ADEM İLE HAVVA Gerçek olarak anlatılanlara şüpheyle bakan benim için zeka testine girmeyi hakeden insan kategorisinde değerlendirilir. Bilgisiz, hadsiz bir tavırla, kişilerin anlattıklarının yüzdelik oranındaki yalanı düşünmeden inanan ve şüphe duymayanları değerlendirme dışında, saflık ayarının dahi bozuk olduğuna inandığım acizane ,duygusal tatminkarsızlığın zirvesinde yer alan , geleceğin boş beyinleri olarak görürüm. Misal, genel kabul görmüş bir düşünce olan ‘’kadını ikna ve inandırma erkeğin yalanına bağlıdır’’… oysa kadının ikna ve inanması duygusal yaklaşım değil , gerçek doğrulara bağlıdır düşüncesi var olmalıdır. … ve bir gerçekte şu ki, İhanet edenler, yalan söyleyenler, sadakatsiz olanlar cinsiyet ayrımı olmayan bu davranışlardan en az birine dahi sahipseler asla cezasız kalmazlar. Tarı sizi geçici unutur , geçici mutluluklar verir ancak ummadığınız anda vicdanınızı yoklayan bir sızı zamanla nükseder ve o an ızdırabınız başlar. Güneşin oğlu anlatıyor bense sadece iyi bir okuyucu ve tahlilkarım… Tek sahipliğimiz ten ve içine sığınan kemik, onu da toprak alır cehennem dolu şimdilik… sonunda elde var ölüm ve hüzünlü son bölüm! Şüpheciliğimin sebebi insanlar. Ya da adı insan olup, insanlık dışı roller kapanlar. Herkes yaşadığını, yaşattığını unutmuş hayatına devam ederken, tüm acıların sancıların nöbetini tutmak zorunda kalan ben… Cehennem o kadar dolu ki kötü olan bizler hayattayız ! Cennette bir o kadar insansız sadece hayvanlar - diğer canlılar ve melek dediğimiz bebekler var çünkü iyi insan yok! Hepimiz amayız, lalız, sağırız çünkü kötüyüz… insan ırkına belki de güncelleme gerekiyor yine yeniden... ADAM İLE HAVVA !