Ülkemizde gündemden düşmeyen isimlere bakın..
Anlı şanlı tiyatro,sinema sanatçılarına'bakın..
Meşhur edilmiş yazar,romancı ve benzerlerine bakın..
TV program yapımcılarına,
Açık oturum konuşmacılarına bakın..
Sözde Akillere bakın..
Görüyorsunuz değil mi?
Ellerindeki gücü halktan almalarına karşın halkı nasılda aldatma gayreti içindeler.
Bunlar av için kullanılan,güzel öten Keklik'ler gibidir..
Çoğunuz bilirsiniz ama, hikayeyi bilmeyenler için bir kez daha anlatayım:
''Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim, tebdili kıyafetle Kuşlar Çarşısı'nı gezer. Burada, avcılar avladıkları kuşları, tuzakçılar yakaladıkları maharetli, eğitimli, güzelim kuşları satıyorlar.
Bir ara gözü kekliklere ilişir Padişahın. Bir grup kekliğin üzerindeki varakta, "Tane işi satış fiyatı 1 altın" yazıyor. Hemen yanı başlarında asılı, adeta altın kafes içinde bir keklik daha var ki, fiyatı; 300 altın. Padişahın gözü 300 altınlık kekliğe takılır.
"Hayırdır" der satıcıya, "Bunun diğerlerinden ne farkı var ki, bunlar 1 altın, bu 300 altın?"
Satıcı, "Bu keklik özel eğitimli, çok güzel ötüyor, ötmesi bir yana bunun ötüşünü duyan ne kadar keklik varsa hepsi onun etrafına doluşuyor" der. "Tabii bu arada avcılar da o etrafa doluşan keklikleri daha rahat avlıyorlar" diye ekler.
"Satın alıyorum" der Padişah, "Al sana 500 altın..." Parayı verir ve hemen oracıkta kekliğin kafasını keser.
Adam şaşırıp, "Ne yaptınız, en maharetli kekliğin kafasını koparttınız, yazık değil mi" diye dövünürken;
Padişah gürler: "Bu kendi soyuna ihanet eden bir kekliktir. Bunun akıbeti er veya geç ölümdür..."
Soyuna ihanet eden bizim keklikleri milletçe tanıyalım artık..