Çanakkale Haber

İÇTENCE...
Köşe Yazarı
İÇTENCE...
 

29 Ekim

Eğer huzurunda olabilseydim ve "Anıt Kabir hatıra defterin önüme yazmam için konulmuş olsaydı; Kendimi çok şanslı ama bir o kadar da tedirgin hissederdim.. Ne yazacağımı bilmediğinden değil seni hayal kırıklığına uğratmış olmanın hüznü ve kederinden.. Bu hisler yüreğimde, Türk milletine karşı duyduğun yüce sevgine sığınarak üzüntüyle yine de yazmaya devam ederdim...  《》《》《》 Atam; 1927 yilinda CHP kurultayının kürsüsünden yaptığın ve NUTUK olarak tarihimize geçen konuşmanda  DİLE GETİRDİĞİN,  İÇERDEKİ VE DIŞARDAKİ TEHLİKELERİ, CUMHURİYETİMİZİN  95. YILINDA  MİLLETÇE YAŞIYOR VE GÖRÜYORUZ..  Kurduğun ve biz gençlere emanet ettiğin  Cumhuriyet emperyalist güçlerin planladığı Büyük Orta Doğu Projesiyle tehlike altındadır.. Özenle biçimlendirdığin demokrasiden yararlanıp, Ilımlı İslam felsefeleriyle hükümet koltuğuna oturan, TBMM' ni dolduran zihniyetler halkı "koyu islam'a" taşıma yolundadır.  Batıya yaklaşıyoruz türünden söylemler  ve pankartlarla gelerek bugün;  Avanta ve eşantiyon kurnazlığı ile, gittikçe fakirleşerek cahilleşen, halkın gözünü boyarlarken, gün be gün Araplara yaklaşıyor olmamızı kaygıyla, endişeyle görüyoruz yaşıyoruz.. Dur! diyen aklı başında asker, gazeteci, avukat, yargıç, kısacası bunlara hesap soracak tüm güçler tertiplenen çeşitli davalarla etkisiz hale getirildi.  Din simsarlığı ile birleştirilen ucuz politikaları halkı düşüncede zayıflatırken koli ve kutular içerisinde dağıttıkları gıda maddeleri, vatandaşı üretimden uzaklaştırmaya, tembelliğe ve ganimet kültürüne müptela etmiş durumdadır ...  Bu durum toplum içinde kaos yaratırken, kardeş kardeşe yabancı, komşu komşuya hasımlı, aynı evde aynı apartmanlarda yaşayanlar birbirlerine düşman olmuşlardır. Toplumda kişiler arası güven sıfırlanmış, bu durum toplumsal bir kopukluk yaratarak halk arasında guruplaşmalar, siz/biz/ onlar hitap şekline dönüşmüştür... Yasama, Yürütme, Yargı kişiye ve makama göre tek elden çalışmaktadır.. Hak ve Hukuk parası olanda olumlu, olmayanda olumsuz etki yaratacak aşamaya gelmiştir.. Koltuk hırsından gözleri dönen bu hükümet,  kişisel özgürlükleri cüretkar bir şekilde devlet kontrolü altına almaya çalışmaktadır.. "Köylü milletin efendisidir!" demiştin Sanayi, Tarım, Hayvancılık yabancı güçlere  bağlandı ATAM.. Özellikle en fazla gelir getiren işletmeler Dolmabahçe sarayı önüne savaş gemilerini demirleyen Avrupalılara, emperyalist Amerikalılara, sizler Allah Allah diye savaşırken cephede suyunuza zehir katan Araplara satıldı.. Elimizde bir turizim kaldı.. Ama sahilin en güzel yerlerine inşa edilen tüm çok yıldızlı oteller ne yazık ki yabancı  sermaye ATAM.. Kılık, kıyafet de gerçekleştirdiğin devrim başörtüsüyle kavgalı.. Okuma Yazma devrimin cehaleti yenemedi.. Laiklik mevcut kadroyla mümkünlük sınırını zorladı, zorlamaya devam ediyor..  Diplomasi'nin nasıl yapılacağını gostererek öğrettin. Kadınlara seçme seçilme hakkı vererek Mecliste  temsil etme sansı tanıdın. Cinsiyet ayrımına, bay ve bayanların birlikte katıldığı yemekli, danslı davetlerle son verdin. Ama ne var ki  bugün geldigimiz noktada ülkenin en zirvesi, külhanbeyi tarzı "EYYY" naralarıyla tüm bu kazanımları yerle bir etti. Etmeye de devam ediyor. Artık "Eşitlik ilkesi" yandaş demek.  Diplomasi afrika ilkel kabileleri düzeyinde.  Hitap şekli ise bedevi çöl kültüründen bir estantane..  Demokratik, Laik Cumhuriyetinde yaşanan o kadar çok çelişki var ki.. Hangi birini anlatmalı... Buruk bir 29 EKiM.. Bu hükümet Dini inançlarımı da sildi götürdü.. Bu hükümet 19 Mayıs coşkumu yok etti.. Bu hükümet 23 Nisan neďemi elimden aldı.. Bu hükümet 30 Ağustos zaferimi törpüledi.. Mutsuzum.. Tedirginim..  Gözümdeki yaşlarla huzursuzum.. Ben bunları defterine yazmak isterken.. Huzuruna çıkma cesareti gösterecek olan sahtekarlar;  Emperyalizmin kucağına oturanlar, bugün defterini ne türlü yalanlarla dolduracaklar ve bu kişiler kimler olacak, yandaş medyadan öğreneceğiz.. Bu kepazelik içinde bu gün; "Kalkıp gene bizi kurtarsan" ağlamalarına da tanık olacağın.. Basma kalıp, "Huzur içinde uyu" cümlesinin bir kez daha sayfana düşeceği gün.. Gel de uyu huzur içinde...  Gaflet içinde uyuyan ve bir türlü uyanmayan halkını görerek uyuyabilirsen ATAM..!!
Ekleme Tarihi: 24 Ekim 2018 - Çarşamba
İÇTENCE...

