvan haklarına aykırıdır.
8. Hayvanlar insanlar tarafından eğlence amaçlı kullanılamaz.
9. Çok sayıda vahşi hayvanın av, sporu olarak öldürülmesi yada eğlence amaçlı safari de telef edilmesi soykırımdır.
Ne kadar insanı değil mi?
Oysa bizim İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGEMİZİN IRZINA GEÇİLDİ..
O yetmedi hayvanların.
Günümüzde bu dokuz maddenin hangisine uyuluyor.
UNESCO nun koruması altındaki bu bildirge de, insan hakları bildirgesi gibi..
"SÖZDE BİR VAR OLUŞ" bildirgesi mi?
Uyulmuyorsa neden var?
Kim neyi kontrol ediyor herşey belirsiz..
Bu belirsizlik, bu düzen ve bu SAHTE KORUMALAR altında yapabileceğimiz tek şey birey olarak KENDİ PAYIMIZA düşen'in bir ucundan tutarak gene kendimize ve çevrenize sorumluluklar yüklemek.
Sevmekle başlayın. Bu politik ve siyasi zulüm çağında, bir seçim yada tercih değil zorunluluktur.
İnsan insana yardım elini uzatırken, hayvanlara da elini uzatması görevi olmalı ve onların sesi olmak için çaba harcamalıyız.
içTen