8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Her yıl dünyanın dört bir yanında etkinliklerle anılır, sorunlar dile getirilir. Kurumlar, siyasiler , bürokratlar sivil oluşumlar adeta birbiri ile yarışır. Kadınların özgürlük, eşitlik, toplumsal gelişme, daha güzel bir dünya özlemi , istemleri dile getirilir. Kadınların ikinci sınıf konumu, sömürülmesi ve kadına yönelik şiddet protesto edilir. Ve sonra...
Sonra bir kadın veya çocuk tecavüze uğrar, öldürülür ve yine aynı durum söz konusu. Ah. Vah , neden, nerede olmuş ,kim yapmış, olmamalı ,cezasız kalmamalı ,yandı canımız falan…Yani aynı sahne…
Ve kalındığı yerden devam edilir...Aslında ne yapılması gerektiği biliniyordur da bir karmaşa ile yarınlar hiç bitmez..Zaman akıp gider …
Aslinda bir ırmak gibi akıp giden ve çoşkuyla birleşen kadınlardır…Amaçları haktan yana tek bir insanı çocuğu kadını doğa ve hayvanı Takii yaşam hakkına kavuşturuncaya kadar; durmadan akan ve kaynağını gücünü kendi yaşam hakkından varlığından alan, mücadeleden asla vazgeçmeyen ,sen ,ben ,biz söylemlerine gülüp el ele olan kadınlar dayanışarak bir ırmak misali gürül gürül akarak bir denizde birleşirler….
Kadın mücadelesi yerleşik yaşama geçiş sonrası sanat, bilim, toplumsal yaşamın her alanında , her tarih sahnesinde birbirine yol açarak, , gönül vererek varlıklarıyla görünür olurlar…Ve tarih dediğimiz o sahne geçse de bu gün gibi hep yazılmıştır bir kere akıllara ve gönüllere..
Antik dönemin en ünlü kadın şairi Sappho, tarihte bilinen ilk kadın şairlerden biri. Şiirleri Horace ve Plato gibi büyük ustalardan bile övgüler almıştır . Şiirleriyle yazın dünyasında önemli bir dönemecin sesi, rengi, duruşu olmuş…Tarih yazmış susturulamamıştır.
Düşünce ve aydınlanma savaşçısı bir başka kadın Hypatia …. Ardında bıraktığı ilklerle birlikte tarihin en güçlü kadınlarından birisidir. Hypatia'nın bilime katkıları; gök cisimlerinin sınıflandırılmasında, hidrometre'nin bulunmasında, sıvıların yoğunluk derecesinin belirlenmesinde ve daha birçok konuda etkili olmuş ve ‘’Özgürlüğü savunan bu güzel kadın Hypatia bağnaz, sığ düşüncelerden dolayı acımasızca, canice yok edilmiştir. Düşünce özgürlüğü istedi, düşündüğünü söyledi, adaletsizliğe isyan etti, inandığı ve savunduğu bilim ve akıl için öldü….Düşünce özgürlüğü tohumlarını atıp gitmişti ve tarih yazmıştır…Düşünce özgürlüğü yasalarla korunmaktadır .
Kimisi de öldürüldükten yıllar sonra aziz ilan edildi tıpkı ülkesini koruyan Jan Dark gibi ama nedense kadın olması kahraman olmasına engeldi ki idam edildi. …..Tarih yazmıştır.
‘’Düşünen Adam’ heykeli ile bilinen ünlü heykeltıraş Auguste Rodin’in ilham kaynağı, modeli ve sonunda sevgilisi olan Camille Claudel .. Bir deha , yetenek olarak kabul görülen ama dönemin sanatta erkek egemenliğin olmasıyla arkada kalsa da hep vardı. Artık biliyoruz…
Bunlar günümüze kadar geldi, eşinin arkasında kalan bilim kadınları hep vardı, sanatçılar hep vardı , demokrasi mücadelesi veren kadınlarımız hep vardı…Hepsi de tarihte yerini aldı…Ülkem tarihinde de kahramanlıkları yaptıklarıyla tarihte yer alan cesur kadınlar gibi.