29 Ekim



Eğer huzurunda olabilseydim ve "Anıt Kabir hatıra defterin önüme yazmam için konulmuş olsaydı;
Kendimi çok şanslı ama bir o kadar da tedirgin hissederdim..

Ne yazacağımı bilmediğinden değil seni hayal kırıklığına uğratmış olmanın hüznü ve kederinden..

Bu hisler yüreğimde, Türk milletine karşı duyduğun yüce sevgine sığınarak üzüntüyle yine de yazmaya devam ederdim... 
《》《》《》
Atam;
1927 yilinda CHP kurultayının kürsüsünden yaptığın ve NUTUK olarak tarihimize geçen konuşmanda 
DİLE GETİRDİĞİN,  İÇERDEKİ VE DIŞARDAKİ TEHLİKELERİ, CUMHURİYETİMİZİN  95. YILINDA  MİLLETÇE YAŞIYOR VE GÖRÜYORUZ.. 

Kurduğun ve biz gençlere emanet ettiğin  Cumhuriyet emperyalist güçlerin planladığı Büyük Orta Doğu Projesiyle tehlike altındadır..

Özenle biçimlendirdığin demokrasiden yararlanıp, Ilımlı İslam felsefeleriyle hükümet koltuğuna oturan, TBMM' ni dolduran zihniyetler halkı "koyu islam'a" taşıma yolundadır. 

Batıya yaklaşıyoruz türünden söylemler  ve pankartlarla gelerek bugün; 
Avanta ve eşantiyon kurnazlığı ile, gittikçe fakirleşerek cahilleşen, halkın gözünü boyarlarken, gün be gün Araplara yaklaşıyor olmamızı kaygıyla, endişeyle görüyoruz yaşıyoruz..

Dur! diyen aklı başında asker, gazeteci, avukat, yargıç, kısacası bunlara hesap soracak tüm güçler tertiplenen çeşitli davalarla etkisiz hale getirildi. 

