Ülkesinin geleceğini her şeyden önde tutan, önce vatan diyebilenlerin var olduğu bir ülke istiyorum. Çok şey mi istiyorum. Asıl olması gereken bu değil midir? Ülkenin geleceği demek, çocuklarımızın geleceği demektir. En değerli varlıklarımız çocuklarımız olduğuna göre, onların geleceği Ülkenin refahı ile sağlanmaz mı? Mesela kutsal kabul edilen değerlerimize hakaret etmemenin erdemini yakalamış, ülkesinin kurucusunun kıymetinin bilincinde olan insanların yaşadığı bir ülke olamak çok mu zor. Seçtiği yöneticilerin dinine, ırkına, partisine bakmadan önce, topluma olan faydasına, eğitim seviyesine, akademik kariyerine, siyasi donanımına , karakterinin düzgün olmasını önemseyenlerin olduğu bir ülkede yaşamak güzel olmaz mıydı? Oy verdiği vekillerden aldıkları maaşları hak edip etmediklerinin, hesabını sorabilecek, bilinçli seçmen olsaydık tadından yenmezdik. Ülke için yapılan bütün yatırımlarda harcanan paraların, aslında zaten halktan toplanan vergiler kullanılarak yapıldığını, yapanların bunları kendi cebinden harcayarak yapmadığını , şu zamanda anlatmaya çalışmaya gerek bile olmamalı.Yapılan hizmetlerin bir veli nimet olmadığının, bunları yapmanın zaten seçilen hükümetin görevi olduğunun bilincinde olan vatandaşların var olduğu bir ülke ne zaman olacağız acaba.Devlet adına yapılan bütün ihalelerinin halkın çıkarına mı, yoksa yandaşları zengin etmek adına mı yapıldığını sorgulayacak hassasiyette ve akılda olan bireylerin var olduğu muhteşem bir ülke olamaz mıyız sizce. Petrol fiyatlarının dünya genelinde düşmesine rağmen, ülkesinde neden arttığının hesabını sorabilenlerin , vatandaşın kullandığı petrolden fahiş miktarlarda verginin alınmadığı, Önce işçinin, emeklinin, memurun hayat standartlarının yükseltildiği, çalışan kesimin haklarının yenmediği bir ülke olmayı istemek bizim hakkımız değil mi?. Elektrik faturalarına abuk sabuk vergi bedellerinin yazılamadığı, hak ve hukukun tartışılmaz olduğu bir ülkemiz olsaydı ya bizimde. Üretmeden sadece tüketerek kalkınılmayacağı gerçeğini kendine şiar edinmenin bilincinde olan bir toplum olabilseydik keşke. Ülkemizin sahip olduğu zenginliklerin yabancıların eline geçmesine izin vermeyen, vatanını canından bile daha çok seven yöneticiler tarafından idere edilebilecek miyiz günün birinde.Şu bir gerçek ki,emperyalist ülkeler ağzının sularını akıtarak bakıyor yer altı ve yer üstü zenginliklerimize. Asla yabancıların eline geçmesine müsaade etmemeliyiz.. Onlar bizim çocuklarımızın torunlarımızın geleceği, geleceğimizi çalmalarına izin veremeyiz. Tarım ülkesi olmamıza rağmen bir çok gıdayı ithal eder hale getirildik.Peki neden?Bilerek mi yapılıyor bu yanlışlar.Kafamızda sayısız deli sorular belli bir kesimi sürekli rahatsız ediyor da, etmeyenleri hayretle izliyorum. Üreticilerimizin kullandıkları tohumların, kesinlikle GDO lu olmamasını talep ederek, hep birlikte sağlıklı besinler yetiştirilmesi üzerine gitmeliyiz. Çiftçilere verilen mazot fiyatı ile yatlara, gemiciklere verilen mazot fiyatlarının adil olduğu bir ülke olmayı istemek suç mudur? Güvenlik gerekçesiyle milli bayramlarımızı iptal edenlere, öyle ise, köprü ve yol açılışlarını güvenlik gerekçesiyle neden iptal etmiyorsunuz peki diyemeyen bir toplum olduğumuzun farkında mısınız? Bunun altında yatan hıyaneti nasıl göremiyoruz.