Gerçeklerden uzak yaşam başlamak üzere, geldi geliyor derken; maddesel dünyanın çarkı feleği yedi bitirdi bizleri.Anlayamadıklarımız, Farkedemediklerimiz,Yaşayamadıklarımız ve Unuttuklarımız...bir kelebeğin bir günlük hayatı değildi tabi hayatımız ama herkes bir kelebek ki bu çok ilginç.Hayali ihracat işinin ilk mucitlerinden olan Yahya DEMİREL, daha bıyığı terlemeden mezar taşlarındaki isimleri kullanarak köşeyi dönmüştü. Yıllarca bu becerisini katlayarak sürdürdü. Alışkanlıkları terk etmek çok zordur. Bilirsiniz Seçimlerde bir kez daha diriltmişlerdi rahmetlileri. Şimdilerde ise bütün işlemler, öbür aleme göç etmiş olan Allah’ın kullarının mezar taşlarındaki ad ve adreslerine uygun olarak yapılıyor. Osmanlıcaya bunca merak nedendir dersiniz. Mezar taşlarını okuyup, savunmasız fanilerin üstüne yıkmaktır bu yasa dışı işleri.Ne şanslısın. Sen garipler mezarlığında yattığın için, adının kirli işlere karışması zor. Şimdi, Bakın işte. Lafı döndürüp dolaştırıp siyasete getirdi gene diyenleri duyar gibiyim.Sizlere de iki çift lafım olacak izninizle...Karnınız tok. Sırtınız pek . Keyfiniz yerinde olabilir. Buna sevinirim elbette.Lakin, yediğiniz ekmeğin. İçtiğiniz suyun. Sağlık, eğitim, adalet. Ülke huzuru . Yarınlara güvenle bakmanız. Ve İnsanlık onurunuzun siyasetle içli dışlı bir ilişki içinde olduğunu nasıl göz ardı edebilirsiniz.Bir eyleme, bir söyleme karışmayıp. Elini ciddi biçimde taşın altına koymayan birini, ben de asla insan yerine koymam. Çünkü insan ve yurt sevgisi, bu yüce değerleri ölüm pahasına da olsa, koruyup, uğruna savaşmakla mümkün olabilir ancak.Bunca can; sizler köşelerinizde oturup, çiçek-böcek muhabbeti yapasınız diye mi gitti. Bunca kan; sizler ağızlara pelesenk olmuş dua ve olan biten bunca yürek yakan olaylara, toz pembe gözlüklerle bakasınız diye mi aktı ve akmakta. Size “gelin, aktif olarak siyasete bulaşın” diyen yok.Dönelim asıl konumuza;Onca iletişim araçları, onca sanal alemler dururken, ben sana apaçık ve aleni halimle yazıyorum. Bu dünya alemi iyice çığırından çıktı.Akıl yitimi, çıkar, inanç ve mezhep savaşları dünyayı kan gölüne çevirdi. Emperyalizm, ülkelerini bir cehennemin içine attı.Sosyalizm bu ülkeye girmiş olsaydı eğer, bu felaketlerin hiç biri sırlardan içeri giremezdi.Aslında kurtla kuzu aynı tastan su içer, aynı gölde çimer, aynı kaval sesinde mest olurlardı, akılları fikirleri iyilikten, güzellikten ve içtenlikten yana olsaydı.
İnsan yaptıklarının farkında olabilen varlıktır. Bu farkındalık geçmişin ve geleceğin farkında olmaktır. Alınan miras ve bırakılan tereke şuuru. Ne almıştınız ne bırakıyorsunuz meselesi. Mezar taşlarını dahi bir sanat şaheseri fevkinde inşa etmiş bir imparatorluk bakiyesini ve medeniyet temsilciliği mirasını; sinmiş, güdük ve şahsiyetsiz bir tereke ile devredeceğiz.Şahsiyeti olmayana ve nev-i şahsına münhasır olmayana saygı duyulmaz. En kötü telif, en güzel taklitten dahi kıymetlidir. Çünkü onun aslı yoktur, sadece kendisi vardır. VESSELAM…