Dijital dünyadaki değerli dostum YSL, “Tımarhane” adlı yazısında şöyle diyor;
“Cemaat ve Tarikatlara yaptığı eleştiri nedeniyle görevinden istifa ederek yurtdışına gitmek durumunda kalan İlahiyatçı Prof. Mustafa Öztürk, giderken ‘Yerli ve Milli tımarhanede herkese ruh sağlığı dilerim’ demişti.
Bir ömür süresine sığan bunca savaş, çatışma, darbe, pandemi, ekonomik kriz, doğal afet sonucu bu ülkedeki insanların, hele hele yeterli eğitim olanağı da bulamamış çoğunluğun hala sağlıklı düşünüp, sağlıklı çıkarımlarda bulunup, sağlıklı sonuçlara varabileceğini düşünüyor musunuz?
Modern psikiyatri hastanelerinin kurucularından Prof. Dr. Mazhar Osman’a ‘Hocam falanca size deli dedi’ diyorlar. Hoca, ‘desin önemi yok. Lakin ben ona deli dersem kendini tımarhanede bulur” diyor.
Az da olsa psikiyatri eğitimi almış bir tıp doktoru olarak benim görüşüm, bu kadar travmatik bir yaşantı sonucunda ülke, Prof Öztürk’ün tanımladığı kıvama gelmiş bulunmaktadır. Bu kadar travmadan etkilenmemek mümkün değil, sadece etkilenmenin derecesi farklı farklı.
Yanlış hatırlamıyorsam psikiyatrik bozuklukları duygu durum bozuklukları, nevrozlar ve psikozlar diye gruplanıyorduk. Psikiyatrik bozuklukların en ileri şekli olan psikozlarda, diğerlerinden farklı olarak hastalar hasta olduklarının bilincinde değiller, hasta olduklarını kabul etmiyorlar ve bu yüzden de tedaviyi reddediyorlar. Gerçeklikle bağlarını tümüyle koparmış olan bu grup, hiçbir sorunu olmadığına inandığı gibi diğerlerine de ayar vermeye kalkıyor. Daha hafif psikiyatrik bozuklukları olanlar bir şeylerin ters gittiğinin farkındalar ve yardım talep ediyorlar.
Sadece seçim yapmayı demokrasinin yeterli şartı sayarsak, ‘çılgın bir iktidar projesi’ için yapmamız gereken tek şey, travmalardan nispeten az etkilenenleri de çıldırtmak olmalıdır. Yaşananlara bir de bu gözle bakmamız ricası ile…”
Yaşadığımız bunca olumsuzlukların, ayrıştırmaların, çatışmaların, huzursuzlukların baş sebebi, eğitimsiz, milli ve ahlaki değerlerden nasibini almamış, akıl ve ruh sağlığı yerinde olmayan, psikiyatrik bozuklukların en ileri ve en tehlikeli şekli olan psikoz içinde olan AKP iktidarıdır, yöneticileridir.
Bunlar, aradan YÜZ YIL geçmiş olmasına rağmen, hala “Aydınlanmaya, Laik Cumhuriyete, Sosyal Hukuk Devletine, Çağdaşlığa” düşman olan yobaz tiplerdir.
Tek hedefleri “Pozitif Hukukun yerine, Şeriat Hukukunu” koymak, Türk Devletini Siyasal Ümmet çukuruna atmaktır.
Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimi bu emperyal planın son sahnesidir.
Ülkemizin 11 İlinin çöktüğü, resmi olarak 50 bin, tahmini 100 bin insanımızı kaybettiğimiz bu günlerde, ya herkes aklını başına alacak, iç hesaplaşmalarını erteleyecek ya da Siyasal Ümmet çukuruna düşeceğiz.
DOĞRU Parti olarak kurulduğumuz 26 Ağustos 2020 tarihinden beri, Anayasamızın ilk 6 maddesi ile Atatürk İlke ve Devrimlerine bağlılık çizgisinde Türk Milletine hep doğruları söyledik, yine öyle olacak!
Hırsları akıllarının çok üstünde olan akıl ve ruh sağlıkları bozuk politikacıların oyunlarını bozacağız.
Ne Mutlu Türküm Diyene ve Sözünden dönmeyene…
Sağlık ve başarı dileklerimle 06 Mart 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı