Çanakkale Haber

Puna GÜLEÇÖZ
Köşe Yazarı
Puna GÜLEÇÖZ
 

ALLAH’IN SINIRLARI İHLAL EDİLMİŞTİR

"Diri diri toprağa gömülen kız çocuğunun hangi suçla öldürüldüğü sorulduğu zaman " (Tekvir, 81/8-9), “Onlara birine dişi çocuğu olduğu müjdelendiği zaman içi öfkeyle dolarak yüzü kapkara kesilir. Kendisine verilen kötü müjde yüzünden, halktan gizlenmeye çalışır; onu utana utana tutsun mu, yoksa taprağa mı gömsün? Bak ne kötü hüküm veriyorlar!” (Nahl, 16/58-59)   Tefsircilerin yazdıklarına göre; "cahiliyye Araplarında bu çirkin âdet yaygındı ve bunun türlü türlü terzahürleri vardı Kimisi kızlar yüzünden bir utanç duymak korkusuyla, kimisi parasızlık ve besleyememek korkusuyla, kimisi de melekler Allah'ın kızlarıdır, dediklerinden dolayı kızlarını da meleklere katmak üzere, Allah'a daha layıktırlar diye kız çocuklarının canına kıyarlardı" Şayet bir kadın bir bebek bekliyorsa, doğum sancıları başladığında çöle götürülüp kendisine o haliyle bir çukur kazdırılırdı Sonrasında orada doğum yapması beklenilir ve şayet bebek kız ise o çukura diri diri gömülerek doğan kız çocuğundan kimse haberdar olmadan öldürülürdü Durumu soranlara da ölü doğduğu söylenilerek olay örtbas edilirdi Bazı babalarsa yine "kınayanın kınamasından korkma" illeti yüzünden bir başka şekilde bu adetin idamesine taze kanlar verirlerdi Evladını rızık endişesiyle veyahut cimrilik nedeniyle öldürdü denmesin diye kız çocuklarını 4-5 yaşına kadar büyütür daha sonra kararlaştırılan bir gün en güzel kıyafeleri giydirilip, dayına gidiyoruz denilerek daha evvel kazılmış olan çukurun yanına götürüp diri diri gömerlerdi Halktan bazıları bu caniliğe karşı direndiğinde toplum onları dışlar, psikolojik baskıyla bu vahşiliğe zorlardı Şayet buna rağmen kurtulanlar varsa onların çocukları da yaygın olan babalarının isimleriyle anılmak yerine bu özel ve nadir olay sebebiyle annelerinin isimleriyle anılırlardı Daha sonradan müslüman olup bütün bir ömür yaptıklarının pişmanlığıyla kahrolan Temim kabilesinden Kays b Asım tam 8 kız çocuğunu bu şekilde gömdüğünü söylemektedir Bununla beraber Araplar içinde kız çocuğunu bu şekilde toprağa gömmeyi çirkin görenlerden; "Ferezdak'ın dedesi Sa'sa'a b Naciye el-Mücaşi kendi kavmi olan Beni Temim'den toprağa gömülecek kız çocuklarını fidye ile kurtarırdı" Bu kişinin 360tan fazla kız çocuğunu her biri için 10 aylık iki gebe deve karşılığında kurtardığı eserlerde geçmektedir Ki deve Arap toplumunda bir servet değerindeydi Allah rasulünün toplumdaki bu ve benzeri cahiliyye davranışlarını ortadan kaldırmak için göstermiş olduğu örnek davranışlar kayıtlarda insanı hayrete düşürecek nicelikte ve inceliktedir Kızları kendisinin oturmuş olduğu odaya girdiğinde ayağa kalkarak onları karşılar ve alınlarından