Geçmişte farklı işbirliği olan siyasi partilerin bulunduğu konumu anlamakta zorlanıyorum.
Bunlar ne yaman çelişkiler,diyen bir dostuma katkı...
Devlet yönetme tecrübesi olmayınca deneme yanılma metoduyla öğreniliyor. Bu yüzden normal karşılamak lâzım.
Bu tüm siyasi partiler için geçerli...
Geçmişlerinde tekfirci yapı olduğundan ,yıkılası devlet jargonundan ,aman devlet yıkılırsa altında ,"biz ve tüm zenginliklerimiz kalır" korkusuyla "devlete sahip çıkma "dürtüsü gelişti.
Şimdi doğruyu yapıyorlar...
Geçmişleri çok kötü.
Kötü geçmişi silme çabası.
Ha!
Gerçek yüzleri şu an görünen yüz mü?
Bu, tüm partiler için geçerli ,bence değil. Geçmişten gelenler birden silinmez.
Yok olmaz.
PKK ,bölücülükten vaz geçer mi?
Mümkün değil.
Bize oy veriyorsa her şeye evet!
Sonra ,kalkışma olunca tu kaka!
Yeni oluşumlara da tavır yok!
Yeni tehlikeler gelişiyor.
Görüyorlar,ses çıkartmıyorlar.
Samimi bir taban var ama, tavanda bir kaçı hariç ,samimi değiller.
Türkiye'nin en büyük problemi bence "insanlar samimi duyguları"nı yitirdi.
Yine tanımadan yaftalamak hat safhada. Türkiye ,bir "kontrolsüz çılgınlar "
ülkesi oldu.
Bir de tenkide kapalılar...
Atilla'nın liderlik sırrı,"beni tenkit eden benim en büyük dostumdur" jargonuydu.
Şimdi,
Her yerde "çürümüşlük "aldı başını gidiyor...
Çözüm!
Derhal Eğitim reformu!
Ama sadece bu bademlerle değil?
Top yekün milletle...
Millet bunlara vasi olmalı,derim.
Yoksa!
Çıkmaz sokağa girmekteyiz...
Benden söylemesi...
Bir de dersinize iyi çalışın!
Türk Milliyetçiliği,hiçbir zaman devlet için tehdit ve tehlike olmadı.
Bilâkis,devleti yaşatma güçüdür.
Resmi kayıtlarınızdan bu kaydı kaldırın.
Bizi de çileden çıkartmayın!
Daha ağır şeyler yazdırtmayın!
Kendinize çeki düzen verin!