İstanbul’un İngilizlerce işgalini tanımadığını ilk duyuran yazar Halide Edip Adıvar gibi,
Ve Her Türk kadını, Kastamonulu Halime Çavuş’tur, Hafız Selman Hanımdır. Kadınlardan oluşan birliğiyle cephe gerisinden 25 Yunan askerini esir alıp gelen, İzmir fatihi Erzurumlu Kara Fatma’dır. Sakarya’da, ordularımızın önünden geri çekilen düşmanın arkasına sızıp, efelerin önünde çarpışırken tertemiz alnından vurulup şehit düşen efelerin efesi Gördesli Makbule’dir.
Zaman, yer Tarih belki önemlidir ama asıl gerçek biz kadınlar her zaman başka insanlar için, Ülkemiz için, yaşanılması gereken bu hayatlar için özgürlük, eşitlik, barış adına , tüm dünya adına hep vardık, var olduk. Olacağız..
Akan bir ırmak gibi asla kurumaz kaynağımız, gücümüz yüzyıllar öncesinden bir kaynaktan , birbirimiz için var olma kaynağından gelmekte…
BİZ NE İSTİYORUZ
- İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde ifade edilen temel haklara, kadın erkek ayrımı yapılmaksızın tüm insanların sahip olduğunun bilinmesini,
- Cinsiyet ayrımı yapılmadan, insan olarak algılanmayı,
- Şiddetten, taciz ve tecavüzden uzak yaşamayı,
- Emeklerinin ve sevgilerinin sömürülmemesini,
- Yaşadıkları coğrafya, hayat koşulları, renkleri, kültürleri, dilleri ve dinleri birbirlerinden farklı olsa da kaderlerinin; gözyaşı, acı ve ölüm olmamasını,
- Özgürlük, eşitlik, hak, hakkaniyet ve adalet içinde bir yaşam sürdürmeyi, istiyoruz…
Ülkemizde kadın hakları alanında Atatürk’ün öncülüğünde başlayıp günümüze kadar süren oldukça önemli kazanımlar söz konusudur. Ancak bazı zihniyetler ve sığ düşünenler yüzünden toplumsal yapıda kadının ikinci sınıf konumu hala sürüyor, hala tartışılıyor hatta uygun görülüyor. Tam adını koyamasalar da . Mevcut eşitsizlik mevzuat alanından çok uygulamalarda ortaya çıkmaktadır. Toplumun kadını ikinci planda tutan değer yargıları, kültürel yapı, eğitim düzeyinin düşüklüğü, ekonomik zorluklar ve bölgesel gelişmişlik farklılıkları bu eşitsizliği sürdüren en önemli unsurdur. Ve yine sahnede aynı zihniyet, aynı bağnazlığı ile. Bu defa biraz daha farklı , biraz daha kanun çıkarma, yasama gibi kurumları elinde güçlü olduklarını sanan bir avuç karanlık…Fark etmediler, anlamadılar Aydınlık her zaman karanlığı bozar…Sen , ben, biz değiliz tüm dünya kadınları, Yaşam hakkına, özgürlüğe, eşitliğe inananlar dünyanın yarısı değil %99 u..akıyor bir deniz oluyor….
Bu gün yine hep birlikte , Bu ülkenin, her siyasi düşüncesinden, her inançtan, etnik kökenden, sosyal katmandan kadınları birleşip,
‘’İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR ‘’ diyoruz Çünkü, hiç durmadan akan bu nehirle kazanıldı bu haklar uzun süren mücadelelerle tüm dünya kadınları ile birlikte.
Amacımız dünyada barış ….Adalet, Eşitlik…
Bu yüzden VAZGEÇMİYORUZ GEÇMEYECEĞİZ…
Cumhuriyet döneminde kazanılmış çağdaş haklar ve özgürlüklerin bilincinde olup, örgütlülüğe inanarak toplumu ileriye götüren, yaşama zenginlik ve değer katarak ekonomik ve sosyal, Bilim ve Sanat alanda başarıyla yer alan biz kadınların büyük bedeller ödeyerek başlattığı bu mücadele de tüm dünya kadınları buna ses verdi, söz kattı ve dünya kadın mücadelesi geçmişte olduğu gibi bugünde sürmekte , sürecek dedi…
FİLİZ YILDIZ ARÇUKOĞLU…