öperdi Tıpkı yamulmuş bir metal cismin doğrultulması için düz bir tutuştan öte diğer tarafa fazlasıyla bükülmesi gerektiği gibi ;O da eşlerine ve kızlarına ayrı bir ihtimam göstermekteydi İslam diniyle birlikte asırlar öncesinde kadın haklarına dair mihir adı altında sigorta sisteminin kurulması şimdilerde birçok kimse için hayretengiz bir hadisedir.Yine peygamberin Medine'de kurulan pazara iki erkek zabıtanın yanısıra iki de hanım zabıta tayin etmesi, kadınların insan olarak kabul edilmediği, diri diri gömüldüğü, satıldığı devirle eş zamanlıdır Ne acıdır ki peygamberin yukarıda dile getirdiğim örneklerini hazmedemeyen, yüzleştiğinde yüzü ekşiyen sözüm ona müslümanlar da hala türlerini devam ettirmektedirler Tabi ayrı bir güruh da farklı nedenlerle bu gerçeklerin yayılmasından dolayı rahatsız olmaktadırlar O zamanki annelerin hislerini az da olsa anlamak için empati kurmaya çalıştığımda yüreğimin nasıl sızladığını elimdeki kırık dökük kelimelerle anlatamayacağımı itiraf etmeliyim Düşünün bir kere 9 ay boyunca çevreden ve aileden gelen "ya kız olursa" psikolojik baskısıyla tedirgin edilip, üstüne üstlük doğum sancılarıyla birlikte kollarından tutulup çöle götürülüyorlar Eğer yeni doğan evlatları kız ise gözlerinin önünde diri diri toprağa gömüldüklerine şahit olmak Her evlat bekleyişinde aynı yürek sancılarını doğum sancılarına eklemek Dile bile kolay değil Diğer türlü de can pareleriyle 4-5 yıllık bir anne evlat bağı kuruyorlar ve sonrasında en güzel kıyafetlerini giydirip süsleyerek ölüme gönderiyorlar Bu satırları size zaten medya tellaları tarafından senelerdin beslenen Arap antipatisine bir malzeme olsun, tamamını töhmet altında bırakalım diye aktarmıyorum elbette Zaten batıya da baktığımızda yakın yüzyıllara kadar onlarda da kadının insan mı hayvan mı olduğunu kendi aralarında tartışan, özel günlerinde oturdukları minderleri yakan, yedikleri kapları lanetleyen bir tablo çıkıyor karşımıza Öncelikli amacım bu konuyu farklı kültürler arasında kıyaslamak olmadığından ayrıntılı örneklere girmek istemiyorum İsteyenler bu örneklere rahatlıkla ulaşabilirler Tek gayem günümüzde her kesimde bulunan bu çarpık zihniyetin geçmişinin çok eskilere dayandığından dem vurmak da değil aslında Şimdilerde bu diri diri gömme caniliğinin yöntemlerinin gün be gün farklı soyut yöntemler de kazandığına dikkatinizi çekmek istiyorum Malesef artık anneler de bu caniliğe ortak oluyorlar ve birçoğu bunun bilincinde olmadığından eskisi gibi acı da çekmiyorlar Tıpkı eskiden kölelerin köleliklerini bildiklerinden dolayı kaçıp kurtulmaya çalışmasına karşın şimdi çağdaş köleye çevrilmiş fakat adı köle olmadığı için kendi durumundan bihaber insanoğlunun bu durumdan sıyrılmak için eskisi gibi çırpınmadığı