Eğitimcilerin, EĞİTİMDEN beklentileri, ortak söylemlerindeki;
1. “Eğitim, bireyi toplumsallaştırmalı, yani “ona toplumsal bir kişilik kazandırmalıdır.”
2. “Eğitim, kendi gerçek ortamında yapılmalı, çocuk hayattan soyutlamadan, kendi
ortamında öğrenmelidir.” sözlerinde saklıdır.
Baltacıoğlu da; “Neyi öğrenecekse, sahici ortamında öğrensin ve çalışarak yapması
gerektiğine… ve “Öğretmenin iki temel görevinden; birincisi olarak; “çevreden başlayarak tabiatı
tanımayı öğrenciye öğretmek”, ikincisi olarak da; “insanları sevdirmek olduğuna” dikkat çeker.(1)
Bu açıdan “Tiyatro”, bu hedeflerin gerçekleşmesi, eğitimin işlevlerinin hayat
bulması açısından en önemli eğitsel faaliyetlerden biridir.
Tiyatro, insan yaşamında yer alan; gülmek, ağlamak, sevinmek, üzülmek, ferahlık
duymak, bunalmak, yaşanan problemlerle ilgili modellemelerle farkındalık sağlarken,
kalple duygularla ilgili her şeyi merkeze alarak, bütün insanlarda ortak bir kalbin, yığınları
millet olma sürecinde kültürlenme sürecine sağladığı/sağlayacağı katkıyla, öncelikle
insanlar, toplumlar arasında yaşanan sosyal çözülmeyi, ayrışmayı, ortadan kaldırabilecek
bir fırsat olabilir.
Tiyatro topluma ayna tutarken, yaşamakta olan değerleri dile getirirken, en başarılı
takım çalışması olup, birlikte iş başarma duygusunun tadıldığı müstesna bir faaliyet
alanıdır.
Tiyatronun, toplumsal geleceğimiz açısından taşıdığı önem tartışılmaz bir gerçektir.
Ecdadın tarihimizde verdiği ehemmiyeti, bugün eğitim sürecinde gereğince verememekle
beraber, Elâzığ’ın tarihi derinliğinde taşıdığı mesuliyet bir başkadır aslında…
Tarihi derinliğinde Harput, günümüzde de yüklendiği tarihi mirasın mesuliyetinde Elazığ
kültür ve irfan şehridir.
Eğitimin mana derinliğinde, milli ve manevi terbiyeyi öncelikli kabullenmiş, sadece şehir
bazında değil, çevresi için, bölge geneline yansıyan bir merkez olmuş, bugün; dünün
güzelliklerinin yer yer gerisine düşse de ELAZIĞ …
Belki de bu süreçte özellikle okul öncesi kurumlarımızın faaliyet alanı olarak izlediğimiz
tiyatro, ilk ve orta öğretim kurumlarımızın pek fazla ilgilenmedikleri de bir başka tespittir.
Dünün kültür ve irfan şehrinde, bugün belki de en muhtaç olduğumuz “Milli Birlik ve
Beraberlik Ülkümüzün” hayat bulması, artarak devamı yönünde işlevsel alan olan Tiyatro, bu
davaya inanmış insanların, dernek bünyesinde faaliyet göstermeleri, belki de tek teselli
olmaktadır…
Amatör bir ruhla, okulöncesi kurumlarımızın yılsonu gösterileri şeklinde
gelenekselleşen etkinlikleri ile amatör tiyatro gruplarının faaliyetlerinde en büyük
ihtiyaçlarının sahneleyecekleri faaliyetlerindeki en temel ihtiyaçlarının KOSTÜM
ihtiyaçlarıdır.
