24 Kasım Öğretmenler Günümüzü Tebrik Ediyoruz…
Değerli öğretmenin; her 24 Kasımlarda söylendiği gibi yine sizleri yücelten, sizlerin de artık kanıksadığımız güzel sözler söylenecek, övüleceksiniz. Törenlerde konuşmalar yapılacak, sizler için yazılan en güzel şiirler okunacak bütün ihtişamıyla…
Değerli öğretmenim!
Yine şartlar çok namüsait bir mahiyette tezahür edecek… Beklentileriniz boşa çıkacak!
Ancak; şartlar namüsait tezahür etse de, ekonomik açıdan memnuniyetsizliğin tavan da yapsa, sana emanet edilen bu yavrular; yarının gençleri, öbür günün büyükleri ve devleti yöneten devlet adamları olacaklar.
Bu istikbal vaat eden; beyni, ruhu, kalbi ve hafızası bomboş olan bu insanları geleceğe siz hazırlayacaksınız. Onlara evde anası babası hep her konuştuğunda” sus sen bilmezsin, sen konuşma büyüklerin bilir onlar konuşsun” diyerek hep susturdular.
Zaten konuşmayı dahi unutacakken sana geldiler. Sen de aynı zulmü yaparsan bu çocuk ebediyen kendini anlatamayacak, memleketin meselesi benim meselem, milletin derdi benim efkarım” diyecek mecali de kalmayacak. Sana bakan o pırıl pırıl parlayan, nur akan, çakmak çakmak, ateş fışkıran gözlerdeki feri söndürecek tavırlarda bulunma.
Onun gelecekte ihtiyaç duyacağı bilgi ve becerileri bandıra bandıra ver ki bütün bu meselelere Fransız kalmasınlar. O heyecanla kalkan elleri, pişmanlıkla indirtme.
Çünkü o pişmanlık başkalarının hesabına kar olarak yazılacak, millet yeni bir aksiyonerini heba etmenin acısını gelecekte anlayacaktır.
Sen ona “senin bu konudaki fikrin nedir?” diyerek onu adam yerine korsan o da vatanının doyduğu yer değil, doğduğu yer olduğu yer, öldüğü yer olacağını bilerek, hesap ederek, adam olmanın verdiği tatmin hisleri ile çalışacak, meselelere bu zaviyeden bakarak büyük bir milletin büyük evladı olarak mukabelede bulunacaktır.
Aziz dostum, değerli meslektaşım, elleri öpülesi öğretmenim! Sana emanet edilen bu çocuklara, devlet malının kutsallığını, başkalarının malını-kazancını hile ile çalmanın, gasp etmenin, irtikabın, zimmetin birer ahlak fukaralığı olduğunu öğretmelisin ki ileride karşısına çıkacak olan çeldiricilerden etkilenmeden elinin tersiyle itmesini, atmasını bilsin.
Her yerde var olan, kontrol eden, her zaman ve zeminde gören – gözetleyen bir varlığın olduğunu kalbine yerleştirmelisin ki bu yanlışların şeytani bir vesvese ile aklını ve fikrini çelmeye çalıştığı ortamlarda dahi titreyip, ürperip yanlışa tevessül etmesin. Böylece senin de şikayet ettiğin ” memlekette doğru dürüst adam kalmamış, rüşvetsiz iş yapılmıyor” serzenişlerini de yok olmuş olacaktır.
Öğretmenim! Her öğrencine bilimden önce ahlakı, maneviyatı öğretmelisin. Hesap sorularını, kar- zarar hesaplarından önce dürüstlüğü, çok okumayı, kültürlü olmayı “ehl-i kitap olan bir millete mensup olmanın, kitaba ehil nesillerin yetişmesini de beraberinde getirmesi gerektiğini fark edebilen adamlar olmalarına çalışmalısın.
Öğretmenim! Milletin geleceği olan bu insanlara sahip çıkmalısın ki vatana da o sahip çıksın. Sen ona sahip çıkmazsan, başkaları sahip çıkacak, senin hem ilk hem de son pişmanlığın fayda etmeyecektir. Onun kalbini hep başkalarının hayranlığı ile değil, kendi neslinin hayranlığı ile doldur ki başkalarının gönüllü kölesi olmasın.
Geçmişteki “biz adam olmayız, biz geri kalmış, geriliğe mahkum bir milletiz, bizi ancak batılılar adam ederler” diyerek önce kendisini sonra da bu milletin geleceği olan gençleri kullaştıran, aydın kılığındaki; aklını kiraya vermiş, küresel eşkıyaların kontrolündeki adamlarının yalanlarına kesinlikle tevessül etmesin…
Gençlere kuru, duygusal, hamasi hisler doldurmak yerine, gerçekçi olduğu kadar idrakçi bir nesil yetiştirmeye gayret etmelisin. İyi ile kötüyü, zararlı ile faydalıyı, dost ile düşmanı, yarar ile yaramazı ayırt edebilen idrak ve strateji sahibi, basiret sahibi adamlar olarak yetiştirmelisin.
Çok ağır bir mesuliyetin olduğunu zaten biliyorsun. Sadece bildiklerini değil, zaten yaşadığın hassasiyetlerin bir kısmını yazdık. Yazdık ki toplumda bile, hak ettiğin maddi ve manevi değer umulur ki verile!
Bu umut ve dualarımızla Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği ve Harput Sancak Haber Ailesi adına, Öğretmenler gününüzü tebrik ediyor, “Nefse Değil, Nesle Hizmete Adanmış Bir Ömrü Yaşayan” tüm meslektaşlarımıza en kalbi selam ve muhabbetlerimizi arz ediyoruz…