gibi, sorunların isimleri değişip biraz daha soyut alana kaydıkça durumdan kurtulma mücadelesi vermek de güçleşmekte Bunları birer birer irdelemek bir yazının hacmine sığamaz Temennim o ki bu yazımla bu konudaki tefekkürünüze vesile olabilirim İnsanların sevdiklerini, aile fertlerini, modern hayat şartları adı altında nasıl diri diri hayatın içine gömdüklerini, özünü yitirmiş vizyonlar, etiketler peşinde içi boşaltılmış hayatlarla insanlıklarını takas ettiklerini, kadının reklam sektörünün baş malezemesi yapılmasıyla yukarıda bahsettiğim cahiliyye adetleri arasında ne gibi benzerlikler olabileceğini biraz düşünmenize vesile olmak istiyorum Bulanık inançlarla ya hiç ölmeyecek gibi bu dünya için çalışan, inandığı halde ihmal ettiği bir hesap gününü unutmaya çalışmak için kendini farklı meşguliyetlerin içine gömen, ve yahut bu dünyaya niçin geldiğini yanlış yorumlayıp tamamen kendisini sosyal hayattan soyutlayan insanları düşünüp yeni örnekleri zihnimizde canlandırarak kendimizin bu örnekler arasında nerede olduğunun muhasebesini yapalım istedim. Yaşarken üzerlerine anne-babası, çevre ve "erkek arkadaş bozuntusu" arkadaşları,yahut kocaları tarafından kim bilir kaç kez toprak atılıyor kızların,yahut annelerin,yahut tüm kadınların…yaptıklarınız söylemlerinizle uyuşmuyorsa siz kendinizi dahil herkesi inancınızla kandırırsınız evet bunu yaparsınız..çok inançlı olduğunuzu söyler,Müslümanlığı herkese anlatmaya çalışır,hatta cami meclislerinde ön safhalarda görünür…kendinizle baş başa kaldığınızda göz ucuyla yahut en ahlaksızca bariz görünen şehvetle baktığınız,tacizler ettiğiniz,yahut kendi rızasını dahi almadan zorla namusuna leke sürdüğünüz yetinmeyip vahşice öldürdüğünüz,yahut sokak ortalarında güç denemesi yaptığınız kızlarımızı kadınlarımızı siz zaten gömüyorsunuz.Oysa Yüce Allah ın tüm sınırlarını ve ayetlerini çiğneyerek ve ihlal ederek…onurunu,şerefini,inancını kaybetmiş bir milletin geleceği olmaz. ALLAH DER Kİ; Tevbe Suresi, ayet 24: "Onlara de ki; eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız, akrabalarınız, kabileniz, elde ettiğiniz mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız evler ve meskenler, size Allah ve Resulünden ve Allah yolunda cihaddan daha güzel ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah böyle fasıklar topluluğuna hidayet nasip etmez." Unutmayın ki Allah her şeye ve herkese tanıktır ve hükmü (bu millet için kararı da) yalnız Allah verir…yaptıklarınızdan sorumlusunuz,gördüklerinizden ve sessiz kalıp boşvermelerinizden,şahit olduğunuz her şeyden.Erkeklerin gücü kendisi gibi güçlü olan şeylerle denk düşmediği zaman o erkek kadar çok aciz ve de çok zavallı bir fasık yoktur…
Ekleme Tarihi: 07 Mayıs 2017 - Pazar
Puna GÜLEÇÖZ

