Çanakkale Haber

Dr. İzzet Akın TÜTÜNCÜLER
Köşe Yazarı
Dr. İzzet Akın TÜTÜNCÜLER
 

Hastanebayırı

İçine yüklediğim anlamları kayboluyor Kelimelerin, insanların ve hatta düşlerin Kurmaca karakterlerim bile "duygularını açık etmek istemiyor" Yani diyorum şöyle diyorum böyle diyorum Akreple yelkovan arasımdaki ilişkiyi çözemiyorum Ah diyorum vah diyorum tüh diyorum Hatalarımdan ders almıyorum ah,vah,tüh Uzun zaman önceydi birkaç tebessümden bile fazla, Çok fazla belgesel vahşet ve iklimleri anlatan yayınlar vardı Bir otör beğenmemişti yazılarımı "şiir anlayışlarımız uyuşmuyor" diyerek "Benim bir şiir anlayışım yok, canım yanıyor ve tek yapabildiğim yazı yazmak" demştim. Ve şimdi bakıyorum çoğumuz öyleyiz acı çekiyoruz ve tek yapabildiğimiz yaşamak Zengin dillerin kelimeleri Zengin insanların paraları Avuçlarda buruşturulan yapraklar nemlemdirici reklamlarına çıkıyordu Dokunmaktan öte bişey arayanların Salak sayıldığı Sadece sessiz değil hareketsiz de bir filmdi bu kimsenin duyguları canlanmıyordu Yani vakit tam olarak uzun zaman önceydi Birkaç otoritenin beni beğenmediği bir pazartesiydi Yeni başlangıçlar için en iyisidir yosunlu yoksul sendromlu ve her türlü lanet pazartesiler Taner abiy le içerken "dur o kadar kötü hissetme" demiştir Ben bişeyi nasıl hissedeyim diye uğraşmadım ki abi "deyince Hüzün konuşsa sesi budur dediğimiz bir şarkı söyledi Nasıl bir gecedir bu hatırladıklarım Asansörle yarışmıştım ilkokulda bütün ders dalıp gittiğim kız asansöre binip beni almadığında Ve apartmanın cam kapısından uçmuştum O zaman çanakkalede cam Vekapılı tek apartman vardı O zaman çocuk kalplerinin camdan geçip ölmeme özelliği vardı Markette bir hesabımız vardı ev alışverişini yazdırdığım ve 7 yaşındaydım. Sana çikolatalı gofretler alırdım Sallanırken yemeği severdin. Biliyor musun çikolatalı gofret in bile küçüğü çıktı hastane bayırınsa sürücü kursları eğitim verirdi Kapımızın önünde seninle arabalar geri kaçacak mı diye izlerdik elimizde çikolatalı gofretler Sonra salıncaklar sonra tahterevalli Sonra Hatice Oruç öğretmenimizin ziline basıp kaçmak Ben çok okul değiştirdim çok şehir değiştirdim ilkokulda ama Ama deyince gerisini unut derler ya ben de unuttum İşte böyleydi 90 larda çanakkale de hastanebayırı ve o zamanda olduğuna göre bu yaralar kalbimde doğuştan demek gerek galiba Ağır ve tehlikeli hayatlarda yaşayamaz raporu almalıyım sanırım Ağır ve tehlikeli hayatlar da ne ola? Hala kendini saklayan bir el soğuk Cover bir şarkı Erken açmış bir çiçek Sende şifa arayan ve iyileşince cıvıldayarak kaçan bir kalp Nedir ağır ve tehlikeli hayat Ve senden de özür diledim ama beni hatırlamadın 1. sınıf doğumgünümde getirdiğin kitabı beğenmediğim arkadaşım...
Ekleme Tarihi: 02 Mart 2024 - Cumartesi
Dr. İzzet Akın TÜTÜNCÜLER

Hastanebayırı

İçine yüklediğim anlamları kayboluyor Kelimelerin, insanların ve hatta düşlerin Kurmaca karakterlerim bile "duygularını açık etmek istemiyor" Yani diyorum şöyle diyorum böyle diyorum Akreple yelkovan arasımdaki ilişkiyi çözemiyorum Ah diyorum vah diyorum tüh diyorum Hatalarımdan ders almıyorum ah,vah,tüh Uzun zaman önceydi birkaç tebessümden bile fazla, Çok fazla belgesel vahşet ve iklimleri anlatan yayınlar vardı Bir otör beğenmemişti yazılarımı "şiir anlayışlarımız uyuşmuyor" diyerek "Benim bir şiir anlayışım yok, canım yanıyor ve tek yapabildiğim yazı yazmak" demştim. Ve şimdi bakıyorum çoğumuz öyleyiz acı çekiyoruz ve tek yapabildiğimiz yaşamak Zengin dillerin kelimeleri Zengin insanların paraları Avuçlarda buruşturulan yapraklar nemlemdirici reklamlarına çıkıyordu Dokunmaktan öte bişey arayanların Salak sayıldığı Sadece sessiz değil hareketsiz de bir filmdi bu kimsenin duyguları canlanmıyordu Yani vakit tam olarak uzun zaman önceydi Birkaç otoritenin beni beğenmediği bir pazartesiydi Yeni başlangıçlar için en iyisidir yosunlu yoksul sendromlu ve her türlü lanet pazartesiler Taner abiy le içerken "dur o kadar kötü hissetme" demiştir Ben bişeyi nasıl hissedeyim diye uğraşmadım ki abi "deyince Hüzün konuşsa sesi budur dediğimiz bir şarkı söyledi Nasıl bir gecedir bu hatırladıklarım Asansörle yarışmıştım ilkokulda bütün ders dalıp gittiğim kız asansöre binip beni almadığında Ve apartmanın cam kapısından uçmuştum O zaman çanakkalede cam Vekapılı tek apartman vardı O zaman çocuk kalplerinin camdan geçip ölmeme özelliği vardı Markette bir hesabımız vardı ev alışverişini yazdırdığım ve 7 yaşındaydım. Sana çikolatalı gofretler alırdım Sallanırken yemeği severdin. Biliyor musun çikolatalı gofret in bile küçüğü çıktı hastane bayırınsa sürücü kursları eğitim verirdi Kapımızın önünde seninle arabalar geri kaçacak mı diye izlerdik elimizde çikolatalı gofretler Sonra salıncaklar sonra tahterevalli Sonra Hatice Oruç öğretmenimizin ziline basıp kaçmak Ben çok okul değiştirdim çok şehir değiştirdim ilkokulda ama Ama deyince gerisini unut derler ya ben de unuttum İşte böyleydi 90 larda çanakkale de hastanebayırı ve o zamanda olduğuna göre bu yaralar kalbimde doğuştan demek gerek galiba Ağır ve tehlikeli hayatlarda yaşayamaz raporu almalıyım sanırım Ağır ve tehlikeli hayatlar da ne ola? Hala kendini saklayan bir el soğuk Cover bir şarkı Erken açmış bir çiçek Sende şifa arayan ve iyileşince cıvıldayarak kaçan bir kalp Nedir ağır ve tehlikeli hayat Ve senden de özür diledim ama beni hatırlamadın 1. sınıf doğumgünümde getirdiğin kitabı beğenmediğim arkadaşım...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.