Ülkede dönen dolapları karşıdan sessizce izler hale getirildik. Rüşvet operasyonlarında kameralara yakalanan paraları paralel çete koydu diyenlere, o zaman nasıl oluyor da, bu paraları hem de üstüne faiz koyarak yakaladığınız kişilere verdiniz diye sormayalım mı? Çözüm süreci diye saçma bir süreç başlatıp,Doğu da ve Güney Doğuda askere ve polise operasyon yapmayı yasaklamanın mantığının açıklanmasını isteyemek bizim hakkımız değil mi?Bu saçma ve akıl almaz süreçte bombaların döşemesine ve silahların yığılmasına müsaade edilmesinin amacını ne olursa olsun öğrenmek istiyoruz.Bu saçma uygulama yüzünden bir çok canımızdan olduk kim hesap verecek peki.Türkiye Cumhuriyetinin kurumları olduğu halde,kamu kuruluşlarının tabelalarından T.C ibaresinin kaldırılma sebebini,”Ne mutlu Türküm diyene “yazılarının var oldukları yerlerden ne için söküldüğünü,Doğu ve Güney Doğu Anadolu bizim vatan toprağımız olduğu halde, hiç utanıp sıkılmadan, oraları vatan yapmak için şehit veriyoruz diyenlere , bunun ne anlama geldiğini bize açıklayın dememiz gerekmez miydi?Ne demek vatan yapmak oraları zaten bizim vatanımız .Son Türk ölene kadar da, vatanımız olarak kalacak.Bu böyle biline. Örtülü ödenek adı altında harcanan afaki miktarda paraların , son yıllarda kat ve kat arttırılmasının sebebi nedir?Bütün dünyanın bilimsel eğitime ağırlık vermesine karşı, bizde neden dini eğitime ağırlık verildiğinin mantıklı bir açıklanmasını talep etmek suç mu?Emekliye,memura,işçiye ödenek yok deyip maaşlarının açlık sınırı altındaki değerlerdeyken, milyonlarca Suriyeli mültecilere nasıl bedava hayat sağlandığını,Şehitlerimiz ve gazilerimiz ki, onların hakkını asla ödeyemeyiz, sıkıntı içinde yaşarken, ülkeye hiçbir faydası olmayan Suriyelilere ev, maaş ve hatta rahat bir yaşam hakkı verilmesini birileri çıkıp açıklasın çünkü yetti artık. Akıl almaz adımlar atılıyor ve bizler sadece izlemekle yetiniyoruz.Asker ve polis hainlerin sızamadığı kurumlar haline gelmeli ki, Askerimizin ve polisimizin kıymetini bilelim .Çünkü ülkenin güvenliği için olmazsa olmazlardandır onlar.Ülke güvenliği hainlerce sağlanabilir mi? Sivilleşen hastanelerin kapılarında ,vatanı için yaralanan askerlerin sırada bekletilmesi gibi akıl almaz bir durumla karşı karşıyayız.Bunları düşünmezseniz hiç sorun yok,yaşadığınız ülkeyi İsviçre sanırsınız .Lakin düşünmeye başladığınız anda akıl,mantık ve vicdanınız felç geçirir.Öğretmenlerimiz en değerlilerimiz olmalı ,ülkenin geleceğini şekillendiren onlar baş tacı edilmeli ki,geleceğimiz aydınlık olsun.
Bünyesinde vatan hainlerinin barındırılmadığı,hiç şehit haberlerinin gelmediği, hak ve hukukun tartışılmaz olduğu, adaletin kol gezdiği, kimseye inancından, ideolojisinden ötürü zulüm yapılmadığı, milletin parasına kendi parası gibi sahip çıkacak, fuzuli harcanmasına, çarçur edilmesine asla müsaade edilmeyen, yandaş ve yalakaların zengin edilmediği, insanların inançlarına, paralarına, kılık kıyafetlerine göre değil, insanlığa ve yaşadığı topluma olan faydasına, aklına, fikirlerine göre itibar gösterildiği, bütün kamu kararlarının açık ve şeffaf haksızlığa mahal bırakılmadan alındığı.Halkın refah içinde yaşadığı,HİÇ BİR İŞE YARAMAYAN BİR MUHALEFETİN OLMADIĞI, bir ülke olmayı istemek bizim hakkımız değil mi?Böyle bir ülkede gelecek kaygısı olmadan, endişe duymadan, ne zaman bir patlamaya kurban olurum diye düşünmeden, mutlu huzurlu ve umarsızca yaşamak istiyorum .Yetti artık…