ALLAH’IN SINIRLARI İHLAL EDİLMİŞTİR

"Diri diri toprağa gömülen kız çocuğunun hangi suçla öldürüldüğü sorulduğu zaman " (Tekvir, 81/8-9),

“Onlara birine dişi çocuğu olduğu müjdelendiği zaman içi öfkeyle dolarak yüzü kapkara kesilir. Kendisine verilen kötü müjde yüzünden, halktan gizlenmeye çalışır; onu utana utana tutsun mu, yoksa taprağa mı gömsün? Bak ne kötü hüküm veriyorlar!” (Nahl, 16/58-59)

 

Tefsircilerin yazdıklarına göre; "cahiliyye Araplarında bu çirkin âdet yaygındı ve bunun türlü türlü terzahürleri vardı Kimisi kızlar yüzünden bir utanç duymak korkusuyla, kimisi parasızlık ve besleyememek korkusuyla, kimisi de melekler Allah'ın kızlarıdır, dediklerinden dolayı kızlarını da meleklere katmak üzere, Allah'a daha layıktırlar diye kız çocuklarının canına kıyarlardı" Şayet bir kadın bir bebek bekliyorsa, doğum sancıları başladığında çöle götürülüp kendisine o haliyle bir çukur kazdırılırdı Sonrasında orada doğum yapması beklenilir ve şayet bebek kız ise o çukura diri diri gömülerek doğan kız çocuğundan kimse haberdar olmadan öldürülürdü Durumu soranlara da ölü doğduğu söylenilerek olay örtbas edilirdi Bazı babalarsa yine "kınayanın kınamasından korkma" illeti yüzünden bir başka şekilde bu adetin idamesine taze kanlar verirlerdi Evladını rızık endişesiyle veyahut cimrilik nedeniyle öldürdü denmesin diye kız çocuklarını 4-5 yaşına kadar büyütür daha sonra kararlaştırılan bir gün en güzel kıyafeleri giydirilip, dayına gidiyoruz denilerek daha evvel kazılmış olan çukurun yanına götürüp diri diri gömerlerdi Halktan bazıları bu caniliğe karşı direndiğinde toplum onları dışlar, psikolojik baskıyla bu vahşiliğe zorlardı Şayet buna rağmen kurtulanlar varsa onların çocukları da yaygın olan babalarının isimleriyle anılmak yerine bu özel ve nadir olay sebebiyle annelerinin isimleriyle anılırlardı Daha sonradan müslüman olup bütün bir ömür yaptıklarının pişmanlığıyla kahrolan Temim kabilesinden Kays b Asım tam 8 kız çocuğunu bu şekilde gömdüğünü söylemektedir Bununla beraber Araplar içinde kız çocuğunu bu şekilde toprağa gömmeyi çirkin görenlerden; "Ferezdak'ın dedesi Sa'sa'a b Naciye el-Mücaşi kendi kavmi olan Beni Temim'den toprağa gömülecek kız çocuklarını fidye ile kurtarırdı" Bu kişinin 360tan fazla kız çocuğunu her biri için 10 aylık iki gebe deve karşılığında kurtardığı eserlerde geçmektedir Ki deve Arap toplumunda bir servet değerindeydi Allah rasulünün toplumdaki bu ve benzeri cahiliyye davranışlarını ortadan kaldırmak için göstermiş olduğu örnek davranışlar kayıtlarda insanı hayrete düşürecek nicelikte ve inceliktedir Kızları kendisinin oturmuş olduğu odaya girdiğinde ayağa kalkarak onları karşılar ve alınlarından öperdi Tıpkı yamulmuş bir metal cismin doğrultulması için düz bir tutuştan öte diğer tarafa fazlasıyla bükülmesi gerektiği gibi ;O da eşlerine ve kızlarına ayrı bir ihtimam göstermekteydi İslam diniyle birlikte asırlar öncesinde kadın haklarına dair mihir adı altında sigorta sisteminin kurulması şimdilerde birçok kimse için hayretengiz bir hadisedir.Yine peygamberin Medine'de kurulan pazara iki erkek zabıtanın yanısıra iki de hanım zabıta tayin etmesi, kadınların insan olarak kabul edilmediği, diri diri gömüldüğü, satıldığı devirle eş zamanlıdır Ne acıdır ki peygamberin yukarıda dile getirdiğim örneklerini hazmedemeyen, yüzleştiğinde yüzü ekşiyen sözüm ona müslümanlar da hala türlerini devam ettirmektedirler Tabi ayrı bir güruh da farklı nedenlerle bu gerçeklerin yayılmasından dolayı rahatsız olmaktadırlar O zamanki annelerin hislerini az da olsa anlamak için empati kurmaya çalıştığımda yüreğimin nasıl sızladığını elimdeki kırık dökük kelimelerle anlatamayacağımı itiraf etmeliyim Düşünün bir kere 9 ay boyunca çevreden ve aileden gelen "ya kız olursa" psikolojik