Birçok büyük şehirde karşılanamayan bu ihtiyacın, Elazığ’da sadece Elazığ için değil,
çevre illere, hatta bir başka açıdan bölgeye hizmet veren bir kurumun, bir gönül ehlinin, kıt
imkanlarla, amatör bir ruhla salt çocukların sahnede kendilerini ifade etmeleri, şahsiyet
kazanmaları, takım olmayı yaşarken öğrenmeleri, sahnede kaybettiğimiz değerleri, doğru
modeller ile sahnede kazanılmasına emek veren, bir başka ifadeyle “iğne ile kuyu kazarcasına”
her bir düğümüne dua ederek, emek ürünü çalışmalarıyla katkı sağlayan Şengül BULUT
hanımefendi…Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği ve dernek bünyemizde kurduğumuz, Eğitimde
Kaliteyi Geliştirme Derneği Elazığ Şehir Tiyatrosu genel sanat yönetmenimiz Oğuzhan ÇAKMAK
ile birlikte genç kardeşlerimizle, daha sonra da dernek bünyemizde kurduğumuz Çocuk
Tiyatromuzda sınıf öğretmenleri ile birlikte üç yıldır faaliyet gösterdiğimiz istikbalimizin teminatı
yavrularımız anne/babalarıyla birlikte provaları devam eden “İstanbul’un fethi” oyunumuz
kostümlerini temin amacıyla
Para kazanma kaygısı duymadan, neslin inşasına sağladığı katkının farkındalığı
ile yaptığı hizmetin sağladığı manevi mutluluğu tercih eden, “BEYAZ KELEBEK KOSTÜM
EVİ” ile iş dünyasına atılan Sn. Şengül BULUT hanımefendiyi ziyaret ettik.
Gençlerimizle üniversitelerde nadir yakalanacak bir “Kariyer Günleri” mantığında tadına
doyulma bir sohbet tadını yaşarken, miniklerimizle de şefkat dolu bir birlikteliği yaşadık.
Sohbet sürecinde; satır aralarında çocukların yaşamakta oldukları bu tür sosyal
etkinliklerin çocukların yarınlarına sağladığı katkı ve kazanımlara dikkat çeken ifadesi, örnek
olaylarla paylaşımındaki içtenliği, üniversitedeki dersini bırakıp da gelmesine karşın, güler yüzü,
içtenliği, bir başka güzeldi.
Yıllardır gençlerimizle, çocuklarımızla yaşadığımız güzellikleri hatırladıkça, amatör
tiyatrocularımızın söylemiyle; en kalbi duygularımızla, iyi ki varsınız Şengül Ablamız… Rabbim,
sağlık ve sıhhat versin, mutluluğunuzu daim etsin diyoruz.
Dualarımız sizinle…
Metin AKGÜN
Maarif Müfettişi
Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Başkanı
Anasayfa
Yazarlar
Metin AKGÜN
Yazı Detayı
Bu yazı 846+ kez okundu.
Neslin İnşa Sürecinde “TİYATRO!” Önemlidir
Eğitimcilerin, EĞİTİMDEN beklentileri, ortak söylemlerindeki;
1. “Eğitim, bireyi toplumsallaştırmalı, yani “ona toplumsal bir kişilik kazandırmalıdır.”
2. “Eğitim, kendi gerçek ortamında yapılmalı, çocuk hayattan soyutlamadan, kendi
ortamında öğrenmelidir.” sözlerinde saklıdır.
Baltacıoğlu da; “Neyi öğrenecekse, sahici ortamında öğrensin ve çalışarak yapması
gerektiğine… ve “Öğretmenin iki temel görevinden; birincisi olarak; “çevreden başlayarak tabiatı
tanımayı öğrenciye öğretmek”, ikincisi olarak da; “insanları sevdirmek olduğuna” dikkat çeker.(1)
Bu açıdan “Tiyatro”, bu hedeflerin gerçekleşmesi, eğitimin işlevlerinin hayat
bulması açısından en önemli eğitsel faaliyetlerden biridir.
Tiyatro, insan yaşamında yer alan; gülmek, ağlamak, sevinmek, üzülmek, ferahlık
duymak, bunalmak, yaşanan problemlerle ilgili modellemelerle farkındalık sağlarken,
kalple duygularla ilgili her şeyi merkeze alarak, bütün insanlarda ortak bir kalbin, yığınları
millet olma sürecinde kültürlenme sürecine sağladığı/sağlayacağı katkıyla, öncelikle
insanlar, toplumlar arasında yaşanan sosyal çözülmeyi, ayrışmayı, ortadan kaldırabilecek
bir fırsat olabilir.
Tiyatro topluma ayna tutarken, yaşamakta olan değerleri dile getirirken, en başarılı
takım çalışması olup, birlikte iş başarma duygusunun tadıldığı müstesna bir faaliyet
alanıdır.
Tiyatronun, toplumsal geleceğimiz açısından taşıdığı önem tartışılmaz bir gerçektir.
Ecdadın tarihimizde verdiği ehemmiyeti, bugün eğitim sürecinde gereğince verememekle
beraber, Elâzığ’ın tarihi derinliğinde taşıdığı mesuliyet bir başkadır aslında…
Tarihi derinliğinde Harput, günümüzde de yüklendiği tarihi mirasın mesuliyetinde Elazığ
kültür ve irfan şehridir.