Din simsarlığı ile birleştirilen ucuz politikaları halkı düşüncede zayıflatırken koli ve kutular içerisinde dağıttıkları gıda maddeleri, vatandaşı üretimden uzaklaştırmaya, tembelliğe ve ganimet kültürüne müptela etmiş durumdadır ... 

Bu durum toplum içinde kaos yaratırken, kardeş kardeşe yabancı, komşu komşuya hasımlı, aynı evde aynı apartmanlarda yaşayanlar birbirlerine düşman olmuşlardır. Toplumda kişiler arası güven sıfırlanmış, bu durum toplumsal bir kopukluk yaratarak halk arasında guruplaşmalar, siz/biz/ onlar hitap şekline dönüşmüştür...

Yasama, Yürütme, Yargı kişiye ve makama göre tek elden çalışmaktadır..
Hak ve Hukuk parası olanda olumlu, olmayanda olumsuz etki yaratacak aşamaya gelmiştir..

Koltuk hırsından gözleri dönen bu hükümet,  kişisel özgürlükleri cüretkar bir şekilde devlet kontrolü altına almaya çalışmaktadır..

"Köylü milletin efendisidir!" demiştin Sanayi, Tarım, Hayvancılık yabancı güçlere  bağlandı ATAM..
Özellikle en fazla gelir getiren işletmeler Dolmabahçe sarayı önüne savaş gemilerini demirleyen Avrupalılara, emperyalist Amerikalılara, sizler Allah Allah diye savaşırken cephede suyunuza zehir katan Araplara satıldı..

Elimizde bir turizim kaldı..
Ama sahilin en güzel yerlerine inşa edilen tüm çok yıldızlı oteller ne yazık ki yabancı  sermaye ATAM..

Kılık, kıyafet de gerçekleştirdiğin devrim başörtüsüyle kavgalı..
Okuma Yazma devrimin cehaleti yenemedi..
Laiklik mevcut kadroyla mümkünlük sınırını zorladı, zorlamaya devam ediyor.. 

Diplomasi'nin nasıl yapılacağını gostererek öğrettin. Kadınlara seçme seçilme hakkı vererek Mecliste  temsil etme sansı tanıdın. Cinsiyet ayrımına, bay ve bayanların birlikte katıldığı yemekli, danslı davetlerle son verdin.
Ama ne var ki  bugün geldigimiz noktada ülkenin en zirvesi, külhanbeyi tarzı "EYYY" naralarıyla tüm bu kazanımları yerle bir etti. Etmeye de devam ediyor. Artık "Eşitlik ilkesi" yandaş demek. 
Diplomasi afrika ilkel kabileleri düzeyinde. 
Hitap şekli ise bedevi çöl kültüründen bir estantane.. 

Demokratik, Laik Cumhuriyetinde yaşanan o kadar çok çelişki var ki..
Hangi birini anlatmalı...

Buruk bir 29 EKiM..

Bu hükümet Dini inançlarımı da sildi götürdü..
Bu hükümet 19 Mayıs coşkumu yok etti..
Bu hükümet 23 Nisan neďemi elimden aldı..
Bu hükümet 30 Ağustos zaferimi törpüledi..

Mutsuzum..
Tedirginim.. 
Gözümdeki yaşlarla huzursuzum..

Ben bunları defterine yazmak isterken..

Huzuruna çıkma cesareti gösterecek olan sahtekarlar; 
Emperyalizmin kucağına oturanlar, bugün defterini ne türlü yalanlarla dolduracaklar ve bu kişiler kimler olacak, yandaş medyadan öğreneceğiz..

Bu kepazelik içinde bu gün;
"Kalkıp gene bizi kurtarsan" ağlamalarına da tanık olacağın..
Basma kalıp, "Huzur içinde uyu" cümlesinin bir kez daha sayfana düşeceği gün..

Gel de uyu huzur içinde... 
Gaflet içinde uyuyan ve bir türlü uyanmayan halkını görerek uyuyabilirsen ATAM..!!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.