baskısıyla tedirgin edilip, üstüne üstlük doğum sancılarıyla birlikte kollarından tutulup çöle götürülüyorlar Eğer yeni doğan evlatları kız ise gözlerinin önünde diri diri toprağa gömüldüklerine şahit olmak Her evlat bekleyişinde aynı yürek sancılarını doğum sancılarına eklemek Dile bile kolay değil Diğer türlü de can pareleriyle 4-5 yıllık bir anne evlat bağı kuruyorlar ve sonrasında en güzel kıyafetlerini giydirip süsleyerek ölüme gönderiyorlar Bu satırları size zaten medya tellaları tarafından senelerdin beslenen Arap antipatisine bir malzeme olsun, tamamını töhmet altında bırakalım diye aktarmıyorum elbette Zaten batıya da baktığımızda yakın yüzyıllara kadar onlarda da kadının insan mı hayvan mı olduğunu kendi aralarında tartışan, özel günlerinde oturdukları minderleri yakan, yedikleri kapları lanetleyen bir tablo çıkıyor karşımıza Öncelikli amacım bu konuyu farklı kültürler arasında kıyaslamak olmadığından ayrıntılı örneklere girmek istemiyorum İsteyenler bu örneklere rahatlıkla ulaşabilirler Tek gayem günümüzde her kesimde bulunan bu çarpık zihniyetin geçmişinin çok eskilere dayandığından dem vurmak da değil aslında Şimdilerde bu diri diri gömme caniliğinin yöntemlerinin gün be gün farklı soyut yöntemler de kazandığına dikkatinizi çekmek istiyorum Malesef artık anneler de bu caniliğe ortak oluyorlar ve birçoğu bunun bilincinde olmadığından eskisi gibi acı da çekmiyorlar Tıpkı eskiden kölelerin köleliklerini bildiklerinden dolayı kaçıp kurtulmaya çalışmasına karşın şimdi çağdaş köleye çevrilmiş fakat adı köle olmadığı için kendi durumundan bihaber insanoğlunun bu durumdan sıyrılmak için eskisi gibi çırpınmadığı gibi, sorunların isimleri değişip biraz daha soyut alana kaydıkça durumdan kurtulma mücadelesi vermek de güçleşmekte Bunları birer birer irdelemek bir yazının hacmine sığamaz Temennim o ki bu yazımla bu konudaki tefekkürünüze vesile olabilirim İnsanların sevdiklerini, aile fertlerini, modern hayat şartları adı altında nasıl diri diri hayatın içine gömdüklerini, özünü yitirmiş vizyonlar, etiketler peşinde içi boşaltılmış hayatlarla insanlıklarını takas ettiklerini, kadının reklam sektörünün baş malezemesi yapılmasıyla yukarıda bahsettiğim cahiliyye adetleri arasında ne gibi benzerlikler olabileceğini biraz düşünmenize vesile olmak istiyorum Bulanık inançlarla ya hiç ölmeyecek gibi bu dünya için çalışan, inandığı halde ihmal ettiği bir hesap gününü unutmaya çalışmak için kendini farklı meşguliyetlerin içine gömen, ve yahut bu dünyaya niçin geldiğini yanlış yorumlayıp tamamen kendisini sosyal hayattan soyutlayan insanları düşünüp yeni örnekleri zihnimizde canlandırarak kendimizin bu örnekler arasında nerede olduğunun muhasebesini yapalım istedim. Yaşarken üzerlerine anne-babası, çevre ve "erkek arkadaş bozuntusu" arkadaşları,yahut kocaları tarafından kim bilir kaç kez toprak atılıyor kızların,yahut annelerin,yahut tüm kadınların…yaptıklarınız söylemlerinizle uyuşmuyorsa siz kendinizi dahil herkesi inancınızla kandırırsınız evet bunu yaparsınız..çok inançlı olduğunuzu söyler,Müslümanlığı herkese anlatmaya çalışır,hatta cami meclislerinde ön safhalarda görünür…kendinizle baş başa kaldığınızda göz ucuyla yahut en ahlaksızca bariz görünen şehvetle baktığınız,tacizler ettiğiniz,yahut kendi rızasını dahi almadan zorla namusuna leke sürdüğünüz yetinmeyip vahşice öldürdüğünüz,yahut sokak ortalarında güç denemesi yaptığınız kızlarımızı kadınlarımızı siz zaten gömüyorsunuz.Oysa Yüce Allah ın tüm sınırlarını ve ayetlerini çiğneyerek ve ihlal ederek…onurunu,şerefini,inancını kaybetmiş bir milletin geleceği olmaz.

ALLAH DER Kİ;

Tevbe Suresi, ayet 24: "Onlara de ki; eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız, akrabalarınız, kabileniz, elde ettiğiniz mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız evler ve meskenler, size Allah ve Resulünden ve Allah yolunda cihaddan daha güzel ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah böyle fasıklar topluluğuna hidayet nasip etmez." Unutmayın ki Allah her şeye ve

herkese tanıktır ve hükmü (bu millet için kararı da) yalnız Allah verir…yaptıklarınızdan sorumlusunuz,gördüklerinizden ve sessiz kalıp boşvermelerinizden,şahit olduğunuz her şeyden.Erkeklerin gücü kendisi gibi güçlü olan şeylerle denk düşmediği zaman o erkek kadar çok aciz ve de çok zavallı bir fasık yoktur…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

07
Eylül
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.