Eğitimin mana derinliğinde, milli ve manevi terbiyeyi öncelikli kabullenmiş, sadece şehir
bazında değil, çevresi için, bölge geneline yansıyan bir merkez olmuş, bugün; dünün
güzelliklerinin yer yer gerisine düşse de ELAZIĞ …
Belki de bu süreçte özellikle okul öncesi kurumlarımızın faaliyet alanı olarak izlediğimiz
tiyatro, ilk ve orta öğretim kurumlarımızın pek fazla ilgilenmedikleri de bir başka tespittir.
Dünün kültür ve irfan şehrinde, bugün belki de en muhtaç olduğumuz “Milli Birlik ve
Beraberlik Ülkümüzün” hayat bulması, artarak devamı yönünde işlevsel alan olan Tiyatro, bu
davaya inanmış insanların, dernek bünyesinde faaliyet göstermeleri, belki de tek teselli
olmaktadır…
Amatör bir ruhla, okulöncesi kurumlarımızın yılsonu gösterileri şeklinde
gelenekselleşen etkinlikleri ile amatör tiyatro gruplarının faaliyetlerinde en büyük
ihtiyaçlarının sahneleyecekleri faaliyetlerindeki en temel ihtiyaçlarının KOSTÜM
ihtiyaçlarıdır.
Birçok büyük şehirde karşılanamayan bu ihtiyacın, Elazığ’da sadece Elazığ için değil,
çevre illere, hatta bir başka açıdan bölgeye hizmet veren bir kurumun, bir gönül ehlinin, kıt
imkanlarla, amatör bir ruhla salt çocukların sahnede kendilerini ifade etmeleri, şahsiyet
kazanmaları, takım olmayı yaşarken öğrenmeleri, sahnede kaybettiğimiz değerleri, doğru
modeller ile sahnede kazanılmasına emek veren, bir başka ifadeyle “iğne ile kuyu kazarcasına”
her bir düğümüne dua ederek, emek ürünü çalışmalarıyla katkı sağlayan Şengül BULUT
hanımefendi…Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği ve dernek bünyemizde kurduğumuz, Eğitimde
Kaliteyi Geliştirme Derneği Elazığ Şehir Tiyatrosu genel sanat yönetmenimiz Oğuzhan ÇAKMAK
ile birlikte genç kardeşlerimizle, daha sonra da dernek bünyemizde kurduğumuz Çocuk
Tiyatromuzda sınıf öğretmenleri ile birlikte üç yıldır faaliyet gösterdiğimiz istikbalimizin teminatı
yavrularımız anne/babalarıyla birlikte provaları devam eden “İstanbul’un fethi” oyunumuz
kostümlerini temin amacıyla
Para kazanma kaygısı duymadan, neslin inşasına sağladığı katkının farkındalığı
ile yaptığı hizmetin sağladığı manevi mutluluğu tercih eden, “BEYAZ KELEBEK KOSTÜM
EVİ” ile iş dünyasına atılan Sn. Şengül BULUT hanımefendiyi ziyaret ettik.
Gençlerimizle üniversitelerde nadir yakalanacak bir “Kariyer Günleri” mantığında tadına
doyulma bir sohbet tadını yaşarken, miniklerimizle de şefkat dolu bir birlikteliği yaşadık.
Sohbet sürecinde; satır aralarında çocukların yaşamakta oldukları bu tür sosyal
etkinliklerin çocukların yarınlarına sağladığı katkı ve kazanımlara dikkat çeken ifadesi, örnek
olaylarla paylaşımındaki içtenliği, üniversitedeki dersini bırakıp da gelmesine karşın, güler yüzü,
içtenliği, bir başka güzeldi.
Yıllardır gençlerimizle, çocuklarımızla yaşadığımız güzellikleri hatırladıkça, amatör
tiyatrocularımızın söylemiyle; en kalbi duygularımızla, iyi ki varsınız Şengül Ablamız… Rabbim,
sağlık ve sıhhat versin, mutluluğunuzu daim etsin diyoruz.
Dualarımız sizinle…
Metin AKGÜN
Maarif Müfettişi
Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Başkanı
Ekleme
Tarihi: 16 Şubat 2017 - Perşembe
Neslin İnşa Sürecinde “TİYATRO!” Önemlidir
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.